05 Eylül 2013 08:42

‘Bazı mekanlar kentin belleğidir’

BEYOĞLU Galata’daki asırlık kitapçı ve Türkiye’nin ilk kitap müzayede mekanı Librairie de Péra’nın artan kira nedeniyle kapanması yeniden “somut olmayan kültürel miras” sorununu tartışmaya açtı. Tünel Galipdede Caddesi’nde yer alan dükkan 93 yıllık tarihiyle İstanbul’un ayakta kalan en eski

‘Bazı mekanlar kentin belleğidir’
Paylaş
Nilay Vardar

LİSTEDEKİ ‘MİRAS’LAR

Türkiye, UNESCO’nun 2003 tarihli “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi”ne taraf. Bu sözleşmeye göre, “Somut Olmayan Kültürel Miras”, toplulukların, grupların ve bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekanlar anlamına geliyor. Tanımda, kuşaktan kuşağa aktarılan bu somut olmayan mirasın, topluma kimlik duygusu verdiği ve kültürel çeşitliliğe ve insan yaratıcılığına duyulan saygıya katkıda bulunduğu ifade ediliyor. Şu anda Türkiye’de meddahlık geleneği, mevlevi sema törenleri, âşıklık geleneği, karagöz, Nevruz, Alevi-Bektaşi ritüeli semah, Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali, geleneksel tören keşkeği ve mesir macunu festivali bu listeye girdi.

TAPAN: MUTLAKA KORUNMALI

Mete Tapan da bu sözleşmeye gönderme yaparak mutlaka bu tarz yerlerin korunması gerektiğini “Yoksa ne Vefa Bozacısı, ne Muhiddin Hacı Bekir, ne de Beyoğlu kalır” sözleriyle açıkladı. Tapan, “Kitapçıydı, sinemaydı, şekerciydi bunlar kentin belleğinde yer eden mekanlar. Binalara değerini veren ayrıca onların hangi amaçlarla kullanıldıklarıdır. Bu tarz mekanların kira bedeli artıyorsa, mal sahibini de suçlayamayız. İşte bu durumda araya devlet girmeli. Aradaki kirayı ödemeli” dedi.

ALİOĞLU: KİTAPÇI TESCİLLENEBİLİR

Füsun Alioğlu da, eğer gerekli ölçütleri içeriyorsa Librairie de Péra’nın hem somut hem de somut olmayan kültürel miras olarak kabul edilebileceğini düşünüyor. Alioğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: “Librairie de Péra’nın o mekana yerleşim biçimi,  tabelası, kitap rafları, sandalye, masa vb tefrişe ilişkin ögeler özgünlüğünü korumakta ise  bunlar somut kültürel mirastır. Somut olmayan kültürel miras ise Librairie de Péra’nın kendisidir. Başka bir deyişle, Osmanlı Devleti’nin son döneminde 20. yüzyılın başında burada bu kitapçının açılmış olması. O dönemin toplumsal yapıdaki dönüşümünü göstermesi, geçmişi anlamamızı sağlaması. İlk kitap müzayedeciliğinin burada yapılması vb. durumlar Librairie de Péra’yı somut olmayan kültürel miras yapar. Bu gibi yerler, kentsel mekanda,  toplumsal kimliğe, kentsel belleğe ilişkin önemli izlerdir. Somut ya da somut olmayan kültürel miras, özellikle kentsel bellek bağlamında ülkemizde henüz anlaşılmış bir değer değil. Kentin sahip olduğu bellek görünür ya da görünmez, somut ya da somut olmayan tüm sosyal, ekonomik, kültürel verilerde saklıdır.” (BİA)

ÖNCEKİ HABER

Yeraltının insanları harekete geçerse

SONRAKİ HABER

Sait Faik’i yeniden okumak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa