Geç kalmış bir bisiklet hikayesi
İcadı konusunda tarihçiler arasında tam bir fikir birliği yok ve ileri sürülen tarihler ise tartışmalı. Çünkü tek bir mucit tarafından icat edilmemiş ve tarih içerisindeki pek çok farklı çabanın bir sonucu olarak ortaya çıkmış. Ancak şu bir gerçek ki, tekerleğin eski çağlarda icat edilmesine karşın, bisiklet çok yeni bir keşif sayılır.
DEVR-İ PEDAL
Bisiklete benzer makinelerin, ilk olarak 18. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıktığını söyleyebiliriz. 1791 yılında iki tekerlekli bir oyuncak yapmayı düşünen Fransız Sivrac Kontu, ilk olarak bisiklet fikrini geliştirenlerden. Bilinenlerin dışında cazip bir oyuncak imal etme merakı onu, bir tahtanın iki ucuna birer tekerlek koyarak meydana getirdiği ve “Celerifere” adını verdiği bisikleti yapmaya iter. Pedalı, hatta direksiyonu bile olmayan bu tahta aletin üzerine ata biner gibi oturarak, ayaklarıyla yerden hız alarak ilerlerler.
Bu “cazip oyuncak”tan 27 yıl sonra bir diğer Fransız Baron Drais de Sanerbron, modern bisikletin ilk adımını atar. Baron, tahtadan yaptığı bu yeni alete bir sele ile gidon ilave ederek ortaya üzerinde daha rahat oturulabilen ve istenilen yöne doğru çevrilebilen bir özellik katmayı başarır ve adını da “Draisenne” koyar.
MODERN BİSİKLETE DOĞRU...
1818 yılında, İngiliz makinisti Birch, Baron Drais’in tahtadan yaptığı aleti geliştirerek demirden imal eder. Ancak ahşap iken 25 kilo çeken alet, demirden yapılınca yerinden kalkmaz bir hale gelir. Dolayısıyla pratik olmaktan çok uzak kalır ve nihayet 1855 yılında Pierre Michaux adında bir Fransız, oğlu Ernest Michaux ile kafa kafaya verip uzun bir çalışmadan sonra ortaya yeni bir tip çıkarırlar. Bu yeni alete Latince “Bi-Kuklos” (İki-Tekerlek), “Bicycle” adını verirler.
Avrupa’da 19. yüzyılın sonlarına doğru, havalı bisikletler piyasaya sürülür. Bisiklet üretiminde kullanılan malzemenin fiyatının yüksekliği, işçilik maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle halka bir süre inememiştir. Ancak fabrikaların giderek artması ve seri üretimin hızlanmasıyla maliyetlerde yaşanan düşüş, bisikletin geniş kitlelere ulaşmasını sağlar.
BİSİKLET YARIŞLARININ TARİHÇESİ
BİSİKLETLER daha yollarda doğru dürüst ilerleyemezken, Fransızlar tarihin ilk bisiklet yarışını düzenlerler. 1869 yılında yapılan ilk bisiklet yol yarışını James Moore adında bir İngiliz’in kazandığı bilinmektedir. 1888 yılından sonra bisiklet sporu, birden bire büyük bir önem ve değer kazanıverir. İngiltere’nin bozuk yolları o yıllarda bisiklet yarışı için uygun olmadığından, 1871 yılından sonra profesyonel yarışların artmasıyla, pist yarışları daha yaygın hale gelir.
20. yüzyılın ortalarına doğru ABD ve İngiltere’de otomobillerin yaygınlaşması ile bisiklet yarışlarında bir gerileme başlar, fakat zamanla ilgi yeniden artar. Amatör yol yarışları 1896’dan, pist yarışları da 1900’den itibaren olimpiyat yarışları arasında yerini alır.
HOBİ ATIYDI, MİLYARLIK OLDU
BAŞLANGIÇTA yapım malzemesine göre adlandırılan bisiklet, 19. yüzyılda farklı anlarla anılmaya başlar. “Yaya at arabası” diye anılırken, piyasaya sürüldükten sonra “hobi atı” denir. Hatta dönemin karikatüristleri bu aracı “züppe atı” olarak da adlandırır. Zamanla hobi atının sadece düzgün yollarda rahatça kullanılabilmesi, emniyet endişelerini gündeme getirir ve gelişim süreci mecburen hızlanır.
1960 ve 1970’lerde egzoz gazlarının yol açtığı hava kirliliği büyük bir endişe yarattığı gibi enerji krizi de giderek kötüleşir. Bu dönemde bisikletin popülaritesi artar ve bazı şehirlerde bisiklet şeritleri ve özel bisiklet yolları yapılır. Bisiklet kullanımına teşvik eden bu yenilikler ve bisiklet endüstrisindeki gelişmelerin destekleri ile 1980’lerin ortalarında artık bisiklet kullanımı neredeyse tüm dünya ülkelerine yayılır.
Yaklaşık 200 yıl önce icat edilen bisikletin, günümüzde bir araba fiyatına satılanlarıyla bile karşılaşabilirsiniz.
Evrensel'i Takip Et