27 Mayıs 2011 14:18

Kürtler statü istiyor

20 kişiden oluşan heyet dün Taksim Hill Otel’de Bölge’de yaşanan gelişmeleri, Kürt sorunun çözümüne ilişkin önerilerini aydın ve gazetecilere anlattılar. DTK heyetinin basın toplantısına Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili adayı Abdullah Levent Tüzel ile 2. Bölge Bağımsız Milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, EMEP, BDP yöneticileri de katıldı.

‘SAVAŞIN DA BİR AHLAKI VAR’

Toplantıda söz alan Barış Annesi Nezahat Teke, yıllardır bir savaş içinde yaşadıklarını, evlatlarını bu savaşa kurban verdiklerini belirterek, AKP Hükümeti’nin her açılım lafının ardından üzerlerinin cenazeler geldiğini dile getirdi. “Ortada bir savaş var. Bunun da bir adabı, ahlakı olmalıdır” dedi. Bölge’de öldürülen gerillaların cenazelerine kötü muamele edildiğine ilişkin örnekler veren Teke, “Bir insan öldükten sonra gözlerini çıkartıyorsun, kollarını kesiyorsun, kulaklarını kesiyorsun. Biz anneleri kahreden bu. Ben parçalanmış bir cesede tanık oldum. 5-6 ay kendime gelemedim. Siirt’te bir yıl önce bir garillanın cesedi geldi. Yıkamak için bende girdim içeriye. İçi bomboştu. Sol tarafı hep kesilmişti. Üzerine naylon eritilip damlatılmıştı. Bu hangi vicdanda var? İnsanım diyen herkese bu soruyu soruyorum” diye konuştu. AKP’nin Kürtlerin oyunun peşine düştüğünü hatırlatan Teke, “Eğer oy almak istiyorsa operasyonları durdursun. Şimdi çıkmış ‘Kürt sorunu yok, PKK sorunu var’ diyor. PKK kimdir? Bunların anne babaları var. Bunlar uzaydan gelmedi, fabrika üretmedi bunları. Bunlar bizim çocuklarımız. Biz çocuklarımıza gidin polisi taşlayın demiyoruz ama 7 yaşında 10 yaşındaki çocuğa 16 yıl ceza verisen o çocuk çıktıktan sonra militan olur” dedi.  

STATÜ, ANADİL VE BARIŞ TALEBİ

Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, DTK’nın iki heyet oluşturduğunu bu heyetlerden birisinin Kuzey Irak’a giderek yerel Kürt yöneticileri ile görüştüğünü diğer bir heyetinde batı illerine geldiğini kaydetti. İki gün Ankara’da süren temasların ardından İstanbul’a geldiklerini ifade eden Demirbaş, “Bu heyetler Kürtlerin  statülerinin tanınmasını, anadilin kamusal alanda kullanılmasını, koruculuk sisteminin kaldırılmasını istiyor. Yaşanan son gelişmeler bizleri kaygılandırıyor. Ya ortak bir çözüm bulacağız yada hepimiz üzüleceğiz” diye konuştu. Demirbaş, bu topraklarında Kürtlerin statüsüzlüğünün çözümsüzlük getirdiğini ifade etti.

TEK ÇÖZÜM DİYALOG

BDP Eş Genel Başkanı Filiz Koçali ise Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesi için Bölge’deki 600’ü aşkın kurumun bir araya gelerek ortak haraket ettiğini kaydetti. Kürt halkın Newroz kutlamalarında verdiği mesajla, demokratik çözüm çadırları ile sorunun nasıl çözüleceğine dair fikirlerini açıkladını aktaran Koçali, ancak bunların polis baskısı ile karşılaştığını hatırlatarak, “Siyasi yollarla çözüm istiyoruz ama bir yıl içinde BDP’nin 3 bin kadrosu tutuklandı” dedi. Garilla cenazeleri geldiği zaman Bölge’de hayatın durduğunu söyleyen Koçali, Türkiye’nin en önemli sorunun Kürt sorunu olduğunu bununda ancak diyalog ile çözülebilineceğini söyledi.

İKİ AYDA 2500 GÖZALTI

HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Küreken, 2007 yılında AKP’ye kendilerinin de destek verdiğini ancak AKP’nin daha sonra Kürt sorununu çözme konusunda çark ettiğini söyledi. AKP’nin çark etmesinin ardından Anayasa tartışmalarını da başlaması ile Kürt halkını temsil eden partilerin bir araya gelme zorunluluğunun olduğunu belirten Küreken, kendilerinin de silahların susmasını istediklerini ama bunun koşullarının da yaratılmasını istediklerini dile getirdi.  KADEP Genel Başkan Yardımcısı Nizamettin Maskan da Kürtlerin arasında oluşan birlikteliğin halkı özgürlüğü götüreceğini ifade etti.  Bölgede 14 baronun bir araya gelerek bir hukuk çığlığı yükseltiğini dile getiren Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Süleyman Bilgiç ise “Kürt sorunu insanlık sorunudur. Bu yüzden batının da sorunudur. KCK kapsamında tutuklanan 3 bin kişinin içinde 6 tane avukat var. Yasalara göre avukatlar tutuklanamaz, tutuksuz yargılanır. Ama onları tutukladılar” dedi. Bilgiç, son iki ayda Bölge’de 2 bin 500 kişinin gözaltına alındığını kaydetti. Bölgede kürtler gibi Süryanilerinde baskı altında olduğunu söyleyen Süryani Topluluğu Temsilcisi Yakup Gabriel, topraklarına devletin el koyduğunu, Mardin-Şırnak arasındaki topraklarının askeri bölge ilan edildiğini dile getirdi. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et