Duvar çekilmiş çocukluğuma
Ülkenin en çok göç veren bölgelerinden biri olan Doğukaradeniz’de geçti çocukluğum. Çocukluğumun en kıymetlilerinden biri de dere idi. Çay, fındık işlerinde yeterince çalıştıktan sonra dere benim ve birçok arkadaşım için büyük bir ödüldü.Sonuna kadar hak edilmiş bir ö
Ülkenin en çok göç veren bölgelerinden biri olan Doğukaradeniz’de geçti çocukluğum. Çocukluğumun en kıymetlilerinden biri de dere idi. Çay, fındık işlerinde yeterince çalıştıktan sonra dere benim ve birçok arkadaşım için büyük bir ödüldü.
Sonuna kadar hak edilmiş bir ödül. İnanılmaz bir zevk. Akranlarımla buluştuğum dostluk sofrası. Daha pek çok anlam yüklüydü dere benim için. Sonra hayat beni birçok hemşehrim gibi büyük kentlere itti. O günden beri dere benim için yazları kavuşulan bir sevgiliye dönüştü.
Şimdi o sevgiliyle istediğim noktada buluşamıyorum. Çünkü dereyi HES’çilere teslim etmeyi kafasına koymuş zihniyet o derenin (Rize’deki Arılı Deresi) sağına soluna duvar çekmiş 5 kilometre boyunca. Dere artık dere değil. Bir su kanalı adeta. Tam bir rezalet. Oysa o derenin kenarında beton değil şimşir ağaçları olurdu. Şimdi o şimşirler de kurumuş.
Sadece çocukluğuma mı duvar çekilmiş? Deremizi alan, şimşirlerimizi kurutan zihniyet aynı zamanda geleceğimizi de çalmamış mı sizce?
Rize