Direnişin gönüllü çaycısı...
Evet bir bardak çay… neler hissettirmez direniştekilere… belki makina başında yapamamışsındır o sohbeti… belki hiç fırsatın olamadı onunla sohbet edip konuşmaya. Ama direnişte o bir bardak çayı içerken yapılan sohbetin birbirlerine nasıl kenetlendiğini fark etmezsin. Sabahın, akşamın ya da yemek arkası i&cced
Evet bir bardak çay… neler hissettirmez direniştekilere… belki makina başında yapamamışsındır o sohbeti… belki hiç fırsatın olamadı onunla sohbet edip konuşmaya. Ama direnişte o bir bardak çayı içerken yapılan sohbetin birbirlerine nasıl kenetlendiğini fark etmezsin. Sabahın, akşamın ya da yemek arkası içtiğin bir bardak çay… İşyeri önünde beklerken sabah sabah verilen o bir bardak çay ile başlarsın güne, dalarsın mücadele içersindeki sohbetlerle bardak bardak içersin belki de fark etmezsin, beklerken gelenlere de sunulur bir bardak çay… O bir bardak çay mücadelenin bir parçası olur. Peki elimize verilen bir bardak çayı kim verir bize…
GÜNDE 1500-2000 ÇAY
Feniş Alüminyum fabrikasında 9 Eylül’den bu yana süren direnişte 24 saat fabrikada kalan işçilerin çay ihtiyaçlarını gönüllü olarak üstlenen genç bir işçi dikkatimizi çekti. Günde bin 500 – 2 bin çay servisi yapan İnan Söylemez, Feniş’te 5,5 yılını geçirmiş. Müteahitte çaycı olarak işe başlamış, hem idari personele hem de işçilere çay servisi yapıyormuş. 2,5 yıl çalışmış. işçiler tarafından sevilmiş, müteahitten kadroya üretime geçmiş. Kadrolu olarak 3 yıl çalıştıktan sonra üretim durmuş, eylem başladıktan sonra da her gün sabah 06:00’da çay ocağının başına geçip işçilere moral olsun diye sıcak taze çay ikramında bulunuyor. İnan’la çay ikramını ve direnişi konuştuk.
YUVA KURACAKTIM
Gebze doğumlu ve 26 yaşında olduğunu söylüyor İnan Söylemez. Elazığlı’ymış. Üretim işçisi olduğunu söyleyen Söylemez, “Üretime geçtikten sonra işveren patron bizim maaşları hep gecikmeli verdi. 3,5 aylık maaşımız içerde. Tazminatımızı vermeyecek. Ben kendime yuva kurma hazırlığındayım. Evlenmek istiyordum. İşveren aç gözlü, bizleri mağdur ediyor. Ben de buna inat işçilere moral bulsun diye sıcak çay servisi yapıyorum” diyor. Başbakan’ın “Evlenin 3-5 çocuk yapın” dediğini dile getiren Söylemez, şöyle devam ediyor; “Gelirimiz ortada… 10 bin dolar kazandığımızı zannediyor. İşçinin cebine ne kadar para giriyor? Paralar zenginlerin cebine gidiyor. Ben geleceğe güvenle bakamıyorum. 50 yıllık fabrika bu durumda. Devlet buna göz yumuyor. Ben bu şartlarda nasıl evleneyim, çocuk yapayım, ev alayım. Devlet iş güvencesi vermiyor. Bizler alt tabakayız. Yani duvarın en altındaki tuğlayız. Bilmiyorlar mı en alt tuğla çekildiği zaman duvarın çökeceğini… Onlar da bu sistemin altında kalacaklar.
Arkadaşlarına çay dağıtmaya devam edeceğine ifade eden Söylemez, “Sağlığım el verdiği ölçüde başarana kadar emeğimi ortaya koyacağım. Hakkım helal olsun yeter ki kazanalım” diyerek temennilerini dile getiriyor. (Gebze/EVRENSEL)