25 Mayıs 2011 15:17

İşçiler herkesin eşit olduğu bir ülke istiyor

OYUM BAĞIMSIZLARA

Mehmet Peker, bir gıda firmasında taşıyıcı olarak çalışıyor. 30 yıldır işçilik yapan Peker, ülkenin en acil sorununun Kürt sorunu olduğunu söyledi. Adıyaman Kahtalı olan 58 yaşındaki Peker “Yaptığımız taşımacılık işçiliği Güneydoğu’ya özel bir iş değil. Herhangi bir kaza olsa hiçbir güvencemiz yok. Kılıçdaroğlu her aileye 600 lira diyor ama ben inanmıyorum. Keza Erdoğan’a da inanmıyorum. Bizim oy vereceğimiz tek bir yer vardır. O da bağımsızlardır. Ben İstanbul 2. bölgede oturuyorum ve oyumu Sırrı Süreyya Önder’e vereceğim” diye konuştu.
Kürt sorununun çözümünde ilk adımın anadil hakkının tanınması olduğunu söyleyen Peker şöyle devam etti: “Bölgede köyleri yakanların Ergenekon’la bağlantılı olduğu zaten belli. Hükümet’in de işine geldiği için bunu çözmüyor. Kürt sorunu çözülse bölgeye yatırım yapılsa her şey güllük gülistanlık olur. Ben burada akşama kadar bu çuvalları taşımak mecburiyetinde miyim? Benim kaderim midir bunlar? Eğer ben de okumuş olsaydım ben de Tayyip Erdoğanın seviyesine gelemez miydim? Herkes kendi yandaşını düşünüyor. 30 yıldır gel git zaten aldığımız para belli. Ben buradaki paranın yarısını alayım ama kendi memleketimde yaşayayım. İlk önce bu sorunlar çözülsün.”

ASGARİ ÜCRET YÜKSELTİLMELİ

10 yıldır işçilik yapan Fatih Karakuş da Adıyamanlı ve Peker ile aynı firmada taşıyıcılık yapıyor. Seçimlerdeki vaatlere inanmayan Karakuş “Seçimlerde herkes her şeyi söylüyor. Seçimden sonra halk unutuluyor. Her şey dereyi geçinceye kadar” diye konuştu. Oyunu nasıl kullanacağına henüz karar vermeyen Karakuş, yıllardır Türkiye’de seçimlerin hep böyle olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Vaatler seçimlerden sonra kendi yandaşlarına hizmete dönüşüyor. Herkes kendi yandaşını kolluyor.” Çalışma koşullarının çok kötü olduğunu vurgulayan Karakuş’un seçimlerden beklentisi şöyle: “Asgari ücretin yükseltilmesi, emeklilerin daha iyi maaş alması, işçiler için sendikaların yoğunlaşması.”
Ayakkabı işçisi olan Mehmet Çakın da çalışma saatlerinin uzunluğundan yakınıyor. Asgari ücretin düşük olduğunu belirten Çakın “Ben 800 TL alıyorum. Ev kirası 500 TL. bununla birlikte faturalar var. Çocukların eğitimi var. Bu parayı nereye yetiştireceğimizi şaşırıyoruz. Asgari ücret en az 1000 TL olmalı” dedi.

DEMOKRATİK ANAYASA İSTİYORLAR

12 Haziran seçimlerine demokratik bir Anayasa olmadan gidildiğini belirten Nurettin Sidal, 12 Eylül referandumunu AKP’nin kendisi için getirdiği bir düzenleme olarak görüyor. Bu yüzden seçimlerde Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’na oy vereceğini söyleyen Sidal “Demokratik Anayasa ülkedeki bütün halkları eşit temsil edecek, insanların emeğini sömürmeyecek bir anayasa olmalıdır” dedi. Asgari ücretin çok düşük olduğunu belirten Sidal şöyle devam etti: “Her şey güce dayalı. Her şey Başbakanın istediği gibi oluyor. Demokratik bir ülke değiliz. Ben Kürt halkının ve Alevilerin Türklerle eşit temsil edileceği bir Anayasa istiyorum” dedi.

KAN AKMASIN

Ayakkabı işçisi Hasan Gören seçimlerden beklentisini şöyle ifade etti. “Herkesin eşit olduğu, kan akmadığı, insanların ezilmediği bir ülke olsun istiyorum. Mesela ben çalışacağım başkası yiyecek. Böyle bir şey olabilir mi? Herkes eşit bir şekilde çalışsın eşit bir paylaşım olsun. Asgari ücret 630 TL doğalgaz geliyor 250 TL bu parayla geçinmek mümkün mü?​”

KÜRTÇE NİYE OLMASIN

Mahmut Balık, verilen vaatlerin hiçbirine inanmıyor. Balık “Avrupa ülkelerinde dürüst insanlar var. Yolsuzluk gibi olaylar çıktığı zaman bu adamlar istifa bile ediyorlar. Biz de ise yolsuzluk almış başını gidiyor. Her türlü pislik çıkıyor ama birbirlerini aklıyorlar” diye konuştu. Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt sorunu olduğuna dikkat çeken Mahmut  Balık, “Yıllardır böyle bir sorun olmadığını söylüyorlar ama bu sorun var. İnsanlar birbirlerini öldürüyor. Bu sorunun birçok yönü var. Sosyal, siyasal, ekonomik.. İnsanlar hayatlarından memnun olsa kimse dağa çıkmaz. Çocuklarımızı özel okula gönderiyoruz. Almancası, İngilizcesi bütün dilleri varda bu Kürtçe niye olmasın? Ülkemizde hangi dil varsa konuşulsun. Bunlar ülkemizin zenginliğidir. Yıllardır inkarcılığa gidildiği için bu sorun bu noktaya geldi.” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et