02 Eylül 2013 19:07

Sultangazi halkı barış istiyor

Türkiye’de, binlerce insanın savaşa karşı alanlara çıktığı 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla İstanbul Sultangazi’de yaşayan işçi-emekçi semt sakinleri ve kurum temsilcileriyle 1 Eylül üzerine konuştuk. Türkiye’deki çözüm süreci ve Ortadoğu’da yaşananları konuştuğumu

Sultangazi halkı barış istiyor
Paylaş
Yusuf Bal

Otelde çalışan Kürt İşçi Vural Akdeniz halklar arasında bir barışın gerektiğini söyleyerek, Kürt hareketinin yıllardır tek taraflı ateşkes ilan ettiğini devletin bunu hep karşılıksız bıraktığını ve bunun da can ve mal kaybına yol açtığını anlatıyor. Akdeniz, egemenlerin değil halkların barış getireceğine inandığını söylüyor. Bir kafede çalışan Rojda Eroğlu, “Savaşların olmasını istemiyoruz, barış olmasını istiyoruz” diyor. Eroğlu, annelerin savaşta çocuklarını kaybetmesinin bir kadın olarak içini çok acıttığını belirtiyor.

Şükrü Duman Kürt bir emekçi. “Bizler de bölgedeki halkımız gibi köylerimizin yakılıp yıkılmasından dolayı metropollere göç etmek zorunda kaldık ve çok ciddi sorunlar yaşadık. Artık halklar arasında yaratılmak istenen bu düşmanlığın uzatılan barış eli aracılığıyla ortadan kalkmasını diliyorum”. diyor. Gülsem Fisenk bir Türkmen. Tüm dünyada insanların kardeşliğinden yana olduğunu, Alevi’nin, Sünni’nin, Türk’ün, Kürt’ün her kesimden insanın bir arada yaşamasından yana olduğunu belirtiyor.


Nevzat Altun
(Gazi Mahallesi Muhtarı):

“Savaş kolay barış zordur. İnsanlık zor olanı seçmeli bütün insanlar barış ortamının gelişebilmesi için çaba sarf etmeli. Türkiye’de AKP Kürtlerin kimliksel, kültürel ve dilsel yapısını kabul etmeli, haklarını vermelidir. Alevilerin inançları anayasal güvence altına alınmalıdır. Eşit, özgür, gönüllü bir ülkenin sağlanmasının tüm farklı kesimlerinin taleplerini kabul etmekle olabileceğini düşünüyorum.”


H. Ziya Aslan
(HDP Sultangazi İlçe Örgütü Eş Başkanı):

 “1 Eylül Dünya Barış Günü emperyalist ülkelerin Suriye işgali, Rojava’daki demokratik devrim, Türkiye’de ise Kürtlerin en yakın olduğu barış sürecine denk gelmesi açısından daha bir önem taşımaktadır. Eşitlikçi, özgürlükçü, onurlu bir barış Ortadoğu’da ve Türkiye’de tüm farklı etnisitelere, halkların emperyalizm sömürüsünü iliklerine kadar hissetmiş yaşamış  sisteme karşı tüm muhalif kesimlerin bir ihtiyacıdır.”


Kerim Tepeli
(HDK Sultangazi Meclisi Sözcüsü):

“Şovenizmin baskısı altında kalarak özgürlük mücadelesine karşı militarizmin yanında cephe alarak Kürt kimliğini dahi reddeden başta ezilen Aleviler olmak üzere ve diğer azınlıklar egemenlere karşı birlikte mücadele etmenin adil demokratik özgürlükçü bir barışı savunmak ve geliştirmek gibi bir zorunluluğa sahip olduğunu düşünüyorum.
Bu mücadelenin somutlaştığı araçta, HDK saflarında birleşerek cephe örgütlenmesini büyütmekten geçtiğini düşünüyorum.”


Rıza Çiçek (Emek Partisi Sultangazi İlçe Sekreteri):  
“Barışı Sadece yaşadığımız ülkede değil dünyadaki işçi emekçiler açısından değerlendirmek gerekir. Barış ülkemizde bütün işçilerin, emekçilerin, halkların kardeşçe, eşitçe yaşama biçimidir. Ne yazık ki emperyalistler ve iş birlikçi hükümetler ulusal ve uluslararası  sermayeye hizmet etmek için başta Ortadoğu olmak üzere bütün dünyayı kana bulama derdindeler. İş, Barış Ve Özgürlük mücadelemiz de halkımızla beraber mücadele edip özgürlüğümüzü kazanacağız.”


Eyüp Güneysel (Gazi Cemevi Yöneticisi):   
“Aleviler barış sürecinde üzerilerine düşen rolü oynayamadılar. Sürece dahil olan Aleviler daha çok HDK ve Sosyalist çevrelerle bağlantılı kişiliklerdi. Kitlesel bir etkinlik kurulamadı. Felsefi temellerinde barış ve hoşgörü yer alan bir inancın bu süreçte sesiz kalması sürecin aktif bir aktörün olması daha yüksek bir beklentiydi ancak barış sürecinin AKP’ye yarayacağı ve onu güçlendireceği ulusalcı bakış açısının bu duruşta temel etken olduğunu düşünüyorum.”


Bayi Düzgün (AleviDedesi, Gazi Mahallesi Eski Muhtarı):
“Aleviler barıştan yana, binlerce yıllık inançları gelenekleri dil din ırk ayrımı yapmadan insanların kardeşçe bir arada yaşamasından yanadır.
Alevi açılımının ve Kürt açılımının olmasını istedik ama görünen odur ki sadece oyalama ve zamana yayıp barış sürecini heba edecektir AKP. Kürt ve Alevi halkı başta olmak üzere tüm farklı kesimlerin bir araya gelerek geniş bir demokrasi cephesi oluşturmaları gerekli ve zorunlu hale gelmiştir.”  (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Umudumuz daimdir!

SONRAKİ HABER

Her tişt ji bo aşitî u azadiyê!*

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...