21 Eylül 2013 19:00

Ordu, işçi eylemlerini tehdit olarak görüyor

Ortadoğu tarihi uzmanı Prof. Mark LeVine, Devrimci Sosyalist adlı örgütün Medya Komitesi Üyesi Tarek Sahalaby ile, Mısır’ın içinde bulunduğu durumu konuştu.Mübarek’in düşüşünden bu yana Mısır, hiç de sosyalizme yaklaşmış görünmüyor. Ordu bugün neden Devrimci Sosyalistlerin, özellikle

Ordu, işçi eylemlerini tehdit olarak görüyor
Paylaş
Mark Levine


Mübarek’in düşüşünden bu yana Mısır, hiç de sosyalizme yaklaşmış görünmüyor. Ordu bugün neden Devrimci Sosyalistlerin, özellikle de bir işçi avukatının peşine düştü? Müslüman Kardeşler gibi yakalamaları gereken daha büyük balıklar yok mu?
Sendikacı Mohamedein’in gözaltına alınma noktası aslında devletin kendini bulduğu nokta. Devlet bugün emek eylemlerini kendi çıkarları, hatta varlığı karşısında temel tehdit olarak görüyor. Kötü şeyler olacağını hepimiz biliyorduk ve eninde sonunda hükümet Müslüman Kardeşler’den olmayanların da peşine düşecekti. Fakat giderek açığa çıkan şu ki devlet kendi iktidarı karşısındaki en büyük tehdit olarak işçi eylemlerini görüyor. Ordu işçi eylemlerinin büyümesinden ve bu eylemlerin tıpkı 2011 yılında olduğu gibi iktidarını sarsacağından korkuyor.

31 ay önce Mübarek’in devrilmesinden bu yana işçi hareketinde neler değişti?
Ocak devriminden önce hemen hemen hiç bağımsız sendika yoktu. Bütün sendikalar devlete bağlıydı. Ayaklanmanın başladığı zamanlar da Müslüman Kardeşler tüm güçleriyle sendikaları kontrol etmeye çalıştı. Bugün 2 binin üstünde bağımsız sendika var. Bu durum işçi sınıfının ne kadar kendi gücünün bilincine vardığının göstergesidir. Aynı zamanda da politik olarak değişimi gösteriyor. Şu da çok ilginçtir ki bu sendikalar ve eylemleri medyada oldukça az yer buluyor. Medya bu  eylemeleri devlete bir tehdit olarak görüyor. Kendi devrim politikalarıyla sendikalara karşı koymaya çalışıyor.
 
Geçtiğimiz aylarda neler yaşandı?
İşçi eylemlerinin en üst noktaya ulaştığını görüyoruz. 2011’den beri birçok sektörde eylemler yaşanıyor. Bu eylemleri, verdiği sözleri tutmayan orduya karşı gösteriler takip edecek. Ekonomi giderek kötüye gidiyor çünkü politik olarak bir çalkantı söz konusu. Ve ordu giderek antidemokratik uygulamalara başladı. Başlayan eylemler, halktaki memnuniyetsizliğin göstergesi.
Mart ve nisan ayından beri, Mısır tarihinin belki de en büyük grevleri yaşandı. Bu eylemler, Mursi ve Müslüman Kardeşler’in devrim hareketini içine alamadığını gösterdi. Ardından ordunun müdahalesi geldi. Eğer düz bir mantıkla düşünürsek bu eylemler sonucu ordu Mursi’yi düşürmeye karar verdi diyebilirsiniz. Bazı kişiler bunun bir zincirleme olduğunu söylüyor. Ama şunu belirtmek önemli; “ordu destekli” eylemlerin ve Mursi’ye karşı neden bir ayaklanmanın başladığını iyi anlamalıyız. Devrimci güçlerin ve ordunun hedefleri bir süreliğine aynıydı: Mursi’yi düşürmek. Ama amaçları farklıydı. Devrimciler sisteme karşı kendi güçlerini korumak istediler, ordu ise bu gücü bir tehdit olarak gördü. Ordunun iktidarı, sadece bir kaç gün iyi gitti diyebiliriz. Ordunun pozisyonunu göstermeye yetecek büyükte grevler gerçekleşti. Bunların ilki 2000 işçiyi kapsayan Suez demir çelik sanayi bölgesinde yaşandı. Orada ordu, işçilerin eylemelerini engellemek için müdahalede bulundu ve bazı işçi temsilcilerini tutukladı. Ordunun müdahalesini burada bir tehdit olarak görmek gerekir. İkinci grev Ağustos ayında Mahalla’da yaşandı. Mahalla’da daha önce, 2006 ve 2008 yıllarında eylemler gerçekleşmişti. Eylemler o kadar büyük oldu ki ordu doğudan müdahale edemedi. Bu iki eylem aslında ordunun halkla “el eleyiz” propagandasını boşa çıkarıyor.

HALK YALANLARIN FARKINA VARACAK

Devrimci Sosyalistler orduya karşı yalnız mı kaldı sizce?
Sadece belli politik örgütlerin orduyu ve aynı zamanda Mursi’yi kınadıkları doğru, bu bir gerçek. Ama artık bir çok kitle örgütü de ordunun iktidarına karşı çıkıyor. Ordunun kurduğu mahkemelere, kadınlara yönelik cinsel şiddete, insan haklarını savunan avukatların tutuklanmasına karşı çıkıyor. Ama sayıları oldukça düşük. Eğer biz işimizi doğru yapar ve mesajımızı alternatif medya organlarıyla yaymaya devam edersek, insanlar orduyu istemediklerinin farkına varacaklar ve karşı çıkmaya başlayacaklar. Orduya, Mursi’yi istemeden karşı çıkacaklar. Bizim şimdiki görevimiz tüm devrimci güçleri ordu ve Müslüman Kardeşlere karşı bir araya getirmek. Bizler yeniden bir devrim koalisyonu kurmalıyız.Yolun sonunda binlerce insan, devletin görmezden geldiği binlerce insan, bir araya gelecek.

ORDU, POLİTİK İSLAM’DAN KURTULDU

Mübarek düştükten sonra bazı sendikalar, devrimci gruplar ve hatta bazı muhafazakar örgütler arasında bir birlik sağlamaya çalışıldı fakat bu hayata geçmedi. Neden olmadı? Bunun cevabı nedir ve Müslüman Kardeşler neden yasal statüsünü kaybetti?
Bunlar gayet iyi sorular. Normal şartlar altında, eğer Müslüman Kardeşler gücünü kazansaydı, sonrasında yine devrilebilirdi. Ama ordu atağa geçti ve ardından Mursi devrildi. Her ikisi de kendi iktidarını korumaya çalıştı. Ordu, milyonlarca Mısırlının ardında durarak tutuklanmalardan sıyrılmaya çalıştı. Ordu için politik İslam’dan kurtulmanın bir yoluydu bu durum.

YAVAŞ AMA EMİN ADIMLARLA...

Devrimci Sosyalist üyesi biriyle konuştuğumda 25 Ocak devriminin başlangıçta işçi ve özellikle tarım sektöründe çalışanlar bakımından oldukça zayıf olduğunu söyledi. Ama siz bu konudan bahsetmediniz. Eleştirel olmak gerekirse ya da kendimizi eleştirmek gerekirse 11 Şubat devriminden sonra endüstriyel alanda olduğu  kadar tarım alanında da neler yapılmalıydı işçilere bir yol haritası çıkarmak için?
Eleştirel olmak gerekirse devrimci grupların öncülük edememelerini eleştiriyorum. Ama bizler artık birlikte çalışıyoruz. Diğer taraftan artık azınlıkta olduğumuzun farkına varmalıyız. Büyük ve geniş bir eylem organize etsek bile ertesi gün hemen devrim olmaz. Yavaş ama emin adımlarla ilerliyoruz. Bir şeyden emin olmak gerek, işçi hakları için çalışan bir avukatın tutuklanması tesadüf olamaz.

www.aljazeera.com’dan çeviren Özlem Temena

ÖNCEKİ HABER

Ağlanacak Koza’da gülmek

SONRAKİ HABER

Baraj kodu yanlış ölçüldü evler su altında kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...