30 Ağustos 2013 12:42

Arap medyasında bölünme

Arap medyasında Suriye’ye müdahale tartışmaları devam ediyor. Yazarlar genellikle müdahalede ülkelerin tuttuğu pozisyona paralel yazılar kaleme aldı. Suudi  Arabistan, Ürdün gibi müdahale konusunda istekli ülkeler de Şark Al Awsat gazetesinden Salih Alkılab’ın kaleme aldığı “Esad rejimi müdahaleden sonra sona erecek mi?

Arap medyasında bölünme
Paylaş
Ali Karataş

MÜDAHALE ASKERİ BAŞARILARDAN DOLAYI

Suriyeli Mustafa Al Miktad’ın Suriye’de yayınlanan Assawra gazetesindeki makalesinde rejimin askeri başarılarına değindi. Miktad, “Acilen aydınlatma” başlığını taşıyan makalesinde BM heyetinin raporu açıklanmadan  Suriye’ye yönelik saldırının planlanmasını,“Rejimin son dönemde kazandığı askeri başarılara” bağladı.

HİZBULLAH VE HASIMLARI AYNI SAFTA

Suriye’ye müdahale tartışmaları devam ederken yaşanan en ilginç gelişme Lübnan’da Hizbullah ve liderliğini Sait Hariri’nin yaptığı rakibi 14 Mart hareketi arasında müdahale konusunda ortak bir tutumun oluşması. Her iki harekette özellikle Lübnan’ı olumsuz etkileyecek yansımalar  nedeniyle müdahaleye karşı çıkıyor.  Assafir’den makalesinin bir bölümünü aktardığımız Eli Ferzli  bu ortak tutuma ve nedenlerine dikkat çekti.

‘RUSYA POZİSYON DEĞİŞTİRDİ’

Suudi Arabistan’ın finanse ettiği Şark Al Awsat gazetesinden Abdulrahman Raşid makalesinde Suriye krizinin en önemli aktörlerinden Rusya’nın pozisyon değiştirdiğini iddia etti. Rusya’nın bugün takındığı tutumu 2003 yılında ABD’nin Irak müdahalesi öncesi takındığı tutuma benzetiyor. Rusya o zaman da Irak’ın işgaline karşı çıkmış ama Saddam’ın yanında askerleriyle yer almamıştı.


ACİLEN AYDINLATMA

Mustafa Al MİKTAD

Assawra/Suriye

Suriye’ye saldırı akını giderek çoğalıyor. Obama hükümeti Suriye’ye yönelik karar almada acizlik içerisinde. Kimyasal silah kullanımından sorumlu olduğu gerekçesiyle Suriye hükümetine bir dizi tehdit savuruyor. Lakin hiçbir kanıt sunmuş değil.   BM denetçileri daha görevlerine başlamamışken Fransa’nın dışişleri bakanı Suriye hükümetinin zehirli gazları kullandığına dair ellerinde kesin kanıt olduğunu söyledi. BM komitesi; sözde bilimsel, ciddi, dürüst  araştırmayla ilgili daha tek bir harf söylemeden Washington, Londra, Paris hükümetleri Suriye’yi mahkumiyetlerini açıkladı. Bu devletleri uluslararası fikir birliği dışında böyle bir duruş sergilemeye ve askeri müdahaleye istekli olmaya sürükleyen sebep nedir?  Amerika Birleşik Devletleri ve komplonun içindeki Arap devletleri neden Ürdün’de askeri toplantı düzenledi? Bunun gerçekteki sebebi son zamanlarda silahlı kuvvetlerin girdiği birçok bölgeyi teröristlerden temizlemesindeki başarısıdır. Yani pratikte plan çökmüştür. Gerçek, iki buçuk yıldır süren saldırganlığın istenilen sonuca ulaşmamış olmasıdır. Batının ve Siyonistlerin planları boşa çıkmıştır. Durum budur.


ESAD’IN DİSİPLİNE EDİLMESİ HARCANMASINA YOL AÇABİLİR

Şark Al Awsat

Abdulrahman Raşid

Gazetelere yansıyan açıklamalarda ve hukuksal işlemlerde İktidarın “disipline edilmesi” ile “değiştirilmesi” arasında ciddi bir fark mevcuttur. Beşar Esad’ın iktidarına karşı gerçekleşecek olan sınır bir müdahaledir. Hedeflerden biri konumuna yeniden dönmesi ve yasaklanan gazları ve kimyasal silahları kullanmaktan kaçınması. Sınırlı bir tokat Esad’ın yattığı odayı değiştirmeyecektir. Ama ciddi yansımaları olacaktır. Bu müdahale çatışmalar başladığı 27 aydan bu yana ilk uluslararası askeri müdahale olacaktır. Bunun en önemli delili Moskova’nın takındığı tutumdur. Esad’ın müttefiki, diplomatik olarak kullandığı dilden vazgeçmemiş olsa da uluslararası müdahale konusunda daha önce sergilemediği bir tutum gösterdi.  Rusya’nın tutumu, Amerika’nın 2003 yılında Irak işgali öncesinde takındığı tutuma benzemektedir. O zaman işgale karşı çıktı. Ama askeri bakımdan Saddam’ı korumadı. Şu an aynı durum yaşanmaktadır ve bu önemli bir gelişmedir. İki yıl boyunca Rusya müttefikinin vurulmasına seyirci kalmayacağını söylemişti. Rusya’nın Suriye’deki pozisyonu,  son dönemlerde Suudi Arabistan ile yaşanan yakınlaşmadan sonra ciddi oranda değişmiştir. Ruslar sessizce Suriye’den çekiliyorlar. Önce askeri uzmanlarının sayısını azalttılar. İkincisi Akdeniz’de askeri deniz üssü olarak Suriye’yi bırakıp Yunanistan’a yakınlaşma eğiliminde.


HİZBULLAH’IN SESSİZLİKTE SAKLANMASI…

Eli FERZLİ

Assafir/Lübnan

Hizbullah’ın susma zamanı. Bütün yollar tıkanmış durumda. Liderliği pratiğe öncelik veriyor kelimelere değil. Veriler Amerika’nın Suriye’yi vurmasının yakın olduğunu gösteriyor. Lübnan’a yansımasının nasıl olacağı bilinmiyor. Eğer gerçekleşirse yansımaları sadece saldırının boyutları ile sınırlı olmayacaktır. Hasan Nasrallah gözükmüyor ve Hizbullah herhangi bir duruş açıklamış değil. Bu müdahalenin bir zaman meselesi haline geldiğinin bir ifadesi mi? Sonra Hizbullah’tan gelecek bir tehdidin saldırganları bir sefer düşündürecek etki yaratacağını kim düşünüyor? Kesin olan ister destekçisi olsun ister düşmanı, Hizbullah’ın duruşunu merak edenler bekleyip görecekler. Hasımları 14 Mart hareketi dış müdahaleye karşı çıkmada onların önüne geçtiler. Tabii ki Beşar Esad’ı sevdiklerinden dolayı değil. Müdahaleden sonra daha da güçlenebileceği olasılığından. Müdahalenin güçlerin dramatik bir şekilde değişmesine sebep olmayacağını duyduklarından. 14 Mart hareketinin Suriye’ye saldırıya itirazının nedeninin “herhangi bir Arap ülkesine dış müdahaleye karşı” olmakla ilgili olduğu görünmüyor. Bu duruşun nedeni; Batının Suriye muhalefetini destekleme noktasındaki samimiyetiyle ilgilidir.   8 ve 14 mart hareketleri müdahalenin doğrudan ilk yansımasının yetkililerin başa çıkamayacağı oranda yer değiştirmeler olacağı konusunda anlaşıyor.


CLINTON’UN HATASI

Muhammed ABDULCABBARŞABBUT

Demokrat Başkan Barack Obama, Clinton’un 1998 yılında işlediği hatanın aynısını işlemektedir. O yıl Amerikan uçakları Irak’ı bombalamıştı. O adım Saddam’ı iktidardan düşürmemiş sadece Irak halkının acısını arttırmıştı. ABD’nin ve müttefiklerinin girişecekleri hareket Suriye’de demokrasiyi tesis etmek, iç savaşı sonlandırmak ve Suriye halkının iki yılı aşan süreden beri devam eden acılarını sonlandırmak  için değil intikam amaçlıdır. Şu ana kadar Suriye iktidarının kimyasal silah kullandığı kanıtlanmamıştır. BM heyetinin görevini sonlandırmadan bu konuda bir şey söylemek mümkün değildir. El Nusra cephesinin ve diğer silahlı grupların bu fiili işlemedikleri konusunda bilgi mevcut değildir. Askeri müdahale konusunda acelecilik Amerikan hükümetinin Suriye konusunda doğru yoldan çıktığının ifadesidir.

ÖNCEKİ HABER

Evini sırtına al, git!

SONRAKİ HABER

1 Eylül'e giderken Diyarbakır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...