Strauss-Kahn bir çuval inciri berbat etti!

IMF ile ilişkisini kesen birkaç nadir ülkenin dışında dünyanın bütün ülkelerinin uygulayacağı ekonomik politikaların belirleyicisi ve dayatıcısı olan bir örgütün başındaki şahsın böyle sıradan bir hırsız gibi iki polisin arasında elleri kelepçeli olarak hakim karşısına çıkarılması ve bunun da televizyon ekranlarından bütün dünyaya gösterilmesi özellikle Fransa’da bazı politika çevrelerinde Fransa’nın aşağılanması olarak algılandı. Şimdiye kadar bu konuda pek az açıklama yapan hükümet kanadından yapılan bu açıklamalarda bu olayla Fransa’nın itibarının sarsıldığı ve asıl mağdurun Fransa olduğuna vurgu yapıldı.

DSK KİMDİR?

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Fransa’daki popüler adıyla DSK, 70’li yıllarda Sosyalist Parti’ye üye oldu. Çeşitli bakanlık görevlerinden sonra en son, 1997 ile 1999 yılları arasında Jospin hükümetinde maliye bakanı olarak görev yaptı ve bir yolsuzluk iddiasının ardından istifa etti.

Maliye bakanlığı döneminde France Telecom’u özelleştirdi, dönemin çalışma bakanı Martin Aubry’nin hayata geçirmeye çalıştığı ve patronların bugün de hâlâ - Sarkozy’nin çıkardığı yasalarla kuşa çevrilse de - iptal ettirmek için canla başla uğraştıkları haftalık çalışma süresinin 35 saate indirilmesine şiddetle karşı çıktı. Daha sonra iktidara gelen sağ hükümetlerin emeklilik yaşının yükseltilmesi, kamu çalışanlarının sayısının azaltılması, elektrik ve gaz işletmelerinin özelleştirilmesi ve gaz işletmesinin özel sektöre satılması girişimlerini destekledi. Bugün aynı politikaları Portekiz ve Yunanistan’a dayatıyor. Fransa’da liberal politikaların yılmaz savunucusu olan DSK, 2007 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sosyalist Parti’nin aday adaylarından biriydi. Ancak parti üyelerinden en az oyu alınca aday olamadı ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılamadı. Sarkozy’nin cumhurbaşkanı seçilmesinden kısa bir süre sonra 2007 sonbaharında Sarkozy’nin desteğiyle IMF’nin başına “atandı”.

Son yaşanan ekonomik kriz sırasındaki tutumuyla sermaye çevrelerinin takdirini toplayan DSK, basının da yardımıyla Fransa’da 2012 yılında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, artık yıpranmış olan Sarkozy’nin yerine geçebilecek kapasitede ve sermaye sınıfını memnun edebilecek yegane aday olarak sunuluyordu. Bu adayın aynı zamanda İsrail’in Fransa’daki çıkarlarının yeminli bir hizmetkarı olduğunu ilan etmiş olması, cumhurbaşkanı olabilmesinin önündeki tüm engelleri ortadan kaldırıyordu.

Ancak şimdi bir çuval incir berbat oldu. Yapılan yorumlarda, aklansa bile DSK için artık cumhurbaşkanlığı yolunun kapanmış olduğu dile getiriliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Sosyalist Parti’de yapılması öngörülen ön seçimlerden zaferle çıkması, hatta bu seçimlere girebilmesi bile imkansız gibi görünüyor.

Olayın duyulmasının ardından, bu durum da göz önüne alınarak çeşitli komplo teorileri gündeme getirildi. Bunlardan birincisi, 2012 cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Sarkozy’nin en ciddi rakibi olabilecek olan bir adayın saf dışı edilmesi, ikincisi de Fransa ile çetin bir egemenlik savaşına giren ABD’nin IMF’nin yönetimini de ele geçirme iddiasıdır.
DSK’nın saf dışı kalmasından Fransız halkının büyük çoğunluğunun son derece memnun olduğunu tahmin etmek zor değil. 2002 seçimlerinde hırsız Chirac ile ırkçı-faşist Le Pen arasında tercih yapmak zorunda kalan Fransız halkı, bu kez de ırkçı-faşist Le Pen in kızına karşı Sarkozy ya da Sarkozy’nin kopyası DSK’yı desteklemek zorunda kalmamış olmaktan sevinç duyacaklardır. (DIŞ HABERLER)

74 YIL HAPSİ İSTENİYOR

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn cinsel saldırı suçlamasıyla tutuklanmasının ardından dün ilk defa New York’ta hakim karşısına çıktı. Savcılar, Strauss-Kahn’ın daha önceden de benzer bir davranış içinde olduğunu ve kaçma şüphesi olduğunu belirterek tutukluluk halinin devamına karar verdi. Ayrıca, Strauss-Kahn hakkında 7 suçlamada bulunulurken, bu suçlamaların cezasının toplam 74 yıl 3 ay hapsi bulabileceği ifade edildi.

Kahn’ın avukatı, müvekkili için 1 milyon dolar kefalet önerse de yargıç bu talebi reddetti. Davanın bir sonraki duruşması 20 Mayıs’a ertelendi.

32 yaşındaki bir otel görevlisini oral sekse zorlamakla suçlanan Kanh’ın, kaçarak Paris’e giden uçağa binmek istediği, hatta cep telefonunu otelde unuttuğu iddia ediliyor.

Kahn’ın avukatı ise, müvekkilinin, olayın geçtiği otelden “kaçmadığını” iddia etti ve “Acelesi vardı, çünkü öğle yemeğine randevusu vardı, zaten öğle yemeği tanık da bunu doğrulayacak” dedi.