İmamdan sendika karşıtı hutbe

Sendikal haklarına saygı gösterilmesi ve anayasal hakları için Düzce’den yola çıkan 20 Mas-Daf işçisi, 9 günlük yürüyüşün ardından İstanbul’a ulaştılar. Günlük 28 ile 35 kilometre arasında mesafeyi yürüdüler. Her akşam bir ilçede kaldılar ve neden yürüyüş yaptıklarını dağıttıkları bildirilerle, yaptıkları basın açıklamaları ile halka da anlattılar.
Mas-Daf işçileri, sendikalı olma nedenlerini, neden yürüyüş yaptıklarını ve imamından, valisine, ticaret odası başkanından, AKP ve MHP’sine kadar Düzce’de sendikalaşmalarının önündeki engelleri gazetemize anlattılar.

İŞÇİLERİN ÜZERİNE ARABA SÜRÜLDÜ

5.5 yıldır Mas-Daf’ta çalışan Musa Tut, iki yıl kendilerine zam yapılmadığını, buna yönelik tepkiler oluşunca patronlarının kendilerini toplayarak, “Yönetim küçük bir zam yapmayı düşünüyor ama eğer altı ay beni idare ederseniz ben size yüklü bir zam yapacağım” dediğini anlattı. Bu teklif üzerine “2 yıldır bekliyoruz 6 ay daha bekleyelim” dediklerini hatırlatan Tut, 6 ay sonra ücretlerine zam yapılmaması üzerine patronla görüştüklerini onun da sözünü inkar ettiğini kaydetti.

Bunun üzerine fabrikada çalışan 120 işçinin hep birlikte Birleşik Metal-İş’e üye olduklarını, 22 arkadaşlarının işten atıldığını aktaran Tut, 4 ay kapıda direniş yapıldığını, bu sürede direnişteki arkadaşlarının üzerine araba sürüldüğünü 16 işçinin yaralandığını söyledi.

Bu olayın ardından 17 arkadaşlarının işe geri alındığını, fabrika yemekhanesinde sendika ile patronun ortak bir toplantı yaptığını ifade eden Tut, “Genel müdür ‘içerdeki çalışma ortamını göreyim, gecikmiş sparişler var onları bi yetiştirelim. Temsilcilerinizi seçin, sözleşme taslağınızı hazırlayın’ dedi. Bizde sevindik tamam anlaşıyor sendika ile diye. El birliği edip 2 ayda çıkacak işi 15 günde çıkarttık. Patronun bize verdiği tarih gelince taslağımızla Ataşehir’deki genel müdürlüğe geldik. ‘Ben tanımıyorum sizi’ dedi” dedi.

KİMSE GERİ ADIM ATMADI

Bu süre içinde patronlarının sendikanın yetkisine itiraz ettiğini sonra da işçileri tehdit etmeye başladığını kaydeden Tut, kendisinin de başka bir fabrikada çalışan eşinin işten attırılmakla tehdit edildiğini kaydetti.  

Kimsenin baskılarla geri adım atmaması üzerine 120 işçinin hepsinin 4 Nisanda işten atıldığını, 39 gündür hem Ataşehir’deki genel müdürlük önünde hemde Düzce’deki fabrika önünde direnişte olduklarını dile getiren Tut, fabrikadaki üretimin tekstil ve ağaç atölyelerinden toplanılan işçilerle devam ettirilmeye çalışıldığını belirterek, “Koca fabrikayı merdiven altı atölyeye çevirdiler” dedi.

‘SPORCU DEĞİLİZ İŞÇİYİZ’

“Patronun işyerinin merkezi İstanbul’da ve buranın nüfusunun milyonlar olduğunu düşünürsek kamuoyuna sesimizi daha iyi duyuracağımız için buraya yürüdük. 9 günde tamamlayabildik yürüyüşü. Devamlı yürüdük. Arabaya falan binmedik hiç” diyen Mahmut Bulut, yollarda çok sıkıntı yaşamadıklarını, nerelerde konaklayacaklarını önceden belirlediklerini, gittikleri her yerde neden yürüdüklerini halka anlattıklarını aktardı.  

Bulut, “Biz sporcu değiliz sonuçta işçiyiz. Bu kadar uzun bir yürüme nedeniyle rahatsızlanan arkadaşlarımız oldu. Tabanlarımız patladı. Ama ayağının yarısı olmayan bir arkadaşımız bile yürüyüşten vazgeçmedi” diye konuştu. Sesimizi duyurabilmek, halkın desteğini alabilmek için 217 kilometre yolu yürüdüklerini aktaran Bulut, sendika hakları için yürüdüklerini kaydetti.  

‘CAMİLERDEN HUTBE OKUNDU’

Bundan sonra da mücadelelerinin aynı şekilde devam edeceklerini söyleyen Tarık Temiz, “Sesimizi duyurana kadar yürümemiz gerekiyorsa yürüyeceğiz, koşulması gerekiyorsa koşacağız ama eylemlerin hiçbirisi durmayacak” diye konuştu.

Mas-Daf işçilerinin haklarını istediğini, 4-5 yıllık işçilerin 600 TL ücret aldığını dile getiren Temiz, “Ben keyfe keder Düzce’den İstanbul’a yürümedim. Patron diyor ‘Ben onları sendikalı oldukları için işten atmadım’ peki neden yetkiye itiraz etti? Direniş her şekilde devam edecek” dedi.

Kendilerinden oy isteyen AKP ve MHP yöneticilerinin fabrikaya sürekli kart vizitlerini verdikleri işçileri gönderdiklerini belirten Temiz, onların kart vizitleri ile işçi alındığını söyledi.

Temiz, “Ticaret Odası başkanı onlardan taraf, Vali onlardan taraf. Benim 5 arkadaşıma kaldırımı işgal etti diye 154 TL para cezası verildi. Hükümet onlardan yana. Artık patronun eli o kadar uzamış ki Diyanet bile onlardan taraf. Cuma namazında hutbe veriyor imamlar, ‘İşi yavaşlatmak günahtır, haramdır, patronun kârını azaltmak en büyük günahlardan biridir’ diye hutbe veriyorlar. Düzce’deki bütün camilerde 1 Mayıstan önceki cuma günü bu hutbe okundu” diye konuştu.
(İstanbul/EVRENSEL) 

SERDAROĞLU: ‘SENDİKAL ÖZGÜRLÜK YOKSA DEMOKRASİ DE YOK’

Mas-Daf’ın genel müdürlüğüne yürümek için Düzce’den 9 gün önce yola çıkan ve Birleşik Metal-İş Genel Merkezi önünden akşam saatlerinde yürüyüşe geçen işçilere DİSK yöneticileri, Deri-İş yöneticileri, Genel-İş ve Dev Sağlık-İş üyeleri destek verdi. 1.5 saatlik yürüyüşen ardından genel müdürlük önünde basına açıklama yapan Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Türkiye’deki ileri demokrasinin fotoğrafının Ataşehir’de çadır kuran işçiler, Düzce’den yürüyen işçiler olduğunu kaydetti.  “Eğer bir ülkede insanlar sendikal haklarını kullanamıyorsa o ülkede demokrasiden bahsedilemez” diyen Serdaroğlu, kimsenin meydanlardan demokrasiden bahsetmeye hakkı olmadığını ifade etti.

Serdaroğlu, “Meclisin adil bir şekilde seçilmesini sağlayacaksınız. Siyasi partileri özgür bir şekilde, önüne baraj koyup engellemeye çalışmayacaksınız. Bu ülkede sivil toplum örgütlerini, emek örgütlerini, sendikaları güçlendireceksiniz ki demokrasi gerçek yerine kavuşsun, gerçek bir demokrasi varlığını sürdürebilsin” dedi.

DİSK Genel Başkan Yardımcısı Ali Cancı, Mas-Daf işçilerine mücadelelerinde başarılar diledi.