20 Temmuz 2013 17:59

Yaz aşkına dair...

Yaşım ortaya çıkmasın ama ergenliğimde doğanların ergenliği çoktan bitti. Bunca senelik ömürde hiç yaz aşkı yaşayamamış biri olarak; yapılması gerekenleri değil; tecrübelerimden edindiğim yapılmaması gerekenleri paylaşmayı borç bilirim.Öncelikle yaz aşkı aramak için köye, ilçeye, ana-baba memleketine

Yaz aşkına dair...
Paylaş
Ayşen Aksakal

Öncelikle yaz aşkı aramak için köye, ilçeye, ana-baba memleketine -deniz kıyısında değillerse- gitmeyin. Yaz aşkı için yazlık bir yerde olmanız gerekiyor. Biraz deniz, biraz kumsal, yanık ten, tatil havası, geçicilik hissi gerekiyor. Gençliğinin 1-2 yazını bir taşra kentinin ilçesinde geçirmiş biri olarak, traktörle bağa bahçeye giderek, o koca donlarla, o pazen gömleklerde istenilen tatta bir yaz aşkı yaşanamayacağının garantisini verebilirim.“Amaaan tatildeyim, azıcık da rahat edeyim” diyerek, sünük, rengi atmış şortlarla, “Ay parmak aram acıyor” diyerek parmak arası terlik yerine marketten alınmış, ıslanınca öten, malibu terliklerle gezmeyin. Yaz aşkının mahalle bakkalından soda alırken karşınıza çıkmayacağının garantisi yok.

DENİZ SONRASI BURUN KONTROLÜ

Denizde eğlenmek isteyebilirsiniz; hepimiz isteriz. Buradaki püf nokta; bir yaz aşkı hedefiniz varsa, suda amuda kalkmaya çalışırken ya da dalgaların üzerine yüzükoyun atlarken dışarıdan nasıl göründüğünüzü biraz düşünmek! Bir de tabi daldıktan sonra etrafa sırıtmadan önce burnunuzu kontrol etmeyi unutmamanız. Tamam insanız, ama bu burun sınaması yeni başlayan ilişkiler için bile tehlikeliyken, o haldeyken ilk görüşte aşk beklemek haksızlık oluyor.

TELVELİ DİŞ BARINDIRAN AĞIZ, ÖPÜLESİ DEĞİLDİR

Bir sahil kahvesinde çay içip, okey oynarken; yeni sosyalleştiğimiz hoş arkadaşlar yanında bir de ne yapmıyoruz? Fıkra anlatmıyoruz. Komiklik her zaman prim yapar ama maalesef fıkra anlatarak karşınızdakini etkileme stratejinizi ikinci baharınıza saklamak zorundasınız.

Hazır kahvedeyken bir uyarıyı daha yapalım; Türk kahvesi içmişseniz, ortaya patlayan espri ne kadar komik olursa olsun; dişlerinizde telve kalıntıları kalmadığından emin değilseniz kocaman kocaman gülmeyiniz. Telveli bir diş barındıran ağız; inanın öpülesi değildir.

Yaz geceleri alkol alacaksanız, hatta belki romantikleşmek için alkolü bahane edecekseniz de; bunu mümkünse rol yaparak deneyin. Yani alkolün dozu kaçmış gibi yapın, ama aslında kaçmamış olsun. Sonra kendinizi elektrik direkleri etrafında “Singing in the rain” de danseder zannederken, düşe kalka kolbastı yapıyor olabilirsiniz.

Sürekli etrafa bakınıp, bir yaz aşkı adayı aramayın. Siz umarsızca etrafa bakıyor gibi göründüğünüzü sanarsınız, ama aslında görüntü şaşkın bir güvercinin kafa çevirip durması gibidir.

SİZ YAZA AŞIK OLUN, O SİZE AŞK SUNAR

Bu işler hep Murphy’e bakar; aklınızdan çıktığı anda karşınıza çıkar.

Kendinizi akışa bırakın; serin sulara, tatlı karpuzlara, yalınayak gezme hürriyetine, sokaklarda şarkı söylemenin zevkine, zeytinyağlı mezelerin hafifliğine, uzaklara giden teknelerde olmanın hayaline bırakın. Siz yaza aşık olduktan sonra; o da size bir aşk sunacaktır.

Yaz aşkları; yalnız ve soğuk bir kış gecesi gülümsemenize, bazı şarkı sözlerini fark etmeden ezberlemenize, hemcinsler arası sohbetlerde anlatacak konu bulmanıza, kapalı havalarda efkar yaratabilmenize, bir yazı daha hevesle beklemenize, geleceğe dair umut yeşertmenize yarar; kaçmayın.

Yine de gönül mevsimlik değil, ömürlük aşklar ister.

Bir yastıkta kocayacağınız  ruh eşlerinizi, tez bulabilmeniz dileğiyle.

ÖNCEKİ HABER

Genç kadınların talepleri Gezi’de direniş oldu

SONRAKİ HABER

Geçmiş yazlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa