03 Ağustos 2013 19:30

Rojava’ya olan düşmanlığın bedelini Ceylanpınar ödüyor

Emek Partisi (EMEP) Bölge Örgütü olarak bir heyetle Ceylanpınar’daydık. Son iki hafta içinde sınırın diğer tarafından gelen kurşunların ve top mermilerinin isabet etmesiyle 3 kişinin yaşamını yitirdiği Ceylanpınar’da aylardır aynı gerginlik sürüyor. Ceylanpınar halkı, top ve kurşun seslerinin altında her an yeni ölü

Rojava’ya olan düşmanlığın bedelini Ceylanpınar ödüyor
Paylaş
Fatma Keskintimur / Mehmet Türkmen

Yalnızca aynı dili konuşan, aynı kökenden olan değil, aynı zamanda birbirine akraba olan sınırın iki yanındaki halkın yaşadıkları karşısında, sınırın bu anlamsızlığı da başka bir anlam kazanıyor. Aynı halktan ve akraba olan bu insanların kucaklaşmasını engelleyen sınır; sınırın bir tarafında yaşanan acının, savaşın, kurşunların ve ölümün diğer tarafa geçmesine aynı şekilde engel olmuyor ne yazık ki.  
Ceylanpınar’a gelirken buranın Rojava’ya sınır olması ve yaşananların Rojava’da olanlardan bağımsız olmadığını da göz önünde bulundurarak, Ceylanpınar halkına destek olmanın yanı sıra, anlamsız bir sınırın böldüğü Kürt halkının iki tarafta yaşadığı trajediyi sınırın sıfır noktasında görmekti amacımız.  
Ceylanpınar’da ziyaret için ilk durağımız belediyeydi. Belediye Başkanı İsmail Arslan ve ziyaretimiz esnasında orada bulunan BDP Milletvekili Nursel Aydoğan’la yaptığımız görüşmeden sonra, evindeyken kurşun isabet ederek hayatını kaybeden 16 yaşındaki Mehmet Gündüz’ün ailesini, birkaç esnafı ve çok sayıda Ceylanpınarlıyla konuştuğumuz bir çay bahçesini ziyaret ettik. Yaptığımız bütün görüşmelerde, AKP iktidarının Rojava Kürtlerine karşı tahammülsüzlüğü ve el Nusra gibi terörist çetelere verdiği destek ve genel olarak AKP’nin Suriye politikasına tepki öne çıkıyordu. Yalnızca Kürtler ve BDP’liler değil, AKP’ye oy vermiş olanlar ve Arapların önemli bir kesimi de dahil, Ceylanpınar halkı, AKP’nin Suriye politikasının ve bu karanlık terörist çetelere verdiği desteğin bedelini ödediklerinin farkındalar. Hem de bazıları canıyla…

ROJAVA İLE SAVAŞIRKEN BURADAKİ KÜRTLE BARIŞ OLMAZ

Çay bahçesinde görüştüğümüz bir Ceylanpınar sakini, bir gün önce çetelerce katledilen sivil Kürtleri hatırlatarak “Savaş sınırın bu tarafına da yayılıyor” derken bir top sesi bölüyor konuşmasını. Herkes birbirine bakıyor önce, “yine başladı” deniyor sessizce. Söz konusu Kürtler olduğunda hep bir müdahalenin olduğunu belirten Ceylanpınarlı vatandaş, Türkiye’nin Rojava’daki tavrının, Türkiye’de süren barış sürecinden bağımsız olamayacağını düşünüyor; “Eğer barışta samimi olsalardı Rojava halkı için de aynı tutumu almaları gerekirdi.”

‘PRESS’ ÇELİK YELEK ALTINDA

Son durağımız, tam sınırda ve çatışmaların olduğu bölgeye en yakın yer olan öğretmenevinde konuşlanmış olan basın emekçileri oldu. Basın çalışanlarının üzerlerindeki çelik yelekler ve başlarındaki kasklar da anlatıyor aslında, savaş ve çatışma ortamının nasıl sınırı aşabildiğini. Kameraların yönü sınıra, 50-100 metre ötede süren çatışmalara dönük. Ceylanpınar’da ilk ve en çok isabet alan yer öğretmenevi olmuş. Daha bir gün önceki çatışmalarda bile birden çok isabet aldıklarını belirten bir basın emekçisi “Bu gece buradan çıkamayacağımızı düşündük” diyor. Yine top ve havan sesleri ile bölünüyor konuşma, onlar alışmış, sesten mesafeyi hesap ediyorlar. Belki de canları pahasına verdikleri emeğin, çoğunun bağlı olduğu medya işletmeleri(!)nce nasıl hiçe sayıldığı ve değersizleştirildiğini düşünerek üzülüyoruz. Kolaylıklar dileyerek ayrılıyoruz yanlarından, yine çok da uzak olmayan çatışma sesleri eşliğinde…


CEYLANPINARLILAR NE İSTİYOR?

Ceylanpınar halkının verdiği mesajdan anladığımız şunlardı:
1- AKP başından beri Suriye’de iç savaşı, farklı halklar ve mezhepler arasında düşmanlığı derinleştiren Suriye politikasından vazgeçmelidir.
2- AKP Hükümeti, kendi halkının hayatını tehlikeye atma, savaşın sınırın bu tarafını da vurmasına neden olma pahasına, çocuk kadın demeden sivil insanları boğazlayan el Kaideci, el Nusracı çetelere her türlü destek vererek bu katliamlara ortak olmaktan vazgeçmelidir.
3- AKP Hükümetinin Rojava’da Kürtlerin savaşın dışında kalarak, birlikte yaşadığı diğer halklarla birlikte oluşturduğu demokratik halk yönetimlerine karşı düşmanca tutumu son bulmalıdır. Bu tutum da ısrar etmek, yalnızca Rojava Kürtlerine değil, sınırın bu tarafında olan Kürt halkına da düşmanlık anlamına geldiği gibi; bu coğrafyada birlikte ve iç içe yaşayan Kürt, Arap, Türk, Türkmen, Süryani… tüm halkların birlikteliğini, barış içinde kardeşçe yaşama umudunu da tehdit etmektedir.

AKP’YE OY VERENLER DE YAŞANANLARDAN RAHATSIZ

AKP Hükümetinin içeride ve dışarıda yürüttüğü ayrıştırıcı ve kışkırtıcı politikayı desteklemediklerini söyleyenler arasında bu partiye oy verdiklerini belirtenler de var. “Bunun için oy vermedik” diyen Cebrail adındaki bir Ceylanpınarlı, AKP’nin özellikle Suriye’de ortaya koyduğu dış politikasını şu an yaşananların sebebi olarak gördüğünü söylüyor ve çevremizde bizi dinleyen kalabalığın tamamı da bu sözleri onaylıyorlar.
Ceylanpınar’da yıllardır Araplarla Kürtlerin sorunsuz yaşadığını belirten Mıho (Muhittin) isimli bir diğer Ceylanpınarlı ise yanındaki Arap komşusunu da göstererek şimdiki halden onların da rahatsız olduğunu belirtiyor. Nusra çetelerinin sivillere dönük vahşetinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Ceylanpınarlılara göre sınırın öteki tarafındaki Araplar da bundan rahatsız.  Akşamları genel elektrik kesintilerini de hatırlatan esnafa ve daha birçoklarına göre de bu karartma el Nusracı çetelere verilen desteği gizlemek için. (Ceylanpınar/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Cinsel istismara müebbet de gelse hafızalardan silinmeyecek!

SONRAKİ HABER

İşçiler korkarak işe gitmek istemiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...