08 Eylül 2013 15:21

Facebook: bir mahremiyet cehennemi mi?

Facebook kurucusu Zuckerberg, insanların dizginlenemez paylaşım tutkularının sebep olduğu hızlı büyümenin sarhoşluğuyla “Mahremiyet çağı bitti” demişti[1]. Yanıldığını gördük. Facebook kullanıcı tepkisi ve sivil toplum kuruluşlarının davaları yüzünden mahremiyet kurallarını bir çok kez yenilemek ve basitleşt

Paylaş
Dr. Özgür Uçkan

Facebook kurucusu Zuckerberg, insanların dizginlenemez paylaşım tutkularının sebep olduğu hızlı büyümenin sarhoşluğuyla “Mahremiyet çağı bitti” demişti[1]. Yanıldığını gördük. Facebook kullanıcı tepkisi ve sivil toplum kuruluşlarının davaları yüzünden mahremiyet kurallarını bir çok kez yenilemek ve basitleştirmek zorunda kalıp geri adım attı. Facebook’un kullanıcılarının özel hayatını ve kişisel verilerini alınır satılır bir metaya dönüştürmek için elinden geleni ardına koymadığı ortada. Ama sosyal medyada ilk zamanlarda yaşanan paylaşım çılgınlığının durulmaya başladığını, mahremiyetin yeniden güçlü bir şekilde trend olduğunu söylemek mümkün.

Facebook’un kullanıcı mahremiyeti ve kişisel verileri ile ilgili olarak temsil ettiği riskleri iki farklı boyutta ele almak uygun olur. Bunlar, şirketin karmaşık mahremiyet ayarlarının temsil ettiği risk; ve şirketin gizli kalması gereken IP numarası, kimlik bilgileri, doğrudan mesajlaşma içeriği, özel olarak işaretlenmiş içerik gibi hassas kullanıcı bilgilerini devletler başta olmak üzere üçüncü taraflarla paylaşması riski olarak konumlanabilir.

Facebook, paylaşım ve mahremiyet ayarlarını inatla karmaşık, kullanıcı dostu olmayan bir arayüzle sunuyor ve tasarımsal olarak açık tutuyor. Mümkün olduğu kadar çok paylaşım yapılmasını sağlamak istiyor ve kullanıcıların bu önemli konuyla ilgili bilinçsizliklerine ve ilgisizliklerine güveniyor.

Bu konuda zaman içinde kullanıcılar lehine belli bir gelişme olduysa, bu ABD merkezli sivil toplum kuruluşlarının Facebook aleyhine açtığı davalar ve yoğun kullanıcı tepkisiyle sağlandı. Ayrıca, Facebook için önemli bir pazarı temsil eden Avrupa Birliği’ndeki sıkı mahremiyet ve kişisel veri koruma düzenlemeleride belirleyici oldu. Facebook’un veri kullanım politikası, en son Aralık 2012 tarihinde güncellenmişti[2]. Ancak şirket, geçtiğimiz günlerde bu konuda yeni güncellemelere gideceklerini duyurdu[3]. Yeni çerçeve, Facebook’un kullanıcılara ait veriler üzerinde kendisine yeni yetkiler tanımak, istediğini ortaya koyuyor. Ayrıca şirket, yüz tanıma gibi yeni istihbarat teknolojilerini sisteme entegre etmeyi planlanıyor[4]. Bu gelişmelerin kullanıcı mahremiyetin için ciddi riskler içereceği ortada.

İkinci boyut ise çok daha vahim bir tehlikeye işaret ediyor. Google ve Twitter gibi şirketler kendilerine devletlerden gelen bilgi, sansürleme, müdahale taleplerini içeren “şeffaflık raporları” yayınlıyor. Şeffaf olmadığı için çok eleştirilen Facebook da nihayet bu adete uydu[5]. Ama taleplerden kaçının hukuki prosedüre uygun yapıldığı, karşılanan taleplerin niteliği vb. belirsiz. Üstelik bu “şeffaflık raporu”, ABD devletinin “izin verdiği kadar” şeffaflık içeriyor[6].

Buna göre, Facebook 2013'ün ilk altı ayında 38,000 bilgi isteğine cevap vermiş. Bunların 21,000'i ABD yönetiminden gelmiş. Gezi dönemini de kapsayan dönemde geriye kalan 18,000'in önemli bir kısmının nereden geldiği belli değil[7]. Bu dönemde Türkiye için verilen rakam 47. Şimdi bu bilgiye nasıl güveneceğiz? Aynı dönemde bakan Binali Yıldırım’ın, “işbirliği yapmıyor” diye Twitter’a esip gürlerken Facebook’un “uyumlu çalışması”ndan pek memnun olduğunu hatırlayalım[8]. Her nekadar Facebook, telaşla hükümetle işbirliği yaptığını yalanlasa da[9], bu “uyum”un kokuları ortaya çıkmaya başladı[10]. Facebook, sadece mahrem kullanıcı bilgilerini paylaşmakla itham edilmiyor, uyguladığı içerik sansürü ile de eleştiriliyor. Kürt muhalefetinin sayfaları veya Gezi direnişi sırasında sivrilen Ötekilerin Postası sayfası gibi içeriklerin kapatılması, Facebook’un hükümetlerle ne kadar “uyumlu” olduğunun bir başka göstergesi[11].

Kısacası Facebook, anonimlik, mahremiyet, ifade özgürlüğü hakları ve kişisel verilerin korunması bakımından şaibeli bir şirket. Kazandığı geniş kullanıcı kitlesi ve küresel yaygınlığıyla şimdilik tepkilere direniyor. Bu eleştirilere, Facebook’un bir şirket ve önceliğinin de kar etmek olduğu söylenerek karşı çıkılabilir. Ama bu, medya etiğinin, yani tarafsız ve doğru haber vermenin birer şirket olan medya grupları için de geçersiz olduğunu söylemeye benzer. Sosyal medya da, kullanıcı temelinde gelişen yeni bir iletişim ortamı ve kullanıcıları odak olarak alan bir “sosyal medya etiği”nin oluşmakta olduğunu söylemek yanlış olmaz. Şimdilik Facebook öncelikli müşterisi olarak reklam verenleri görüyorsa ve devletlerle şaibeli pazar ilişkileri peşindeyse de, mahremiyet trendinin tersine dönmesi ve hızla gelişen kullanıcı bilinci, iletişim alanının gerçek sahibinin kullanıcılar olduğunu gösterecek.

Elbette ifade özgürlüğünüzü, mahremiyetinizi, kişisel verilerinizi kar odaklı bir şirkete emanet edemezsiniz. Halen sosyal medya ortamı şirketlerin belirleyiciliğinde olsa da, yeni, alternatif, kullanıcı odaklı, gayri-merkezi ve güvenli sosyal medya ağlarının doğduğunu göreceğiz. İletişim alanı hızla gelişiyor ve asıl belirleyici olan ekonomi değil, ekonomi politik...

İstanbul Bilgi Üniversitesi Alternatif Bilişim Derneği


[1]Marshall Kirkpatrick, "Facebook's Zuckerberg Says The Age of Privacy is Over", Readwrite, Ocak 2010, http://readwrite.com/2010/01/09/facebooks_zuckerberg_says_the_age_of_privacy_is_ov#awesm=~ogpyjsX6wLAUIx

[4]Facebook considers adding profile photos to facial recognition, Reuters, 29.09.2013, http://www.reuters.com/article/2013/08/29/us-facebook-facial-idUSBRE97S0UZ20130829

[5]Facebook, Global Government Requests Report, https://www.facebook.com/about/government_requests

[6]Facebook Releases First Transparency Report, Mashable, 27.08.2013, http://mashable.com/2013/08/27/facebook-transparency-report/

[7]Facebook Gave 38K Users’ Data to Governments in 6 Months, Wired, 27.08.2013, http://www.wired.com/threatlevel/2013/08/facebook-divulged-user-data/

[8]Bakan Binali Yıldırım: 'Twitter bizi geri çevirdi', Hürriyet, 26.06.2013, http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/23588625.asp

[9]Dr.Özgür Uçkan, ‘Binali Yıldırım’ın başvurduğu kozun hiçbir anlamı yok, Vagus.TV, 28.06.2013, http://vagus.tv/2013/06/28/osmanli-tokadi/

[10]Facebook: Türk hükümetiyle kullanıcı bilgilerini paylaştık, T24, 27.08.2013, http://t24.com.tr/haber/facebook-turk-hukumetine-kullanici-bilgileri-verdik/238042; Facebook: Türk hükümetine endişelerimizi anlatacağız, İnsan Haber, 27.08.2013, http://www.insanhaber.com/guncel/facebook-turk-hukumetine-endiselerimizi-anlatacagiz-h20694.html

[11]Ezgi Başaran, PKK'ya ait her şey kapatma nedenidir, Radikal, 29.08.2013, http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi_basaran/pkkya_ait_her_sey_kapatma_nedenidir-1148259; ayrıca bkz. Alternatif Bilişim Derneği, Facebook'un önceliği kullanıcılar olmalı, 4.09.2013, http://www.alternatifbilisim.org/wiki/Facebook%27un_%C3%B6nceli%C4%9Fi_kullan%C4%B1c%C4%B1lar_olmal%C4%B1


ÖNCEKİ HABER

Dersim’den Hewler’e ekolojik yolculuğun eko-jîn hâli

SONRAKİ HABER

Başparmak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...