19 Mayıs 2011 06:06

8 yılda yoksullaştık, geleceksizleştik

Türkiye 12 Haziranda yapılacak genel seçimlere hazırlanıyor. Herkes adeta nefesini tutmuş seçim gününü ve sonuçlarını bekliyor. Her yere parti bayrakları ve milletvekili adaylarının afişleri asıldı, adaylar ve parti başkanları il il- ilçe ilçe mitingler düzenliyor.Seçimler televizyon reklamlarında da yerini a

8 yılda yoksullaştık, geleceksizleştik
Paylaş
Eylem Lodos / Duygu Boynuince

Seçimler televizyon reklamlarında da yerini aldı. Bu reklamlardan en çok dikkati çekenler ise AKP’nin 8 yıllık iktidarını değerlendirdiği reklamlar oldu. Reklamlardan Urfa’da parmağı kopan çocuğun tedavi hikayesi ile birinde tabip odalarının, tüm demokratik kitle örgütlerinin ve sendikaların karşı çıktığı hatta çıkarılmasın diye eylemler yaptığı ‘sağlıkta dönüşüm’ anlatılıyor. Diğer reklamda ise Türk Lirası’ndan sıfırlar silinerek enflasyon ile nasıl mücadele edildiği anlatılıyor. Peki işçi ve emekçiler için bu 8 yıllık AK Parti iktidarı anlatıldığı, reklamı yapıldığı gibi mi?

Eskişehir Büyükdere Mahallesi’nde yaşayanlara 8 yıllık AKP iktidarı boyunca yaşadıklarını ve hayatlarındaki değişiklikleri sorduk. Aldığımız cevaplar ise hep aynı oldu: “Yoksullaştık, her şey özelleşti, geleceksizleştik…”

‘FAKİR EDEBİYATIYLA KUL-KÖLE YAPTILAR’

Nurettin Demirtaş, emekli… 800 lira maaş alan Demirtaş, 2 çocuk babası. İktidarın ülkeyi güllük gülistanlık göstermeye çalıştığını ifade eden Demirtaş, bu durumun AKP’nin kendi hayali olduğunu söyledi. AKP’nin göstermeye çalıştığı bu durumun halka yansımadığını da kaydeden Demirtaş, “İktidara gelenler halkın sorunları ile ilgilenmedi. Kendi sorunlarını çözdü. Halkın çok büyük bir kesimi yoksuldu, sekiz yılda daha da yoksullaştı” diye konuştu. AKP’nin 8 yıllık iktidarında sağlığın özelleştirildiğine dikkat çeken Demirtaş halkın özel hastanelere yönlendirildiğini belirtti. 2 çocuğunun da öğrenci olduğunu dile getiren Demirtaş, “Hiçbir yerden burs alamıyoruz. Başbakanın çocuklarına iş adamları burs veriyor benim çocuklarıma devlet bile burs vermiyor. Başbakanın çocukları Amerika da okuyabiliyor ama benim çocuklarım Türkiye’de bile okuyamıyor. Biz Amerika'da falan da istemiyoruz, ülkemizde de okutamıyoruz çocuklarımızı. Yani yaptıkları iş bu” dedi. 

8 yılda halkın geçim sıkıntısının bitmediğini aksine giderek arttığını anlatan Demirtaş, “Halkın isteklerine cevap vermek yerine doğal gazlı evlere kömür, yağı olmayan eve ise makarna gönderdiler.  Fakir edebiyatından halkı kendilerine kul köle yaptılar” dedi. Seçimlerden kişisel bir beklentisinin olmadığını kaydeden Demirtaş, ülke kaynaklarının insanlar arasında eşit olarak paylaştırılmasını istedi.

‘İYİCE YOKSULLAŞTIK’

Sevgi Günşen, Ev Kadını ve bir çocuk annesi. AKP iktidarı boyunca iyice yoksullaştıklarını söyleyen Günşen, eşinin emekli olduğunu belirtti. 8 yıl boyunca hayatlarında iyi yönde bir değişiklik olmadığını ifade eden Günşen, durumun bundan sonra da değişeceğine inanmadığını söyledi. Siyasi partilerin seçim vaatlerinin hep aynı olduğunu dile getiren Günşen, milletvekili adaylarının da henüz mahallelerine gelmediğini kaydetti.

‘BAŞKA ALTERNATİF GÖSTERİLMİYOR’

Ali Yeşil, İnşaat İşçisi. 8 yılın boşa geçtiğini söylüyor Yeşil. Her yerin satıldığını, özelleştirildiğini belirten Yeşil, yüzde 45’le iktidara gelen bir partinin halkı refaha erdirmesi gerektiğini söyledi. “4 yıl önce 8 milyona fayans yapıyordum. Gene aynı paraya yapıyorum. 4 yıl önce ekmek iki yüz elli bin liraydı şimdi beş yüz bin lira” diyen Yeşil, 8 yılda  iyice yoksullaştıklarını belirtti. Seçimlerden hiçbir şey beklemediğinin altını çizen Yeşil, “Aynı şey aynı görüntü çıkacak. Umutsuzum, vatandaş AKP, CHP ya da MHP ye oy verecek. Çünkü halka başka alternatif gösterilmiyor” dedi.

CEBİMDE 10 LİRA BİLE YOK!

“8 yıldan beri yol, baraj yaptıklarını söylüyorlar ama daha önce de yol yok muydu, havada mı gidiyorduk” diye sorarak sözlerine başlayan Müslüm Gürşen de emekli. Cemil Çiçek’in ‘geçinemiyoruz’ sözlerine tepki gösterdi. Milletvekillerinin milyarlarca maaş aldığını dile getiren Gürşen, kendisinin ise 800 Lira maaş aldığına dikkat çekti.  8 yıldan beri devamlı zarar gördüklerini anlatan Gürşen, uzun süredir evlerine et girmediğini belirtti. Mazota her gün zam geldiği için arabasını bile kullanamadığını anlatan Gürşen, “Önceden 7 teneke yağ alıyordum, şimdi yarım kiloyu 100 milyona alıyorum. Seçimlerde halkı bir müddet kandırıyorlar ama halk eskisi gibi değil kanmıyor. 8 yıl boyunca halk iyice yoksullaştı. Şu an cebimde 10 lira para yok, bir de çocuk okutuyorum” dedi. (Eskişehir/EVRENSEL)


‘ENGELLİLER İÇİN HİÇBİR ŞEY YAPILMADI’

Bu 8 yılın engelliler için de çok zor geçtiğini anlatıyor Mahmut Baysal. AKP hükümetinin engelliler için hiçbir şey yapmadığını dile getiren Baysal, sadece yaşamaya çalıştıklarını ifade ediyor. 800 lira maaş aldığını anlatan Baysal, bu para ile geçinemediklerini söyledi. Üniversite sınavlarına hazırlanan bir çocuğu olduğunu belirten Baysal, üniversite sınavındaki şifre skandalına değindi. Çocukların psikolojilerinin bozulduğunu vurgulayan Baysal, çocukların geleceksizleştirildiğini kaydetti. Seçimlerde partilerin önemli olmadığını ifade eden Baysal, “Memleketi düzeltecekse gelsinler yoksa memleket gidiyor” dedi.


‘KIZIM ÜNİVERSİTE SINAVINA GİREMEDİ’

2 çocuk babası Ali Rıza Özdemir, de 8 yıl içinde iyice yoksullaştıklarını söylüyor.  Aldığı maaşla geçinemediğini belirten Özdemir,  kızının para olmadığı için üniversite sınavlarına başvuramadığını anlattı. Aylardır evlerine et girmediğine dikkat çeken Özdemir, bayramdan bayrama et yiyebildiklerini vurguladı. Özdemir, “Çocuklarımın önünü göremiyorum karanlık” dedi. Büyükdere’de esnaflık yapan Nurten Dilay, 8 yıl içinde büyük marketlerin mahalle bakkallarını yok ettiğini söyledi. 8 yıl içinde halkın daha da yoksullaştığını kaydeden Dilay, “Kredi kartının kullanımı yoğunlaştı. İnsanlar eskiden kredi kartından korkuyorlardı. Veresiye daha da fazlalaştı.”  dedi.

ÖNCEKİ HABER

İzmir'de aydın ve akademisyenlerden Bloka destek

SONRAKİ HABER

Rekabet değil, dayanışma!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...