18 Ağustos 2013 19:37

Şiddete çözümü birlikte aradılar

11. Gençlik Yaz Kampı’nda düzenlenen ‘Kadın Çalışmaları Atölyesi’ kadına yönelik şiddete çözüm bulma konusunda kadın ve erkekleri bir araya getirdi.Üç çocuk doğurmaları istenen, neredeyse her gün taciz ve tecavüze uğrayan, çalışma yaşamında ucuz işgücü olarak gö

Şiddete çözümü birlikte aradılar
Paylaş
Derya Kaya / Hilal Yağız

Üç çocuk doğurmaları istenen, neredeyse her gün taciz ve tecavüze uğrayan, çalışma yaşamında ucuz işgücü olarak görülen, şiddete uğrayan ve eşleri tarafından ‘namus’ için öldürülen kadınlar... Tüm bunları değiştirmek için kadınlar her yerde bir araya gelmeye, el ele vermeye devam ediyor. Dikili’de düzenlenen gençlik kampında yürütülen ‘Kadın Çalışmaları Atölyesi’ de bu mücadelenin bir parçası. Kadın atölyesinin bu mücadelesine erkekler ve LGBT bireyler de katılıyor. Hatta bu yıl atölyeye erkelerin katılımı önceki senelere göre daha da fazla. LGBT bireyler de kendilerine yönelik  ayrımcı yaklaşımları anlatıyor.
AKP Hükümeti’nin kadına yönelik baskı ve şiddete yol veren politikalarının tartışıldığı atölyede, Kadın cinayetlerinde katile uygulanan “haksız tahrik indirimi” önemli gündemlerden.  Atölyeye Diyarbakır, İzmir, Ankara, Balıkesir gibi birçok bölgeden gelen katılımcılar, kadına yönelik ayrımcılığı kendi yaşamlarından örneklerle aktardılar. Atölyeye katılımları dikkat çeken erkekler ve LGBT bireyler kadın atölyesine neden katıldıklarını gazetemize anlattılar.


ÇÖZÜM İÇİN BİR ŞEYLER YAPILMALI

Deniz Unay (İstanbul): Ülkemizde sürekli kadınların ezilmesi üzerine haberler yapılıyor. İşkence, dayak, taciz ve tecavüz gibi... Bunlara karşı çıkmak ve çözüm için bir şeyler yapmak gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden buradayım.

Hüseyin Bali (Ankara): Genel olarak hayatımızda yer alan birçok sorundan biri de cinsiyet sömürüsü. Cinsiyet sömürüsü tarihsel olarak da en eski ve önemli sorunlardan biri. Aynı zamanda kadın tartışmalarının daha verimli ve ilgi çekici olduğunu düşünüyorum.

Umut Unay (İstanbul): Ülkemizde kadınlar AKP Hükümeti ile daha fazla ezilmeye başladı. Bir erkek olarak ben de bu konudaki düşüncelerimi paylaşmak için katılıyorum.

Doğan Işık (Manisa): Ben bir arkadaşımın önerisi ile bu atölyeye katıldım. Televizyonlarda ve gazetelerdeki haberlerde taciz, tecavüz örneklerini görüyoruz. Bu yaşananlara karşı çıktığım için buradayım. Kampta da kadın sorunlarına dikkat çeken pankartlar hazırlanmalı ve eylemler yapılması gerektiğini düşünüyorum.


‘YILLARCA ŞİDDETE TANIK OLDUM’

Cansu Omutağ (Kocaeli) Benim annem yıllarca şiddet gördü ve ben de bu şiddete tanık oldum. Son 10 yılda şiddet vakalarında artış yaşandığını biliyoruz. Ben üniversitemde de kadın mücadelesine yönelik çalışmalara katılıyorum. Kadın çalışmaları atölyesinin bilinç düzeyini yükselteceğini düşünüyorum. Şimdiden kendimde ve yanımdaki arkadaşlarımın tavır ve davranışlarındaki değişikliklere tanık oluyorum.

Berfin İsparlı (Ankara): Benim evimin yanındaki bir lisede okul müdürü, annesi ve babası ayrı yaşayan bir öğrencisinin hem annesini hem de kendisini taciz etti. Bunun duyulmasının ardından mahalleliler bu durumu protesto etti ve müdür okuldan uzaklaştırıldı. Tüm bunlardan rahatsızlık duyduğum için buradayım.

Merve Çivikaş  (Elazığ): Bu bir farkındalık meselesi. Bu sorunun ciddiyetinin farkındayız. Ben de hem buradan bir şeyler almak için hem de atölyeye katkıda bulunmak için katıldım.

Ulaş Filiz (Gebze): Erkeklerin kendilerini kadınlardan üstün sanma durumlarını değiştirmeli. Biz bile kendimizi bu konuda ileri görsek de buradaki tartışmalara katıldığımızda ne kadar eksik olduğumuzu fark ediyoruz. Geçen yıl atölyeye katıldıktan sonra, etrafımdaki kadın arkadaşlara karşı davranışlarımda değişiklikler oldu. Ablamın erkek arkadaşı olmasının normal bir durum olduğunun ve ona karşı anlayışlı davranmam gerektiğinin farkına vardım. Kendi kız arkadaşımla birlikte bu atölyeye katılıyorum.

Sinan Cem Gürsoy (İstanbul): Kadınlar yok yere öldürülüyor ve bir de bunun üzerine “haksız tahrik indirimi” diye bir şey uygulanıyor. Kadınları öldürenlere hak ettiği cezanın verilmesi gerekiyor. Bu indirimin kaldırılması gerekiyor.


LGBT BİREY DE AYNI SORUNLARI YAŞIYOR

Süleyman Devrim Boğa (İstanbul): Atölyeye LGBT birey olarak  haklarımı ve neler yapabileceğimi öğrenmek için katıldım.  Örgütlenmek ve birlik olmak önemli. Eşcinsellik konusunu kadınlar daha iyi anlıyor. Bu konuları nasıl çözebiliriz, nasıl çözüm üretebiliriz bunu tartışmak için bu atölye önemli bir fırsat. Sokakta tacize maruz kalmak sadece kadınların değil LGBT bireylerin de sık yaşadığı bir sorun.


KAMPIN ilk forumu Gezi Direnişi oldu. Foruma gençlerin ilgisi yoğundu. Ankara’da Gezi eylemleri sırasında polisin attığı gaz kapsülüyle yüzünden yaralan Mutlu Coşar, hükümetin bölgede yürüttüğü savaş politikalarına, içeride ise halkın yaşam tarzına müdahalesinin halkı patlama noktasına getirdiğini söyledi. Coşar, Gezi eylemlerinde öne çıkan taleplerin; özgürlük, adalet ve eşitlik olduğunu söyledi. Emek Gençliği MYK üyesi Kayhan Geyik, Gezi’nin sokakta etkisi azalmış gibi görünse de, Gezi direnişini ortaya çıkaran taleplerin hala yerine getirilmediğini vurguladı. Forumda söz alan gençler, bugüne kadar hükümetin halkı beş parmak olarak böldüğünü, ama beş parmağın birleşince nasıl bir güç olacağını Gezi eylemlerinde gördüklerini söylediler.


İŞÇİLER GENÇLERLE BULUŞTU

GENÇLİK kampının 3. gününün konukları Petrol- İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Manisa Standart Profil işçileri oldu. 99 gündür direnişte olan işçi- lerden Şahin Karadiken, “Direnişle birlikte dayanışmayı ve kardeşliği öğrendik” dedi. Manisa Organize Sanayi’de işten çıkarmaların yaygın olduğunu söyleyen Karadiken, ekmeklerini bir  parça büyütmeyi ve iş güvenliği istediklerini söyledi.

BU DİRENİŞ AİLEMİ DE DEĞİŞTİRDİ

8 aydır Standart Profil işçisi olan Ayşegül Toplar, zor çalışma şartları, hakaret ve tehditlere karşı direndiklerini dile getirdi. Bu sorunlara karşı sendikalı olduklarını ve işten atıldıklarını aktaran Toplar, direniş sayesinde kardeşliği öğrendiklerini ifade etti. Sendikalı olduktan sonra haklarını öğrendiğini anlatan Toplar, “Bu mücadele ailemi de değiştirdi. Direnişe başladıktan sonra çocuğum bir şey isterken artık slogan atarak istiyor. Dondurma alınmayınca bile ‘hakkımızı isteriz’ diyor” şeklinde konuştu.


SİNEMA-TV atölyesinin düzenlediği “Sinema ve Siyaset” konulu bir söyleşide konuşan . Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema- Televizyon Ana Bilim dalı başkanı Ertan Yılmaz, sinema endüstrisinin, çekilen filmlerde tek başına başarılı olan kahramanı önemsediğini vurguladı.

Sinemanın önemli bir propaganda aracı olduğunu söyleyen Yılmaz, Lenin’in “Sanatlar arasında bizim için en önemlisi sinemadır” sözünü hatırlattı. Yılmaz, propaganda amacı güden filmlerin görkemli ve kitleleri etkileyici yapısının da bundan kaynaklandığını söyledi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Futbola muhalefet karışmasın istiyorlar

SONRAKİ HABER

Eski sözleşmelerde olmayanlar oluyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...