10 Ağustos 2013 14:11

Durduramayacaklar tribünlerin coşkun akan selini

Tribün insanı için tuttuğu takımın her maçı önemliyse de, deplasman deplasman gezse de ezeli rakiple oynanacak maç mutlaka farklı anlam taşır. Bu anlam, tuttuğu takımı televizyondan takip etmeyi tercih edenlerinkinden farklıdır. Tribüncü için sahadaki skor kadar tribünlerde olup biten de önemlidir. Hangi tribünün s

Durduramayacaklar tribünlerin coşkun akan selini
Paylaş
Faruk Ayyıldız

Konumuz süper kupa ve tribünler olunca yazıyı geçen yıl Erzurum’da oynanan Galatasaray–Fenerbahçe Süper Kupa maçını anlatarak açmak istedim. Geçen yıl oynanan süper kupa finali yaşanabilecek olaylar en aza indirgenebilsin diye Ramazan ayında Erzurum gibi muhafazakâr bir şehre verildi. Çok ciddi de polisiye önlemler alınmıştı. Bu polisiye önlemlerle iki tribünün olay yaşaması bir yana birbirlerini görmeleri dahi mümkün olmadı. Tribünlere dair polisiye önlemlerin tek amacı asla çıkacak kavgaları engellemek olmamıştır. Bu önlemler tribün coşkusunu da, taraftarlık kavramını da bitirmeye, en dibe çekme girişimi demektir. Birbirlerini görmeyen tribünler olarak stadyum girişinde şehir dışından getirilen yüzlerce güvenlik görevlisi ve polis eşliğinde sıkı bir aramadan geçtik. Kararlıydı devlet; bu maçta meşale de yanmayacaktı, olay da çıkmayacaktı! O sıkı arama sırasında üzerindeki meşaleleri yakalatan da oldu, yakalatmayıp girebilen de. Su şişesi kapağını dahi tribüne almayan polisler, aramalar sonucunda bir kutu meşale ve torpil toplamışlardı. Polisler o kadar meşaleyi yakalamanın sevincini yaşıyordu ama bu sevinç kısa sürdü. Devre arası tribüncüler o kutuyu geri almayı başarabildi. Hal böyle olunca polislerle ufak tefek arbede, gerginlikler de oldu. Gollerle birlikte meşaleler de yandı. Polislerin topladığı tüm meşalelere, aldığı önlemlere rağmen Erzurum’da son yıllarda tribünlerde en fazla meşalenin yakıldığı maç oynandı. Tribünün aşağısına ip gibi dizilmiş ve her an tribüncülere saldırmak için hazırda bekleyen çevik kuvvet ekibinin yakınlarına resmen torpil yağıyordu. Sayısız meşalenin yandığı maç bitmişti ama hâlâ tribünlerde sis bombaları, torpiller ve içeride/dışarıda sayısız meşale yanmaya devam etti.

DEVLET AKLININ ANLAYAMADIĞI

Erzurumlu yetkililer de o kadar meşalenin stadyuma nasıl girdiğini anlayamadıklarını açıklamak zorunda kalmışlardı. Erzurum’un üzerinden bir yıl geçti ve bugün Kayseri’de Galatasaray–Fenerbahçe arasında oynanacak yeni bir süper kupa maçı var. Bu yılda benzeri polisiye önlemler beklenmeyen durumlar değil. Ama aradan geçen bir yılda ülke gündemini değiştiren Gezi Parkı direnişi yaşandı. Tribüncüler de direnişe aktif katılınca tribünlere dair tartışmalar da büyüyerek sürdü. Kayseri’de oynanacak Süper Kupa finali öncesi ‘güvenlik önlemleri’ adı altında tribünlere getirilen yasaklamalar da devam etti. Gezi için pankart açılır korkusuyla önce pankartı yasakladılar. Sonra davul yasaklandı. Davul yasağı kaldırıldı ancak Kayseri bürokrasisi durmadı ve çevre illerden takviye polis, TOMA istediklerini duyurdu. Yetmedi, Kayseri Emniyeti stadyum girişinde ve çevresinde alkol kontrolü yapacakları tehdidinde bulundu. Bir önceki Pazar Eki’nde yazdığımız yazıda Gezi’den sonra tribünlere baskının da, yasaklamaların da artacağını zaten yazmıştık. Aynı yazıda yasakçı devlet aklının, tribünleri durdurmakta zorlanacağını ve baskılarının ters tepeceğini de söylemiştik. Erzurum’daki maçın hikâyesini tam da bu sebepten anlattım. Devletin polisiye önlemleri, şiddeti, baskıları Erzurum’da nasıl tribünlerin coşkusunu durduramadıysa Kayseri’de de durdurması mümkün değil. Çünkü tribün çocukları inatçıdır. Polis şiddetine, biber gazına, yasaklamalara, göz altılara alışkındır. Tüm bu şiddet unsurları onu ezeli rakibiyle oynanacak maçta meşale yakmaktan, pankart asmaktan alıkoymaz. O bir yolunu mutlaka bulur ve pankartı, meşaleyi tribüne sokar. “Tribünler Gezi’ye destek verecekler” korkusuyla yasağı, şiddeti arttıran devlet, unutmamalı ki tribünler de Gezi’yle birlikte daha bilinçli ve patlamaya hazır.

İLK GOLÜ FENERBAHÇELİLER ATTI

Suat Kılıç’ın tehdit yoluyla tribün liderleri üzerinden Gezi’ye desteğin önünü kesme girişimine ilk golü Fenerbahçeliler attı. Binlerce Fenerbahçe taraftarı, Salzburg maçında Gezi’ye destek tezahüratlarında bulundu. Kadıköy’de olan münferit kitlelerin, tek adam gücünü bastırmasıydı. Fenerbahçelilerin güzel hareketinin ardından bazı ‘anlamsız’ tartışmalar da oldu. Gezi’ye destek de veren bazı Galatasaraylılar ve Beşiktaşlılar çeşitli sebepler sunarak Fenerbahçelilerin yaptığı bu eylemi samimi bulmadıklarını yazdı. Bir kısım da ‘tribüne siyaset karışıyor’ diyerek tepki gösterdi. Buna karşılık ‘anlamsız’ tartışmalara bazı Fenerbahçeliler de meseleyi ‘bizim tribünümüz yaptı, sizinkiler ne yapıyor’ rekabetine öne sürerek katıldı. Tüm bu tartışma konularının zıtlaşmaya yatkın tribünlere zarar vereceğini ve Gezi’ye olan desteği azaltacağını söyleyerek yazıyı bitiriyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Sanayi sitesinde patlama: 3 işçi yaralı

SONRAKİ HABER

Neden bisikletli eylem?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...