Usta ve çıraklardan kentin farklı yüzleri

“Resimlerime konu olan bu yoğun ve karmaşık kent görüntüleri, bir çay bardağının dibindeki tortu gibi katranlaşmış ve aynı zamanda binbir renkte hayat bulmuş huzurlu bir dünyanın lirik manzarasına dönüşmektedir. Nitekim bana tutkuyla resim yaptıran güç, içinde yaşadığım bu kaotik kent dokusunun içinde saklı olan o muhteşem, renkli, gizemli ve ideal dünyaya erişme arzusundan kaynaklanmaktadır.” diyen Emre Tandırlı ile çağdaş Türk resminin en özgün yorumcularından Devrim Erbil’in 16. yüzyıl minyatür ustası Matrakçı Nasuh’un izlerini taşıyan İstanbul resimlerindeki kent algısını yan yana görmenin hazzını yaşamalısınız.
“Çalışmalarımda genellikle çevre kirliliği temasını işliyor ve aslında güzel gelen birçok şeyin bize zarar verdiğini anlatmaya çalışıyorum. Petrol, kozmetik ürünler, şeker, sentetik ürünler gibi. Hep kendimi, çoğunlukla da bir maskenin altında resmediyorum. Bu maskeyle saydığım tüm bu zararlı şeylerden korunmaya çalışıyorum sanki.” Arya Karin Sofuoğlu’nun çalışmalarını böyle tanımlamasına rağmen son zamanlarda bize hiç güzel gelmeyen polislerinden korunmak için kullandığımız maske imgesiyle karşılaşınca sanatçının eserleri çok başka çağrışımlar yapabilir.

Ortak bir tema olmaksızın bir araya gelen usta ressamlar ve genç ressamlar haziran dirilişinde bir araya gelen farklı kuşakları, farklı fraksiyonları anımsatmakta. Farklılıkları bir arada görmeye alıştığımız şu günlerde “Farklılıklar ll” sergisini görmekte fayda var.
(İstanbul/EVRENSEL)