14 Ağustos 2013 13:29

‘Mücadelenin kapıları herkese açıldı’

Gülen Cemaati ile AKP arasındaki gerilim sürerken, önceki gün Fetullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, 11 maddelik bir bildiri yazarak hakkındaki iddialara yanıt vermişti. Ancak köşe yazarları arasındaki tartışma alevlenerek büyürken, çeşitli gazetelerde köşe yazan yazarlar, dün hem AKP-Ce

‘Mücadelenin kapıları herkese açıldı’
Paylaş

Cemaate yakın Zaman Yazarları Ekrem Dumanlı ve Hüseyin Gülerce ile Sabah’ın AKP’ye yakın Başyazarı Mehmet Barlas arasındaki polemikte söz sırası yine dün Barlas’taydı. Mehmet Barlas dün yine isim vermeden Cemaatin vakfı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının yaptığı 11 maddelik açıklamaya yanıt verdi.

Barlas; ‘Siyasi sorumluluğu olmayanların siyasileri eleştirmesini’ eleştirerek, “Ve sırtında yumurta küfesi bulunmayanlar ‘Benim dediğim gibi yapmazsan seni desteklemem ha’ diye sürekli uyarıyorlar seni” ifadesini kullandı.

Peki yazarlar dün köşelerinde ne yazdı? İşte o yazarların yazılarından bölümler...

BARLAS: SİYASETE GİREN DE TERLER

Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas dün Cemaatin vakfı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının yaptığı 11 maddelik açıklamaya yanıt verdi. Zaman gazetesi yazarlarıyla, Barlas arasındaki tartışma sürerken dün söz Barlas’taydı:

“Bir de tek başına iktidar olmuş ve üç seçimde oylarını artırmış bir partinin lideri ve ülkenin başbakanı olduğunuzu düşünün... Suriye’deki krizin de, Taksim Meydanı’nın mimarisinin de, barış açılımının da, yargı kararlarının da, cari işlemler açığının da hesabı sizden soruluyor...

Ve sırtında yumurta küfesi bulunmayanlar “Benim dediğim gibi yapmazsan seni desteklemem ha” diye sürekli uyarıyorlar seni.
Askeri demokrasinin 1000 yıl süreceğini hazır ol durumunda söyleyenler, seçilmiş sivil iktidarları “Sandık teferruattır” diyerek azarlıyorlar.

Ama hayatın gerçekleri böyle işte.
Hamama giren de, siyasete giren de terler.
Galiba önemli olan hamamdan da, siyasetten de temiz çıkabilmeyi başarmaktır. Tabii bir de kubbede hoş bir seda ve geride yaptığın hizmetin ürünlerini bırakmak meselesi vardır...”

ÇAKIR: CEMAATTEN MANİFESTO GİBİ AÇIKLAMA

Vatan Gazetesi Yazarı Ruşen Çakır, açıklamadaki 11 iddia ve o iddialara verilen cevaplar hakkında ayrı ayrı çok şey söylenebileceğini yazdı. İşte Çakır’ın yazısından bir bölüm:
Bu yazıda şimdilik en çok dikkatimi çeken noktaları aktarmakla yetineyim:
- Gezi direnişinin ilk günlerine sahip çıkmaktaki ısrar;
- Hizmet’e yakın olduğu iddia edilen yargı mensuplarının tasfiye edildiği iddialarının doğrulanması;
- Siyasi eleştiriler karşısında “Siyasete karışma”, “Öyleyse parti kur”, ya da “Seçimleri bekle” denmesinden duyulan rahatsızlık;
- Bürokrasideki cemaate yakın isimlerin fişlenmesi ve tasfiye edilmesinden kaygı duyulması;
- Hükümetin KCK davalarının faturasını kendilerine kesmek istemesine itiraz;
- “Cemaat Başbakan’ı tutuklayacaktı” iddialarının yol açtığı öfkeyle karışık rahatsızlık;
- “Siyasi partilerle ittifaklar yapmamakla birlikte, demokrasi, çoğulculuk, insan hakları, inanç özgürlüğü, adalet gibi temel ilkelerine uygun politikaları ve uygulamaları hangi parti tarafından yapılırsa yapılsın” destekleme kararlılığı...
Sonuç olarak, Fethullah Gülen cemaatinin ülkemizin önde gelen güç odaklarından biri olduğu, bir süredir de AKP ile belli bir mücadele içinde olduğu tescillenmiş ve bu tartışma/mücadelenin kapıları herkese açılmış durumda.”

ÖZDEMİR: DEMOKRASİ DIŞINA KİM ÇIKTI?

Radikal Gazetesi Yazarı Cüneyt Özdemir de süren tartışmalara katıldı. 11 maddelik bildiriyi yorumlayan Özdemir, “Sanırım dönüp dolaşıp geldiğimiz yer yine Türkiye’deki demokrasinin işleme biçimine dayanıyor.”dedi. İşte Özdemir’in yazısından bir bölüm:

“Öyle ya, bir yanda milyonlarca insanın gönül verdiği bir hizmet hareketi, diğer yanda milyonlarca insanın oy verdiği bir parti var.
Her ikisi de Türkiye’nin önemli bir değeri.
Sanırım dönüp dolaşıp geldiğimiz yer yine Türkiye’deki demokrasinin işleme biçimine dayanıyor.
Zira her iki kesimin itirazlarına da baktığımızda, üstü kapalı da olsa birbirlerini demokrasi dışına çıkmakla itham ediyorlar. Bu kriz ilk başladığında yakın çevreme “Bu işin sonu mahkemede bitecek gibi gözüküyor” diyordum. Pek çok kişi bana inanmıyor, hatta gülüyordu. Oysa bugün geldiğimiz noktada, ortada öylesine ciddi iddialar uçuşuyor ki az bile söylemişim. Zaten cemaatin bu açıklaması da durumu ne kadar ciddiye aldıklarını bizlere gösteriyor.
Oysa eğer biz demokratik sistemimizi bireysel özgürlükler üzerinden bir kurabilsek, inanın bugün konuştuğumuz pek çok konuyu konuşmak zorunda da kalmayacağız.
Herkes için daha çok bireysel haklara, özgürlüklere ve sağlam bir hukuka ihtiyacımız var.
Demokrasimizdeki pek çok flu alanın giderilmesi ancak bu tür özgürlüklerin sağlam bir şekilde hayata geçirilmesi ile giderilecektir.
Gülen Cemaati ile AK Parti arasında sessiz sakin giden, böylesi açıklamalar sonrasında somut olarak ortaya çıkan bu gerginlik aslında hepimizin ertelediği ‘demokrasi’ tartışmamızın önemli bir parçası.
O kadar... ”


HEM İKTİDARIN HEM MUHALEFETİN HEDEFİYİZ!

Zaman Gazetesinin Brüksel Temsilcisi Selçuk Güntaşlı da polemiğe katıldı. Güntaşlı yazısında şu çarpıcı ifadeleri kullandı: “Üzüntüyle müşahede ediyorum ki bir zamanlar ‘iktidar yanlısı’ olmakla itham edilen Today’s Zaman ve idarecileri şu an iktidar yanlıları tarafından hedef tahtasına konuyor, edilmedik hakaret, düşülmedik seviye kalmıyor. “Eğriye eğri, doğruya doğru” demesi ile maruf Today’s Zaman’ın hem muhalefetin hem iktidarın son derece ağır tenkitlerine maruz kalsa da işaret ettiği bir hakikat var: İlke savunmak her zaman itibar kazandırır, prensiplere sarılan muteberdir. Bülent Keneş gibi gazeteciler Türk basınının sadece az sayıdaki ‘vicdanlarından’ değil aynı zamanda itibarını dipsizlikte arayan matbuatın sigortalarındandır. Bu ‘sigorta’nın ne kadar iyi çalıştığının en büyük delili hem muhalefetin hem iktidarın hedefi haline gelmesidir.” (MEDYA SERVİSİ)
 

ÖNCEKİ HABER

Doktor Soner Pul'a saldırı kınandı

SONRAKİ HABER

AA Genel Müdürü: Hain, Haysiyetsiz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...