Evim olsun derken cezaevine yolladılar
1994 yılında köyü boşaltıldığı için evinden ayrılmak zorunda bırakılan bir Kürt aile, göç ettikleri kentte başlarına bir dam istedikleri için “kaçak inşaat”tan cezaevine atılıyor.
ZORUNLU GÖÇÜN ZARARI!
Hamdiye Alaökmen dört çocuk annesi, Mardin Savur ilçesi, Serenli köyü doğumlu bir Kürt kadını. Yine eşinden öğrendiğimize göre Türkçesi yok denecek kadar az. Ama devletle tanışması eskiye dayanıyor. 1994 yılında doğduğu köy boşaltılıyor ve eşyalarını bile yanına alamadan evsiz kalıyor. Sonra eşiyle tanışıp evleniyor. Hamdiye Alaökmen’e “Terör ve terörle mücadeleden doğan zararlar” karşılığında sadece 1.823 TL veriliyor. Evinden olduğu hesaba katılmıyor bile. Ramazan Alaökmen, eşi ile birlikte Mardin’den sonra Diyarbakır’a ardından da “ikinci Mardin” dedikleri İzmir’e göçtüklerini anlatıyor.
2008’ yılında Karşıyaka ilçesinin Cumhuriyet Mahallesi’nde davaya konu olacak iki katlı evi alıyorlar. Evin tapusunu almadan önce araştırdıklarında imar affından yararlandığını öğrenip tapusunu da görünce, “Başımızı sokacak bir yer olur” diye düşünüp alıyorlar evi.
Ramazan Alaökmen, aldıkları evi hiçbir sosyal güvencesi olmadığı için eşinin üstüne yapmaya karar veriyor. Aldıklarında evin durumunun hayli kötü olduğunu da ekliyor. “Çatısından su sızıyor ve bazı yerleri tenekelerle kaplanmıştı” diyor. “Biz de biraz çeki düzen vermek için tenekelerin yerine beton döktük, sağlamlaştırmak için de bir kolon diktik, bir de yalan yok yer kazanmak için bir kat çıktık” diyor.
‘BU NEDENLE CEZAEVİNE GİREN TEK KADIN’
Mahallelerinde kaçak yapılaşmanın çok yaygın olduğunu anlatan Ramazan Alaökmen, “Hep para cezası almışlardı, biz de para cezasına razıydık” diye ifade ediyor durumlarını. Hatta ceza ne olur öğrenmek için Karşıyaka Belediyesine gittiklerini, cezanın mahkemede belirleneceğini öğrendiklerini anlatıyor. Bunun için ilk mahkemede avukat tutma ihtiyacı görmediklerini, eşi Türkçe konuşup anlayamadığı için apar topar bir yazılı savunma hazırladıklarını söylüyor. Fakat işin ciddi olduğunu anlayınca hukuki savunma için avukata başvuruyorlar.
Mahkeme sonucu olarak Hamdiye Alaökmen, 2 yıl 6 ay ceza alıyor. Cezası “İyi hali ve cezanın geleceği üzerindeki etkileri” göz önüne alınarak 2 yıl 1 aya indiriliyor. Cezası 2 yıl olsaydı ertelenecekti. Ancak “bir ay” yüzünden cezaevine giriyor. Yine de Alaökmen ailesinin tek umudu ise üst mahkemenin kararı bozması ihtimali.
VATANDAŞIN MI SUÇU?
AileninAvukatı Murat Talat Ünlü: Yargıtaya yaptığı başvuruda bu dengenin vurgusunu yaparken, şöyle yazıyor: “Türkiye’mizde kaçak yapılaşmanın ve bunun yaratığı ekonomik, çevre ve toplumsal sorunların varlığı her türlü izahtan varestedir. Bu sorunların oluşmasında, vatandaş kadar, idare hak ve yetkisine sahip olan yöneticilerin sorumluluğunun varlığı da kesindir.”
Fakat karar bozulmuyor. “Araştırdığıma göre” diye ekliyor Ramazan Alaökmen, “Bu nedenle cezaevine giren tek kadın benim eşim”
Bir akşam üzeri sivil polisler eve geliyor Hamdiye Alaökmen’i alıp Örnekköy Karakoluna götürüyorlar. Ramazan Alaökmen nedenini öğrenmek için karakola vardığında kaçak inşaattan eşinin hakkında tebligat mektubu olduğunu, fakat teslim olmadığını söylüyorlar. “Meğer tebligat mektubu köy muhtarına verilmiş”. Aynı gün Hamdiye Alaökmen, Denizli Bozkurt Cezaevine gönderiliyor. (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et