18 Temmuz 2013 13:57

Darbenin bölgedeki riskli etkileri

Mısır’da ilk defa seçimle iş başına gelen bir Cumhurbaşkanının, yapılan kitlesel protestolardan sonra, askerler tarafından devrilmesi üzerinden bir hafta geçti (yazı tarihi 11 Temmuz). Ancak, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yandaşları ile karşıtları; ordu ve güvenlik güçleri arasında çoktan patlak vermiş olan şiddetli ola

Darbenin bölgedeki riskli etkileri
Paylaş
Chris Luenen

MISIR  BÖLGEYİ NASIL ETKİLER?

Geçen çarşamba gününden beri Mısır’da meydana gelen olayların bölge üzerinde etkileri nelerdir?  Bundan sonraki süreç için, en yakın tehlike,  Müslüman Kardeşler Teşkilatı ve diğer İslamcı grupların, demokrasiyle iktidara geldiklerini ve iktidardaki yerlerini korumaları gerektiği iddiasında bulunmaları olacaktır. Müslüman Kardeşler Teşkilatı bu arada, itidal sahibi liberaller ve seküler kesim ülke yönetimi kuralarından değişiklik yapmaya gittikleri için, bu (göreceli) demokratik yeni süreci bütünüyle terk etme ve yerine -siyasal erkin en güçlünün elinde bulunduğu veya en sert şiddet uygulamaları olan partinin iktidarda olduğu- eski otoriter politikaların uygulandığı döneme geri dönme zamanının geldiği kararını alabilir.

BÖLGESEL YANGINA DOĞRU

Önümüzdeki birkaç haftada meydana gelebilecek gelişmelere bağlı olarak, askeri erkan ve yeni siyasal liderliğin iktidardaki konumunu muhafaza etmede başarı gösterme durumuna göre, Mısır için en uygun tek bir çıkar yol vardır: Müslüman Kardeşler Teşkilatı iktidarına son verilmesi.  Obama yönetimi böylece, Suriye sorununda daha aktif diplomatik bir çözüm yolunu sürdürme ve bölgesel bir yangın felaketini önleme imkanını elde edecektir.  

Bu konuyu esas bağlamında ele alacak olursak, Mısır’da son zamanlarda meydana gelen bu olaylar, İhvan hareketinin ve bölgesel hırsı açısından, yalnızca birkaç haftalık zaman zarfında, üçüncü defa yaşadığı başarısızlık anlamına gelmektedir. Mısır’daki bu gelişmeler muhtemelen Müslüman Kardeşlerin aldığı en büyük darbe olarak değerlendirilebileceğine rağmen, Türkiye ve Katar’dan alınan haberler, Müslüman Kardeşler Teşkilatının, Suriye Ulusal Konseyi gibi muhalif siyasi gruplar arasında en önemli aktörleri bulunduğu Suriye’deki hırsı açısından özellikle olumsuz olmuştur.

Şeyh Tamim bin Hamed El-Sani Katar Emiri sıfatıyla babası Seyh Hamed bin Halife yerine geçeceği ve Hamed bin Casim’in de Başbakan ve Dışişleri Bakanı olarak görevini devredeceği konusundaki haberler, Katar’ın genel anlamda, Müslüman Kardeşler Teşkilatına yönelik izleyeceği politikada, özellikle Suriye anlaşmazlığı başta olmak üzere, değişiklik olduğunun habercisidir. Suudi Arabistan ile iyi ilişkileri olmadığı bilinen, en azında Suudilerin istemediği bir yanı, Müslüman Kardeşler’in en büyük finansal destekçisi Hamed bin Halife’nin oğlu, el-Sani, Suudi Arabistan ile ilgili daha olumlu bir söylem geliştirerek, Sünni mezhebinde olan bu iki Körfez Monarşi yönetimi arasında ilişkileri geliştirmenin yollarını aramaktadır. El-Sani, Mısır’daki bu rejim değişikliğini desteklemiş ve Muhammed Mursi’nin devrilmesinden sonra, geçiş dönemi için Mısır Cumhurbaşkanlığına atanan Adli Mansur’u tebrik etmiştir. Bu durum, Katar’ın Müslüman Kardeşler Teşkilatına yönelik tutumunda değişiklik olduğunu göstermektedir.

Müslüman Kardeşler Teşkilatı aynı zamanda, Müslüman Kardeşler yanlısı ve İslamcı politikaları izleyen Başbakan Erdoğan ve partisi, iktidardaki parti AKP’nin politikalarıyla Suriye’deki kargaşalı siyasal durumda rol oynayan Türkiye’de yaşanmakta olan sosyal krizin de üstesinden gelmesi gerekiyor. Partisinin, Müslüman Kardeşler Teşkilatıyla yakın bağları bulunmasıyla bilinen Başbakan Erdoğan, Mısır’daki askeri darbeyi sert bir şekilde kınamış ve son zamanlarda Türkiye’nin Suriye muhalefetine desteğini azaltma yoluna gitmiştir. Türkiye’deki hükümet, Haziran ayında, Türkiye topraklarının bundan böyle Suriyeli muhaliflere silah taşıma kanalı olarak kullanılmasına izin verilmeyeceğini ilan etmiştir. Lübnan üzerinden muhaliflere silah tedarik etmenin başka bir hattı olan Kusayr şehrinin Suriye ordusu tarafından geri alınmasından sonra, Suriyeli isyancı savaşçılara silah tedarik etmede, kilit noktada transit taşıma hattı olarak Ürdün’ün kaldığı anlaşılmaktadır.  

Katar ve Türkiye’de alınan son haberler bağlamında, bölgede meydana gelen gelişmeler dikkate alındığında, Mısır’daki olaylar, Müslüman Kardeşler’in bölgede yükselişe geçmesine ve Suriye’deki anlaşmazlıkta oynadığı rolüne katı bir şekilde muhalefet eden Suudi Arabistan başta olmak üzere, Sünni Arap Körfez Devletleri açısında büyük bir zafer olmuştur. Müslüman Kardeşlerin bölgedeki etkisinin tümüyle yok edilmesi, Türkiye ve Katar’ın Suriye krizindeki rolünün azaltılması, Obama yönetimi ve müttefiklerine, Rusya ve ideal olarak İran ile iş birliği yapılarak, Suriye sorununa daha içtenlikle diplomatik bir çözüm yolu bulmaya teşvik olacaktır.

Bütün bu değişen gelişmeler Katar ile Suudi Arabistan arasında yakınlaşmaya yol açmanın yanı sıra, Suriye’deki muhalefet hareketini daha da birlik hale getirirse ve durum Obama yönetimini Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın bir şekilde iktidardan ayrılmasının yolunu aramaya sevk ederse, o halde, Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) zayıflatılmasında murat edilen fırsat boşuna harcamış olacaktır. Bu durumda, bölgesel düzeyde yaygın, ayrıca bir savaşın çıkma ihtimali çok yüksek olacaktır. 

www.nationalinterest.org

ÖNCEKİ HABER

Gezi Parkı ve örgütsüzlüğe övgü

SONRAKİ HABER

Gezi ruhu Çamlık’ı da kurtardı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...