23 Eylül 2013 16:07

Kız öğrencilere ayrımcılık ve baskı had safhada

Biz Kayseri Metem’de ( Melikgazi Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi) okuyan öğrencileriz. Kız öğrenciler olarak okulda iki öğretmenle yaşadığımız sorunları anlatmak istiyoruz. Okula başladığımızdan beri cinsiyetçi bir yaklaşım sergilendiğini söylemek zorundayız. Çünkü en baş

Kız öğrencilere ayrımcılık ve baskı had safhada
Paylaş
Bir grup kız öğrenci

Biz Kayseri Metem’de ( Melikgazi Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi) okuyan öğrencileriz. Kız öğrenciler olarak okulda iki öğretmenle yaşadığımız sorunları anlatmak istiyoruz. Okula başladığımızdan beri cinsiyetçi bir yaklaşım sergilendiğini söylemek zorundayız. Çünkü en başından beri kızlar olarak duymadığımız laf, hakaret kalmadı. Sabahları sıra olunduğunda herkesin içinde rencide edildiğimizi düşünüyoruz. Sabah sırada yapılan konuşmalarda her zaman kız öğrencilere yönelik konuşuluyor. Serbest kıyafet uygulamasına geçilmeden önce etek boyları sorun oluşturuyorken, şimdi dar pantolonlar, kısa kollu tişörtler hatta ayaklarımızın görünme bahanesiyle ayakkabılarımızın babet olması bile sorun oluşturmaya başladı. Kıyafetlerimizin rengine bile çok dikkat çektiği için karışılır oldu. Vücut hatlarımızı belli etmeyen kıyafetler giymemiz söylendi. Kıyafetler yüzünden odalara çağırmalar ve konuşmalar hala devam eder durur.
Öğretmenimizin ağır bir dil kullandığını kimse inkar edemez. “Siz giyinmeyi bilmiyorsunuz, edepli olun, edepli giyinin. Eğilince oranız buranız açılıyor. Sütyen askılarınız görünüyor. Okula okumak için gelmiyorsunuz. Bugün pantolonundan üç parmak kısaltan yarın bir tarafında şortla gelir. Peşinize erkek takıyorsunuz. Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz, ahlaksızlar…” gibi sözler kullandığı çok olmuştur. Hatta bu konuları derste bile konuştuklarından çoğu zaman ders işlemediğimiz olmuştur. Bazı arkadaşlarımızın ailelerine “Kızınız kısa etek giyiyor, bunu okutmayın evlendirin. Kızınız çok güzel çalıştırmayın, başına bir iş gelir.” gibi cümleleri de meşhurdur. Sırf bu olaylar yüzünden okula gelmek istemediğimiz de çok oluyordu.
Başka bir öğretmenimiz ise haziranda gerçekleşen eylemlere katılan arkadaşlarımıza “Siz otobüs yakanlardan mısınız ? Yakıp, yıkanlardan mısınız ? Oraya gidenlerin hepsinin inancı eksik. Onların aile hayatları karışık olur.” diyerek psikolojik baskı yapmıştı. Ayrıca bu öğretmenimizin insanların inancını sorguladığını düşünüyoruz. Arkadaşlarımızdan birine eylemlere katıldığı için Kur’an meali hediye etmişti. Okulda politika olmaz herkes kendi işini yapsın. Öğrenci öğrenciliğini yapsın derken kendi yaptığı politikayı bizlere dayatmaya çalışıyor, öğrenciler olarak bu durumdan rahatsız olduğumuzu dile getirmek için böyle bir yola başvurduk. Son zamanlarda bu konu öğrencilerin arasında çok konuşulur oldu. Herkes düşüncelerini birbirlerine söylüyor, rahatsızlığını dile getiriyor. Ancak iş öğretmenlere karşı çıkmaya gelince herkes sus pus oluyor. Bu durumda arkadaşlarımızı haksız görmemek elde değil. Çünkü hep bir baskı vardı üzerimizde... Toplumdan kaynaklanan aile baskısının yanı sıra okulda gördüğümüz sözlü baskılar konuşmamıza ve hakkımızı aramamıza engel oldu. Ailemize şikayetlenince “Olsun sen öğretmenine karşı gelme, zıt düşme.” diye tembihleniyoruz. Hatta bazı aileler öğretmenlerin yaptıklarını çok normal karşılıyor. Ama artık bu iş bizim gibi birçok arkadaşımızın da canını sıkmaya başladı. Bundan sonra işler Metem’de nasıl yürüyecek merak ediyoruz…

*KAYSERİ

ÖNCEKİ HABER

Genç işsizliği yüzde 30’u buldu

SONRAKİ HABER

Bizi artık ayırmasınlar !

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...