19 Ağustos 2013 15:10

Herkes kendi işini yapsa...

Beşiktaş-Trabzonspor maçı öncesi oluşan sessiz gerilimin sebebi ortadaydı. Zaten ülkenin en politize taraftar gruplarından birisiyken Gezi süreci boyunca iyice aktif tavır sergileyen Çarşı ligin ilk maçında bir şov yapmaya hazırlanıyordu. Beşiktaş sevgisiyle, bildik Çarşı tavrıyla, sezon açılışı heyecanıyla, Gezi ruhuyla.&

Herkes kendi işini yapsa...
Paylaş
Erdem Aksakal

Bir siyasi “Spora siyaset karışmasın” dediği an, spora siyaset karışmış oluyor. Haydi bu oksimoronla çok uğraşmadan geçtik diyelim. Ama bir gün önce Konya’da Mısır’a selam gönderen futbolcu, yönetici ve taraftarlardan sonra; taraftarın yüzünü Gezi Parkı’na, bu süreçte öldürülenlere dönmesinin nesi anormal?

Spora siyaset karıştırmamak, sahi nerede başlar? Hani deniyor ya, herkes kendi işini yapsın taraftar gitsin maçını izlesin diye. Futbolcu Hakan Şükür’den, güreşçi Hamza Yerlikaya’dan milletvekili ortaya çıkarmak, sporla siyaset arasında zaten bir bağ olduğunun, bu bağı AKP’nin de tanıdığının göstergesi değil mi? Misal aynı anda sporcu, avukat, müzisyen olan, belirgin bir sosyalist tavra sahip Beşiktaş Teknik Direktörü SlavenBiliç; hukuksuzluğa itiraz etse, protest bir şarkı yapsa yahut takımı lehinde bir beyanatta bulunsa “kendi işini” yapmamış mı olacak? Yıllarca statlardaki milliyetçi, muhafazakar rüzgarların etkisiyle spora karışmasında hiçbir sakınca olmayan siyasetin, Gezi Süreciyle birlikte spordan ayrıştırılması gerekli kılındı.

Normal mi?

Soruyla biten bu üç paragraf gibi bir çok soruyla başladı Olimpiyat Stadı’ndaki Beşiktaş-Trabzonspor maçı. Taraftarın tavrı ne olur? Yeni transferler nasıldır? Tolga eski takımına karşı rahat oynayabilecek mi?Atiba orta sahayı rahatlatır mı? Trabzon Başkanı maçı Çarşı’yla mı izleyecek? Burası neresi? Böyle bir yere stat kurulur mu?

Sahi ya, olimpik müsabakalar yapılamayacak ölçüde şiddetli rüzgara maruz kalan, yarışlardaki rekorlar uluslararası mercilerce geçersiz sayılan, gidilemeyen, dönülemeyen, dolamayan, boşalamayan, rüzgarı kessin diye dikilen rüzgar panelleri rüzgardan yırtılan Olimpiyat Stadı’nın projesi hangi İstanbul Belediye Başkanı’nın elinden çıkmıştı? Herkes kendi işini yapsa kent dokusundan, kentte yaşayanların sporla ilişkisini kurgulamaktan sorumlu bir belediye oraya stat yapar mı?

2000-2004-2008-2012 olimpiyatlarına istikrarla aday olup da seçilemeyen İstanbul’un bunu alamayışının temel nedeni çözülemeyen trafiği, olimpik olmayan Olimpiyat Stadı olmasın? Herkes kendi işini yapsa, AB ilişkilerinden sorumlu bakan, bugüne kadar olimpiyat adaylığı kaybetme oranı %100 olan bir ülkenin olası olimpiyat kaybından muhalifleri sorumlu tutabilir mi?

Maç böylesi bir karmaşanın içinde kimsenin sadece kendi işini yapmadığı bir havada başladı. Trabzon Başkanı rakip taraftarla birlikte, Çarşı milyonların manevi desteğiyle bir Kartal’a dönüşmüş, yayıncı kuruluş desen oto-sansür dersi veriyor, polisler kameranın zum tuşuna yükleniyor, Galatasaraylısı Fenerlisi siyah beyaz bayrak sallıyor. Haliyle futbolcuların da çoğu da dengesini kaybetti böyle bir ilk yarıda. Beşiktaş’ın geçen sezondan taşıdığı nadir ışıltılarSivok, Fernandez ve Olcay dışında 45 dakikada “ben işimi hakkıyla yaptım” diyebilecek oyuncu yoktu. Tabii Trabzonspor’un amacı oyunu soğutmaktıysa, her topu 30 saniyede oyuna sokan kaleci Onur da işini yapmış sayılabilir.

İkinci yarıda işini yapmaya ilk başlayan Biliç oldu. Gökhan Töre ve Almeida’yı alarak hücum gücünü renklendirdi. Fernandez ve Olcay’a daha fazla oyun alanı açtı iki forvet. Zaten iki golde de Fernandez ve Olcay  asistleriyle tatlı birer paraf attılar. Ama ikinci golde Gökhan Töre’nin ceza sahası içinde parafı, imzayı geçip futbol topuyla aile soyağacını nakşetmesini izlemeye doyamadım ben.

Tarihinin belki en kalabalık, belki en çok merak edilen, belki en çok gönül desteği aldığı maçını rahatça kazandı Beşiktaş. Kimse siyah-beyazlılara işini yapmadı diyemez. Futbolcular gönül rahatlığıyla soyunma odasına gitti. İşini layıkıyla yapıp 90 dakika takımını diri tutan ellibin Beşiktaş taraftarı ertesi günkü mesailerini düşünerek galibiyeti kutlayamadan aceleyle yola koyuldu. Federasyon işini yapsa mesela, bu maç Pazar gecesi 00:00’ye doğru bitecek bir saate konulur muydu sahi, ülkenin ulaşımı en zor stadına?

ÖNCEKİ HABER

'AKP bu meseleye ciddiyetsiz ve ikiyüzlü yaklaşıyor'

SONRAKİ HABER

Öğrenciler hocalarına sahip çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa