Hakkarililer: Belki bu son şansımız!
‘ALTERNATİFSİZ DEĞİLİZ’
Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’ta Diyarbakır Newroz’unda yaptığı çağrıyla başlayan ‘demokratik çözüm süreci’ PKK gerillalarının sınır dışına çekilmesiyle yeni bir aşamaya gelirken, hükümetin sürecin ilerlemesi için bir türlü somut adımlar atmaması endişeleri arttırıyor. Kaygıların en yoğun yaşandığı yerlerden biri de yıllarca çatışma ve ölümlerle anılan Hakkari. Sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan BDP Hakkari İl Eş Başkanı Rahmi Kurt, söze MMC, Nûçe TV ve Roj TV’nin lisanslarının iptal edilmesine tepki göstererek başlıyor. Kararın kabul edilemez olduğunu söyleyen Kurt, “Kürtler her zaman olduğu gibi yine kanallarına sahip çıkacak. 28 isyandan sonra 29’u başlatan, Halkın Emek Partisinden (HEP) Barış ve Demokrasi Partisine kadar, Med TV’den Nûçe TV’ye kadar bir çok mücadele deneyimi yaratan Kürtler, her şart ve ortamda alternatifsiz olmadığını ortaya koydu” diyor. Danimarka hükümetini bu yanlış karardan dönmeye çağıran Kurt, hükümetin karar karşısındaki tutumunu da eleştiriyor. “Kapatma kararının ardından ‘sevindirici olmuştur’ diyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AKP’nin yasakçı zihniyetini yansıtıyor” diyen Kurt, “Barış sürecinin yaşandığı bir ortamda televizyon kanallarımızın kapatılması ve bu kararın Türkiye yetkililerine böyle yansımasını doğru bulmuyoruz” diyor.
‘HÜKÜMET ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMIYOR’
Süreci Abdullah Öcalan’ın başlattığını ve bu nedenle büyük bir umut taşıdıklarını dile getiren Kurt, “Önderlik bu konunun muhatabı olarak kaldığı sürece biz güvenmeye devam edeceğiz” dedi. PKK’nin üzerine düşeni yaptığını belirten Kurt, “Özellikle gerillanın sınır dışına çekilmesi, askerlerin serbest bırakılması ve ateşkes ilan edilmesi, Kürt tarafının ne kadar samimi olduğunun göstergesidir. Ancak hükümet üzerine düşeni yapmıyor. Oyalama mantığı kabul edilemez” şeklinde konuştu.
‘BU TUTUM SÜRECİN RUHUNA AYKIRI’
Hükümetin gerillaların sınır dışına çekilmeye başlamasıyla, bölgedeki karakol, HES ve güvenlik baraj yapımlarına hız verdiğini, bunun da barış sürecinin ruhuna aykırı olduğunu dile getiren Kurt, “Karakol, HES ve güvenlik barajlarının hangi mantıkla yapıldığını biliyoruz. Bu Başbakanın kafasının arkasında kalıcı bir barışın olmadığını gösteriyor” diyor. Hakkari’nin direnişçi bir kent olduğunu ve bundan sonrada bu misyonunu sürdüreceğini söyleyen Kurt, bundan sonraki süreçte de AKP’nin barışa engel olacak politikalarının karşısında duracaklarını ifade etti. AKP’nin bir barış programı olmadığını ve sadece savaş dönemi planlarını uyguladığını söyleyen Kurt, “Biz buna izin vermeyeceğiz” dedi.
‘MAHALLE MAHALLE GEZİP SÜRECİ ANLATIYORUZ’
Sürecin ruhuna uygun ilerlemesi için bütün alanlarda çalışma başlattıklarını belirten Kurt, “Barışın hızlı ilerlemesi ve herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için Hakkarililer olarak elimizden gelen hassasiyeti gösterdik” diyen Kurt, “Süreci izleme komisyonu kurduk. DÖKH öncülüğünde kent merkezinde barışı izleme çadırı kurduk. 20 yıldır yasaklanan köylerimize, yayla ve meralarımıza ziyaretler düzenledik” şeklinde konuştu. Barış sürecini halka anlatmak için kent merkezinde ve köylerde çalışmalar yürüttüklerini de anlatan Kurt, “Halkımıza süreci anlatmak için mahalle mahalle toplantılar yaptık” dedi.
‘ÖCALAN ÖZGÜR OLMADAN BARIŞ GELMEZ’
Hakkari halkının barışa inandığını ve barış için Öcalan’ın koşullarını önemsediğini söyleyen Kurt, “Halkımız, ‘Sayın Öcalan özgür olmadan barış gelmez’ diyor. Herkesin bu gerçeği görmesi gerek” dedi.
Hükümetin halka güven vermek için somut adımlar atması gerektiğini söyleyen Kurt, “Eğer AKP hükümeti artık kanın dökülmesini istemiyorsa verdiği sözleri yerine getirmeli. Sayın Öcalan ve cezaevlerinde esir tutulan binlerce arkadaşımız serbest bırakılmalı. En önemlisi de bir an önce İmralı’ya bağımsız bir doktor heyeti gönderilmelidir. Şunu özellikle belirtmek istiyorum; bu gün yakaladığımız şansı bir daha bulamayabiliriz” dedi. (Hakkari/DİHA)
Evrensel'i Takip Et