Sibel Üresin şahsında cinsiyet ayrımcı söylemler kınandı
KESK ve BTS kadın sekreterleri, “çok eşli yaşamın ‘yasal’ hale getirilmesini” öneren Sibel Üresin şahsında tüm cinsiyet ayrımcı söylemleri kınadılar.KESK Kadın Genel Sekreteri Canan Çalağan yaptığı yazılı açıklamada, Sibel Üresin’in açıklamalarının, “Erkek egemen bir zihniyetin bir
KESK Kadın Genel Sekreteri Canan Çalağan yaptığı yazılı açıklamada, Sibel Üresin’in açıklamalarının, “Erkek egemen bir zihniyetin bir kadının ağzından dile gelmesi, kadına yönelik şiddeti, aşağılamayı, ayrımcılığı ve baskıyı meşrulaştıran bir söylem, kadınların yüzyıllardır sürdürdüğü eşitlik mücadelesine bir saldırı” olduğunu ifade etti.
‘AKP’NİN GERİCİ BAKIŞININ YANSIMASI’
Toplumsal yapıya nüfuz etmiş gerici ve muhafazakar bu tür söylemlerin, basitçe bir “bakış açısı” olamayacağını belirten Çalağan, “Statükoyu ve var olan sistemi son kerteye kadar korumayı hedefleyen bu ifadeler ideolojik bir örgü içinde söylenmektedir” dedi. Bu ideolojik örgünün, AKP iktidarının gerici ve muhafazakar tutumunu benimseyen çeşitli kişilerin söylemleriyle somutluk kazandığını dile getiren Çalağan, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf’ın sistematik kadın cinayetlerini “münferit” olarak değerlendirmesinin de yine erkek emegen zihniyetin kadına benimsetilerek dile getirilmesi olduğunu vurguladı.
HERGÜN 5 KADIN ÖLDÜRÜLÜRKEN…
Sibel Üresin’in kullandığı ifadelerin aynı zamanda dini değerlerin ve inancın manipüle edilerek, iktidar olanın elinde sömürü aracına dönüştürülmesi örneği olduğunun altını çizen Çalağan, “Ülkemizde her gün ortalama 5 kadın öldürülürken, taciz ve tecavüz olayları artarak devam ederken ve kadına yönelik şiddet çoğu kez cezasız kalırken, çok eşliliğin yasal olmasını savunmak, kadına ve toplumsal eşitliğe, adalete vurulan bir darbe niteliğindedir” dedi.
MİLYONLARCA KADININ EMEĞİ YAĞMALANIYOR
Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Kadın Sekreterliğinden yapılan açıklamada da Üresin kınandı. Açıklamada, “Kadınların yok sayıldığı, kadına erkek egemen sistem tarafından biçilen rolün dayatıldığı bir dönemde ülkemizde hergün kadınlar birinci derecede yakınları olan erkekler tarafından vahşice öldürülüyor; milyonlarca kadının emeği hiçbir toplumsal karşılık yaratmadan yağmalanıyor” denildi.
Açıklamada, AKP hükümetinin, “neo-liberal, gerici, cinsiyetçi iktidar rejiminin kurucu aktörü olarak, kadınların bedenlerini, emeklerini ve kimliklerini değersizleştiren özel bir kadın düşmanlığı siyasetiyle piyasacı, dinci, gerici toplumsal ilişkileri tahkim ettiği” vurgulandı.
Toplumun her yönüyle muhafazakarlaştığı, kadının bir yandan toplum dışına itilirken, diğer yandan toplum içindeki konumunun daraltıldığı ve kadının ikincilleştirildiği döneme dikkat çekilen açıklamada, bu dönemde bir kadın olarak önce kendisinin varolan tabloya itiraz etmesi gereken Sibel Üresin’in bu tabloyu pekiştirici ve kabul edici yaklaşımını şiddetle kınadıkları kaydedildi. (Ankara/EVRENSEL)
İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak?
Vatan millet ıstakoz
Istakozun faturası!
Çocuklar ve gençler kime emanet?
Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi
AB, İran’a karşı Türkiye’ye rol verme peşinde
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
