20 Temmuz 2013 16:36

Müslim: Rojava'da iki askeri gücü kabul etmeyiz

Federal Kürdistan Bölgesi'nde bir süredir temaslarda bulunan PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat) Eş Başkanı Salih Müslim, Rojava'daki son durumu değerlendirdi. Sınır kapısının bölgesel hükümetin ileri sürdüğü gerekçelerden dolayı açılmadığını söyleyen Müslim, "Rojava'da kardeş kavgasın

Müslim: Rojava'da iki askeri gücü kabul etmeyiz
Paylaş

Hem Rojavalı Kürt partiler arasında yaşanan sorunları tartışmak hem de Federal Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi parti ve örgüt temsilcileriyle görüş alış-verişinde bulunmak için bir süredir Hewler'de bulunan PYD (PartiyaYekîtiya Demokrat) Eş Başkanı Salih Müslim, Semalka Sınır Kapısı'nın uzun süredir açılmamasının nedenlerini, Rojavalı partiler arasındaki sorunları, YPG dışında başka bir askeri güç oluşturma arayışlarını ve Serêkaniyê'de yaşanan son çatışmaları DİHA'ya değerlendirdi.

Müslim, yaptığı değerlendirmede Rojavalı Kürtler arasında yaşanan sorunların en önemli nedeninin bazı partilerin YPG'den (Yekîneyen Parastina Gel) ayrı silahlı bir güç oluşturma çabasından kaynaklandığını söyledi. Rojava'da ikinci bir askeri gücü kesinlikle kabul etmeyeceklerinin altını çizen Müslim, Desteye Bılınd olarak kardeş kavgasının önlenmesi için aldıkları ilk kararın tek bir askeri güç ve ortak bir komutanlık olduğunu hatırlattı. Oluşturulacak olan askeri gücün hiçbir partiye bağlı olmayacağı, ulusal bir güç olacağı yönünde Desteye Bılınd'da karar aldıklarını söyleyen Müslim, "Kendilerine YPG dışında başka bir askeri güç oluşturmak için gerekçe oluşturmak isteyenler, şimdi kalkıp 'YPG, PYD'nin veya TEV-DEM'indir' diyorlar. Bunu söyleyerek işte, 'PYD'nin var, bizim de olsun' demeye getiriyorlar. Bu şekilde kendilerine gerekçe yaratmaya çalışıyorlar ki, bu durum doğru bir yaklaşım değil. Biz Destaya Bılınd olarak ilk baştan beridir Rojava'da iki askeri güç olmayacağı kararını almıştık. Kendisine göre özel bir askeri güç oluşturmak isteyenler, dürüst davranmıyorlar. Tüm bunlardan dolayı da iki askeri gücün oluşmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Tek bir askeri güç olacak, ulusal bir güç olacak ve bu güç içinde herkes kendisini görecek. Bu askeri güç ne kadar büyürse bu bizim için bir şereftir. Bu bizim savunmamız içindir. Ama kalkıp ikinci bir askeri güç oluşturmak isterlerse biz bu durumu kabul etmeyeceğiz" dedi. 19 Mayıs gününden beridir kapalı olan Semalka Sınır Kapısı'na ilişkin olarak da kendilerinden taraf herhangi bir karar veya kapatma gerekçesi olmadığına dikkat çeken Müslim, kapının kapatılmasının tamamen bölge hükümetinin kararı olduğunu söyledi. Sınır kapısının bir şantaj ve tehdit aracı gibi siyasete alet edilmesine baştan beri karşı olduklarını kaydeden Müslim, "Siyasi partiler arasında her zaman siyasal anlaşmazlıklar olabilir. Ama sınır kapısını çocukların elindeki sütü alır gibi kapatmak, kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Bu kadar yoksulluğun yaşandığı bir dönemde sınır kapısını ticarete kapatmak doğru bir karar değil. Biz bu kapının en kısa zamanda açıklamasını umut ediyoruz" diye konuştu. Müslim, sınır kapısının kapatılmasının nedenlerine ilişkin olarak da şunları söyledi: "Tabi kapının kapatılmasına ilişkin birçok gerekçe gösterildi. İlk başta bazı kişilerin tutuklanması gerekçe olarak ileri sürülmüştü. Ardından kimse kimsenin üzerinde hâkimiyet kurmasın denildi. Bu tür şeyler söylendi. Bölgesel hükümet şimdi de Rojava Kürtlerinin kendi bölgesine gelmesine hazırlıklı olmadıklarını ve bundan dolayı kapıyı kapalı tuttuklarını söylüyor. Binlerce insan Federal Kürdistan Bölgesi'ne gelmek istiyor. Yani bunun gibi birçok sebep gösteriliyor. Ama her ne olursa olsun, Rojava'daki halkın Güney'e geçmesinin temel nedeni ekonomik nedenlerdir."

ROJAVALI PARTİLER ARASINDA SORUN İKTİDAR SORUNUDUR

"Biz ilk baştan itibaren bir ülkenin yürütülmesi ağır bir sorumluluktur dedik. Bu konuda sorumluluk almak isteyen herkesi elini taşın altına koymaya ve bu sorumluluğu birlikte paylaşmaya çağırdık. Ama maalesef bu konuda şimdiye kadar kimseden destek görmedik" diyerek, Rojavalı diğer partileri eleştiren Müslim, siyaset yapmanın sorumluluk üstelenmeyi gerektirdiğini belirtti. Müslim, şunları dile getirdi: "Oturduğun yerden konuşmak kolay, ama siyaset yapmak, sorumluluk üstelenmek kolay değildir. Emek gerekiyor, halkı eğitmek gerekiyor, bilinç düzeyi gerekiyor, yorulmak, sabahtan akşama kadar çalışmak, ilişkiler kurmak gerekiyor. Halk olarak biz bazı konularda çok geri de kaldık. Partimize ilişkin söyledikleri konuların birçoğunda ciddi değiller. Çünkü kendileri ciddi değiller. Evinde oturarak bu mesele çözülmez. Herkesin bu konuda ciddi olmasını umuyoruz. Herkesi el ele verip çalışmaya, bu sorumluluğu birlikte paylaşmaya davet ediyoruz." Diğer partilerin Rojava'daki devrimde sorumluluk üstlenmemelerinin bir diğer nedenin de iktidar olgusuna yaklaşımlarından kaynakladığını dile getiren Müslim, iktidarı ele alış konusunda diğer partiler ile kendileri arasındaki yaklaşım farkını ise, şu cümleler ile açıkladı: "Biz halkın kendi kendisini yönetmesi fikrini savunuyoruz. Halk kendi komitesini, yönetimini oluştursun. İster köyde ister şehirde olsun, herkes kendi karalarını özgür bir şekilde alıp, bu kararları da uygulayabilsin. Bu fikir bu halkın yönetimi için yeni bir düşüncedir. Çoğu parti bu fikri kabul etmiyor. Birçok kişi iktidarı Muaviye gibi olmak şeklinde düşünüyor. 'Yerde ve gökte her şey iktidarındır, istediğini öldürür, istediğini yaşatır.' Bunların iktidar anlayışı Muaviye anlayışıdır. Bunun zamanı geçmiştir. Halk artık kendi kendini yönetmek istiyor. Halk kendi sözünü söylemek kendi kararını almak, kendisi uygulamak istiyor. Bazıları bu durumu kabul etmeyip, halkın üzerinde iktidar olmak istiyor."

HALKIN KENDİ İKTİDARINI KURMASINI İSTİYORUZ

Müslim, "Demokratik özerklik" konusunda da yıllardır yürütülen bir çalışmalarının ve projelerinin var olduğunu ifade etti. Son üç yılda demokratik özerkliğe ilişkin somut komiteler oluşturup, çalışmalar yaptıklarını ve bunun sonucunda halkın kendi kendini yönettiği başka bir sistemin ortaya çıktığını belirten Müslim, "Kendi kendini yönetmeyi öğrenmiş olan insanlar şimdi başkasının denetimine girmeyi kabul etmezler. Bu projeyi kabule etmeyenlerin çoğu halkın iktidarını kabul etmiyorlar. Halkın üzerinde iktidar olmak istiyorlar. Bu durum ister Kürt partilerin de olsun ister diğer gruplarda olsun, hepsinde var. Biz iktidarı istemiyoruz. Halkın kendi iktidarını kurmasını istiyoruz" dedi.

EL NUSRA: KÜRTLERİN VARLIĞINI KABUL ETMİYOR

Son günlerde Serêkaniyê'de Cephet El-Nusra ile YPG arasında yeniden patlak veren çatışmalar da değinen Müslim, çatışmaların yeninden başlamasının esas nedeni, Cephet El-Nusra'nın bir süre önce YPG'yle imzaladığı anlaşmaya uymaması olarak gösterdi. El-Nusra'nın daha önceki çatışmalarda da kırıldığı için YPG ile istemeyerek anlaşma imzaladığını belirten Müslim, ama gerçekte anlaşmanın şartlarına hiçbir zaman uymadığını paylaştı. Müslim, bu konuda "Örneğin bu anlaşmanın bir maddesine göre şehir de hiçbir askeri güç olmayacaktı. Ama onlar askerlerini şehirden çıkarmadılar. Sivil insanların arasına yerleştirdiler. Sivillerden oluşturulan meclise de itibar etmediler. Eski, bağnaz zihniyelerini orada yaşatmak istediler. Halkın hepsi onlardan nefret ettiler. Bu sonda da kalktılar YPG'nin bazı üyelerini esir aldılar. YPG bu esir alınan elemanlarının bırakılmasını istedi, ama bırakmadılar. Bunun üzerine çatışmalar başladı. Neden? Çünkü Cephet El-Nusra hiçbir zaman Kürtlerin varlığını kabul etmedi. Afrin üzerindeki ambargonun uygulanmasında ve oradaki çatışmalarda da etkili olan da yine aynı zihniyettir. Kürtlerin varlığını kabul etmiyorlar. Bundan dolayı da Kürtler kendilerini savunmak zorunda kaldılar. Serêkaniyê'deki savaş da bizim için farz oldu. Ama savaşın en kısa zamanda sona ermesini umuyoruz" değerlendirmelerinde bulundu.

İSLAMİ REJİME MÜSAADE ETMEYİZ

Müslim, Serêkeniyê'deki çatışmaların amacına ve son durumlara ilişkin olarak ise, şunları dile getirdi; "Serêkaniyê'de kimse kalmadı. Bazı çatışmalar Tıl Xalef'in batısında sürüyor. Onunda şimdi durduğunu sanıyorum. El Nusra ve diğer silahlı çeteler Serêkaniyê'nin dışına çıkarıldılar. Bunların hepsinin bir amacı vardı. Son dönemde yaşanan çatışmaların en önemli sebebi bölgede İslami bir rejim ilan etmekti. Özellikle de Kürt bölgesinde ve petrol bölgesi böylesi bir hedefleri vardı. Biz bu konuda hassas yaklaşıyoruz ve onları elimizden geldiği müddetçe bölgemizden uzak tutmaya çalışıyoruz. Kürt bölgesinde bir İslam rejiminin kurulmasını kabul etmiyoruz." (Hewler/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

‘Sınır kapısını bölge hükümeti açmıyor’

SONRAKİ HABER

Yaz sıcağına bici bici geldi Hanımm!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa