18 Eylül 2013 12:21

Kapitalizmin vahşi yüzlerinden: Mevsimlik tarım işçiliği

Özellikle yaz aylarında, trafik kazalarında yaşanan kalabalık ölümlerle ya da linç olaylarıyla gündemimize gelen tarım işçileriyle ilgili araştırmaların sonuçları, tüyler ürpertici. Dr. Coşkun Canıvar’ın, tarım işçilerinin çalışma ve barınma koşullarının yaşamsal sonuçlarına ilişkin verdiği b

Kapitalizmin vahşi yüzlerinden: Mevsimlik tarım işçiliği
Paylaş
Nurşen Denizci

ÖRGÜTLENME VE MÜCADELE HATTI

Tarımsal üretimi doğal yöntemlerden uzaklaştırarak, hormonlarla, genetiği değiştirilmiş tohumlarla, yapay gübrelerle her mevsimde her ürünü üretmeyi amaçlayan kapitalist tarım politikaları için en önemli gereksinimin “ucuz emek gücü” olduğuna dikkat çeken Canıvar, Türkiye’de topraksızlaştırma, zorunlu göç ve evsizleştirme politikalarının tarım endüstrisi için gerekli ucuz emek gücünü sağladığını belirtiyor. En kötü koşullarda, çok düşük ücretlerle, günde 14-15 saate varan sürelerde ve hiçbir sosyal güvence olmadan çalışmaya mecbur bırakılan milyonlarca tarım işçisinin tek yolunun örgütlenmek ve mücadele etmek olduğunu söylüyor. 6-7 Nisan 2013’te Viranşehir’de yapılan Mezopotamya Mevsimlik Tarım İşçileri Kurultayı’nın örgütlenmede önemli bir adım olduğunu ifade eden Coşkun Canıvar, geniş bir mücadele hattı öneriyor: “Tarım işçilerinin dernekleşerek sonrasında sendikalaşma süreci, iş kanunu kapsamına alınma, barınma, alt yapı hizmetleri, ulaşım, sağlık hizmetlerinden yararlanma, işçi sağlığı ve iş güvenliği, çocuk işçiliği, kadın emeği, ayrımcılık ve toplumsal dışlama gibi konular ve topraksızlaştırma, mülksüzleştime politikalarına karşı mücadele mevsimlik tarım işçilerinin gündeminde yer almaktadır. Neredeyse tüm insan haklarının ihlal edildiği bu çalışma koşullarına karşı mevsimlik işçilerin öznesini oluşturduğu ve insan haklarından yana tüm toplumsal yapıların bileşeni olduğu bir mücadele hattı oluşturmak gerekmektedir diye düşünüyorum.”


AYRIMCILIK HASTA EDİYOR!

DR. Coşkun Canıvar, ayrımcılık ve ötekileştirmenin, tarım işçilerinin hayıtını en fazla zorlaştıran etmenlerin başında geldiğini söylüyor. Türkiye’de mevsimlik tarım işçilerinin çok önemli bir bölümünü Kürt halkının oluşturduğunu hatırlatan Canıvar, “Kürt işçiler çalıştıkları bölgelerde Kürtçe konuştukları için toplumsal hayattan dışlanıyor, devletin güvenlik kurumları ve yerli halk tarafından potansiyel suçlu muamelesi görüyor ve kimi zaman ırkçı linç girişimlerinin hedefi oluyor” diye anlatıyor. Canıvar, bu durumun, mevsimlik tarım işçilerinin neredeyse tamamını etkileyen ciddi sağlık sorunlarına yol açtığına dikkat çekiyor: “Etnik ve kültürel ötekileştirme, işçilerin göç bölgesinde yerleşim yerine dahi inmesini yasaklayan polisiye önlemlerle uygulanan sosyal izolasyon, işsizlik durumunda doğrudan açlıkla karşı karşıya kalma, güvencesizliğin ve yoksulluğun oluşturduğu stres, çok uzun çalışma sürelerinin yarattığı bitkinlik gibi daha çoğaltılabilecek birçok etken mevsimlik tarım işçilerinde depresyon ve anksiyete gibi intihara kadar varabilen ciddi psikiyatrik rahatsızlıklara neden olmaktadır.”


BEBEK ÖLÜM HIZI 5 KAT, ANNE ÖLÜM HIZI 6 KAT FAZLA

Yerleşim merkezlerinin uzağında, dere kenarı, bataklık gibi yerlerde barınmaya zorlanan mevsimlik tarım işçilerinin, temiz su, elektrik, çöp ve atık giderme, tuvalet ve kanalizasyon sistemlerinden yoksun, ilkel koşullarda yaşamak zorunda bırakıldığını anlatan Dr. Coşkun Canıvar, bu sorunların özellikle kadınlar ve çocukları üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Canıvar’ın bu konuda, 2012’de yapılmış ‘Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi’ adlı saha çalışmasına dayanarak verdiği rakamlar oldukça çarpıcı: Ailelerin yüzde 80’i tek göz çadırda yaşıyor ve aynı yerde uyuyor. Çalışma alanlarında temiz içme-kullanma suyuna erişim yüzde 33. Üreme sağlığı hizmetleri, gebelik ve sonrası anne ve bebek izlemleri, aşılama gibi en temel sağlık hizmetlerine büyük oranda ulaşılamıyor. Kadınların yaklaşık yüzde 57’si 18 yaşını tamamlamadan önce evleniyor ve gebe kalıyor. Her dört kadından biri doğum öncesi hiç bakım almıyor ve sağlık kuruluşunda doğum yapmıyor. Kadınların yüzde 46’sına son gebeliğinde tetanoz aşısı yapılmıyor. Tarlada hastalanan her dört kişiden biri sağlık hizmetine başvuramıyor. Ailelerin yüzde 20’si aile hekimini bilmiyor. Her dört bebekten sadece birinin aile hekimi tarafından izleniyor. Mevsimlik tarım işçilerinde bebek ölüm hızı Türkiye ortalamasından 5 kat, anne ölüm hızı ise 6 kat daha fazla.


TARIMSAL KİMYASALLAR ÖLDÜRÜYOR

Tarımdaki tüm iş kazalarının yüzde 14’ü ve ölümlü iş kazalarının yüzde 10’u pestisit ve diğer tarımsal kimyasallar nedeniyle olmaktadır. Bu kimyasalların sinir sistemi ve endokrin sistem üzerine toksik etkileri, göz problemleri, karaciğer hasarı, kalp damar hastalıklarında artış ve kanserojen etkileri bilinmektedir.

DÜŞÜK VE ÖLÜ DOĞUM KORKUNÇ BOYUTTA

Gebelikten önceki iki yıl içinde etkilenim olduğunda, bebekte böbrek kanseri riskinin arttığını, gebeliğin ilk üç ayında maruz kalındığında bebekte anomalilerin ve düşük riskinin arttığını gösteren çalışmalar vardır. Türkiye’de yapılmış bir saha çalışmasında, mevsimlik tarım işçisi kadınların yüzde 47’si en az bir kez düşük, yüzde 20’si en az bir kez ölü doğum yaptığı saptanmıştır.

KANSER SIKLIĞINDA ARTIŞ

Kesin kanıtlar elde edilmemiş olsa da çeşitli çalışmalarda tarım işçilerinde; lenfoma, lösemi, multiplmyelom, yumuşak doku sarkomu, pankreas, meme, over ve testis kanseri sıklığında artış bildirilmektedir.

MESLEKİ SOLUNUM SIKINTILARI

Tarımsal faaliyet esnasında ortaya çıkan toz ve gazlara bağlı olarak solunum sistemi hastalıkları gelişebilmektedir. Yapılan çalışmalar tarım işçilerinin yüzde 10-30´unun bir ya da daha fazla mesleki solunum sıkıntısı yaşadığını ortaya koymaktadır. Küflü ot, saman, tahıl ve yemde bulunan antijenik ajanlara bağlı hipersensitivitepnömonisi (çiftçi akciğeri), pamuk, keten ve kenevir tozlarına bağlı bisinozis, özellikle hasat dönemlerinde artan toz maruziyetine bağlı mesleki astım, solunum yolu enfeksiyonları tarım işçilerinde görülen solunum sistemi hastalıklarındandır.

HER ÇEŞİT CİLT HASTALIĞI

Cilt hastalıkları, diğer sektörlerle karşılaştırıldığında tarım işçilerinde 4-6 kat daha fazla görülür. Gübre, pestisit ve diğer kimyasallarla temas ile kontakt dermatit, ısı ve artropodlara bağlı dermatozlar ve güneş ışınlarına korumasız maruz kalınması sonucu gelişen deri kanserleri tarım işçilerinin sık görülen cilt hastalıklarıdır.

KAS VE İSKELET SİSTEMİ İFLAS EDİYOR

Kas iskelet sistemi hastalıkları tarım işçilerinin en yaygın meslek hastalıkları arasındadır. Ağır kaldırma, taşıma, uzun süre ayakta durma, tekrarlayan hareketleri uzun süre yapma, fiziksel zorlanma, barınma koşullarının uygunsuzluğu gibi faktörler tarım işçilerinde; bel ağrısı, bel fıtığı, karpal tünel sendromu, tendinit gibi çeşitli kas-iskelet sistemi hastalıklarına neden olmaktadır.


RAKAMLARLA MEVSİMLİK İŞÇİLİĞİ

Dünyada 1,1 milyar tarım işgücünün yaklaşık 450 milyonunu mevsimlik tarım işçileri oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2011 yılı istatistiklerine göre istihdam edilen yaklaşık 25 milyon işgücünün yüzde 26’sını tarım işgücü oluşturuyor. 6,3 milyon tarım iş gücünün de yaklaşık yarısını mevsimlik tarım işçilerinin oluşturduğu tahmin ediliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre sayıları 300 bin civarında olan mevsimlik gezici tarım işçisi fiilen kayıt dışı. Bu rakam çocuklarıyla birlikte en az 1 milyonu buluyor. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İzzettin Doğan bu kez de Marksistlere saldırdı

SONRAKİ HABER

Genel başkanı suçlayarak istifa etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...