Doğaya, bilime, üniversitelere özgürlük
Karaburun Bilim Kongresi’ne katılmak üzere yola çıkışım için “ceketimi alıp çıktım” tabiri yerinde olacaktır. 4-7 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen kongrenin açılışını kaçırmıştım ancak sunumlara yetişmek için ihtimal halen vardı, fakat ne gittiğimde kalacak bir yer ayarlamıştım, ne de yola çıkmak için otobüs bileti. Bir sırt çantasına aceleyle bir kaç parça eşya koytuktan sonra İzmit Otogarı’na geçtim bulduğum bir biletle yola koyuldum. Önce İzmir’e oradan da kongrenin gerçekleşeceği Karaburun’a vardığımda saat sabah sekiz buçuktu.
Gerekli kayıt işlemlerini yaptırarak saat dokuzda gerçekleşecek olan ilk oturuma katıldığımda kalacağım yer ve burada geçireceğim zamana dair soru işaretleri halen mevcut durumunu korumaktaydı. Katıldığım tüm oturumlardan bahsetmek adına kısıtlı bir alana sahibim ancak sizlere kongrenin etkinliklerinden ve gerçekleşen üniversite oturumlarından bahsetmeye çalışacağım.
Gerçekleşen iki üniversite oturumunun ilkinde akademik mücadele ön plana çıkarken ikinci oturumda Türkiye’de siyasal dönüşüm ve üniversiteler başlığı altında iktidarların üniversiteleri kendi ideolojileri kapsamında nasıl dönüştürmeye çalıştığı ve günümüz yansımalarının üzerinde duruldu. Yeni YÖK Taslağı’nında tartışıldığı bu oturumda akademisyenlerin ve öğrencilerin nasıl bir ortak mücadele ağı öreceği üzerine tartışmalar gerçekleştirildi.
Sorulan sorularla zenginleşen oturumda üniversite öğrencilerinin öz örgütlerine (kulüpler ve öğrenci temsilci konseyi) dikkat çekilerek 18 Aralıkta başbakanın ODTÜ’ye beş bin polisle adeta çıkarma yapmasının ardından gerçekleşen eylemlerde kulüplerin öneminin bir kez daha ön plana çıktığı vurgulandı.
Haziran direnişiyle birlikte adete korkunun korkutulduğu bir aşamaya gelinmesi her baskıcı tutumun toplumsal patlamalarla karşılanması üzerine iktidar önümüzde ki dönem üniversiteler üzerinde ki baskıların artacağının sinyallerini vermeye başladı. Bu baskıcı tutumun püskürtülüp halk için bilim, doğaya bilime üniversitelere özgürlük sesinin nasıl yükseltileceği konusunda devam eden tartışmaların sonunda hükümetin dış politikasına da değinilerek yeni dönemin başlangıcıyla beraber üniversitelerden Suriye’de Emperyalist Savaşa HAYIR sesinin tüm bileşenlerle beraber yükseltilmesinin önemine ısrarla vurgu yapıldı.
Kongrede oturumlar sonrasında gerçekleşen konserler,film gösterimleri ve forumlarda önemli bir yere sahipti.Tüm bunların yanında kongre boyunca #Diren Sanat ismiyle gerçekleştirilen fotoğraf sergiside katılımcıların beğenisini topladı.
*Kocaeli
Evrensel'i Takip Et