18 Mayıs 2011 11:28

Bildik, hoş bir şarkı gibi

YOLDAN geçen vatandaşa yakın siyasi tarihi bir insan gibi tarif ettirseler, ortaya Erol Taş’ın robot resmi çıkacak galiba. Çünkü son zamanlarda ne kadar dizi film çekildiyse, roman yazıldıysa, hareketli ‘60’lar, hızlı ‘70’ler, yenilmiş ‘80’ler arkada, iki aşığın öyküsü de önde, her

Bildik, hoş bir şarkı gibi
Paylaş
Çağdaş Günerbüyük

YOLDAN geçen vatandaşa yakın siyasi tarihi bir insan gibi tarif ettirseler, ortaya Erol Taş’ın robot resmi çıkacak galiba. Çünkü son zamanlarda ne kadar dizi film çekildiyse, roman yazıldıysa, hareketli ‘60’lar, hızlı ‘70’ler, yenilmiş ‘80’ler arkada, iki aşığın öyküsü de önde, her tarafımızdan tarih sevdası taşıyor. Hani, bu konuda genel hafıza zayıflığı, ya da açık konuşalım cehalet, pekala yakın siyasi tarihin ‘Aşıkların kavuşmasına mani olmak’ gibi bir işlevi olduğunu düşündürtebilir okura/izleyiciye. Rahmetli Erol Taş’ın Yeşilçam filmlerinde hayat verdiği kötü adamlarda vücuda gelmiş bir tarih…

Öyküleri anlatanların amacı Erol Taş’ın anısını canlı tutmak olmayabilir elbette. Örneğin İnci Aral’ın son romanı Şarkını Söylediğin Zaman’da yaptığı, bir yandan memleketin geçmişi ve bugününe dair söylemek istediklerini söylerken insan hikayeleri anlatmak. İki aşk öyküsü ile bugün 30 yıl öncesine bağlanıyor. Defterlerde ‘70’lerin hızlı siyasi atmosferinde hakkıyla yaşanmamış bir aşk ve darbeyle farklı yerlere gitmiş çift var. Bir de elbette, İnci Aral kadınları. Güçlü ve kırılgan, hayatlarında biri varken bile yalnız, heyecanlı ve hüzünlü kadınların iki kuşağı, Deniz ile Ayşe.

İnci Aral’ın kadın karakterlerinin hayata dair mutsuzlukları daha belirgin olsa gerek ama insanın aklında coşkulu girişkenlikleriyle kalmayı beceriyorlar. Yazarın kalemini elbette kadın kahramanlarını anlatışındaki becerisiyle biliyoruz, belki o kalemin kuş olup en hızlı uçtuğu anlar, o kadınların her şeye rağmen hayatlarının gidişatına el koydukları anlar. Büyük yıkımlar yaşasalar da, ne mutlu İnci Aral okuruna ki, hayat dolular, öylesine değil, sahici, sağlam. Deniz’in birlikte olmayı istediği halde kendini adadığı hayat uğruna bile bile harcadığı Cihan’la ilişkisi gibi.

HIZLI DEVRİMCİ-PASİF SEMPATİZAN KLİŞESİ

Şarkını Söylediğin Zaman’ın talihsizliği şu: “Ben devrimciyim sevgilim, seninle olamam” tipi trajediler kabak tadı vermeye başlayalı çok oldu. Gerçeğe çok aykırı olduğunu söylemeye çalışmıyorum, mücadeleyi de hayatı da paylaşan aşklar olduğu gibi, paylaşamayan ayrılıklar da olmuştur mutlaka. Sadece eskiden değil, bugün de oluyor. Ama zengin kız–fakir erkek klişesinin bir türevi gibi hızlı devrimci–pasif sempatizan ilişkisinin imkansızlığı çoktan bir klişeye dönüşmedi mi?

Dönüşmüş olmadı. Çünkü İnci Aral’ın anlatımında dönemin algılarını mahkum etmek değil, insani birer öykü olarak anlamak öne çıktığı halde, öyle sezdiriyor. Şarkı, bizde o kadar heyecan yaratmıyor da, hep aynı nakaratı dinliyormuşuz gibi hissettiriyor. En azından defterli kısımdan kalan biraz böyle.

Oysa roman 12 Eylülü bugüne getirmek konusunda da başarılı bir yapıt olarak takdir edilmeli. Ayşe’nin çalıştığı yer ve Cihan’ın döneceği yer olan üniversite, kadrolaşmanın arttığı, tatmin edici olmasa da kahramanların kendilerini ifade etmeyi seçtikleri bir ‘kale’. 30 yıl önceki topluca girip çıktıkları çatışmalı halini nesnel olarak anlattıktan sonra bu akademik tablo, 12 Eylülün hâlâ devam eden sonuçlarından, bugüne etkilerinden biri olarak romanda yer alıyor. Müzik motifinin de böyle bir yeri olabileceği sezdiriliyor ama romantik etkisi yeterli sayılıyor. Ayşe’nin eski çalıştığı alan medyada bugünkü iktidara ilişkin bir eleştirinin hedefi daha çok. Ayşe’yi bezdiren kadrolaşmanın yanı sıra, kumandayı eline aldığında karşısına çıkan manzara bunu gösteriyor.

Özetle, Şarkını Söylediğin Zaman, güzel bir sesin söylediği, tanıdık bir nakaratı olan hoş bir şarkı.

Şarkını
Söylediğin Zaman
İnci Aral
Roman
Kırmızı Kedi Yayınları
232 sayfa

ÖNCEKİ HABER

50 yaşında tazecik bir roman: Yüz Karası

SONRAKİ HABER

Bir Aylak kadın hikayesi: Unutma Beni Apartmanı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...