12 Temmuz 2013 02:41

Taksim Dayanışması üyeleri serbest bırakıldı!

8 Temmuz Pazartesi Taksim’de yaşanan polis saldırısında gözaltına alınan Taksim Dayanışması üyeleri dün çıkarıldıkları mahkemede serbest bırakıldı.Savcılık soruşturmasında 38 kişi serbest bırakılarırken 12 kişi savcı tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi.Gece geç saatlere kadar süren ifade verme işlemi

Taksim Dayanışması üyeleri serbest bırakıldı!
Paylaş

Savcılık soruşturmasında 38 kişi serbest bırakılarırken 12 kişi savcı tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi.

Gece geç saatlere kadar süren ifade verme işleminden sonra mahkeme 12 Taksim Dayanışma üyesini daha serbest bıraktı.

Dün Çağlayan adliyesine sevk edilen Taksim dayanışması üyeleri savcılıkta ifade verdi. Polise mukavemet etmek ve 2911 sayılı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek suçlamasıyla savcılığa sevk edilen dayanışma üyelerine, sadece “Bu eylemlere katıldınız mı?​”, “Organize ettiniz mi?​” “Taksim Dayanışması nedir”, gibi sorular soruldu.

Cumhuriyet Savcılığı gözaltındaki dayanışma üyelerinin ifadesini aldıktan sonra Ayşe Mücella Yapıcı, Beyza Metin, Ender İmrek, Ali Çerkezoğlu, Ahmet Kamil Tekerek, Mehmet Sabri Orcan, Süleyman Solmaz, Haluk Ağabeyoğlu, Arda Mustafa Aytaç, Aral Demircan, Erdem Ateş, Akif Burak Atlar’ı “suç örgütü kurmak, 2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet ve polise mukavemet” suçlamasıyla mahkemeye sevk etti.

MAHKEMEDE SAVUNMA YAPTILAR

Tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen dayanışma üyeleri hakim karşısında savunmalarını yaptı. Hakkındaki suçlamalara ilişkin savunmasını yapan Ender İmrek; Başbakanın Gezi Parkındaki eylemlerde tepkiyi anlamak yerine germeye çalıştığını söyleyerek “Türkiye’nin her yerinde yaralananlar ve ölenler oldu, bu hükümetin tasarrufunun bir sonucuydu” diye konuştu. İmrek Taksim Dayanışmanın doğayı ve çevreyi, insanı savunan açıklamalarına bir gazeteci ve siyasi parti temsilcisi olarak katıldığını dile getirdi.

Beyza Metin EMO olarak kent ve doğa duyarlılıklarının olduğunu belirterek, yayalaştırma projesi için Taksim Dayanışmasının çağrı yaptığın bu nedenle bir emek örgütü olarak buraya katıldıklarını söyledi. Dayanışmanın bir suç örgütü değil, emek örgütleri, siyasi partiler ve sendikalardan oluşan bir platform olduğunu söyleyen Metin “Madem dayanışma suç örgütü Başbakan bizimle niye görüştü” diye sordu.

Ali Çerkezoğlu ve Mehmet Sabri Orcan da yaptıkları savunmada meslek örgütü temsilcileri olarak platformun içinde bulunduklarını ve dayanışmanın da bir suç örgütü olmadığın ifade ettiler.

‘ÜSTÜM SOYULARAK ARANDIM’

Hakkındaki suçlamayı ilk defa hakimden duyduğunu belirten Mücella Yapıcı şöyle konuştu; “Ne emniyette ne de savcılıkta bana bu konuda tek bir soru sorulmadı. Benim işim kentte yapılan hukuksuzlukları tespit edip bu konuda kurumuma rapor vermek. Ekmek paramı burdan kazanıyorum. 62 yaşındayım, çalışmak zorundayım, hiç özel mülkiyetim yok. İsteseydim olurdu, istemedim, boğazımdan helal olmayan tek lokma geçmedi. Burda Tweetler'den bahsediliyor. 62 yaşındayım.Twitter'den Facebook'tan anlamam. Ama Twitter'la ilgili suçlanıyorum. Ilk kez gözaltına alınıyorum. Bu insanlar beni korumak için gözaltına alındı. Üstüm soyularak arandım. Gözaltında genç kızlara tacizi gördüm.”

Yapılan savunmalar sonrası duruşmaya 10 dakika ara veren hakim ara sonrası Taksim Dayanışması üyesi 12 kişinin de serbest bırakılma kararını açıkladı. Karar Çağlayan Adliyesi önünde bekleyen binlerce kişi tarafından sevinçle karşılandı. Kitle “Taksim Dayanışma Halktır halk burada”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla kararı kutladı.


POLİSİN ÖRGÜT YARATMA ÇABASI

Gözaltına alınmış olan Taksim Dayanışması üyeleri hakkında hazırlanan polis fezlekesinde “Halkı isyana teşvik” gibi yorumlamalar yapılırken, polis şiddetinden yaşanan yaralamalardan da Taksim Dayanışması sorumlu tutuldu. Polis Taksim dayanışması üyelerinin Twittlerle eylemleri yönettiğini iddia etti.

Polis tarafından hazırlanan fezlekede yaşanan polis şiddetinin son derece orantılı olduğu ifade edilirken, polis saldırılarında yaşanan ölüm ve yaralanmalardan Taksim Dayanışması sorumlu tutuluyor.

KAMUNUN DÜZENİNİ BOZMUŞLAR!

Yine Taksim Dayanışması üyeleri hakkında sosyal medya üzerinden yapılan eylem çağrılarıyla kamu düzeninin ve güvenliğini bozmak, polisi düşman olarak lanse ederek vatandaşları yönlendirme, eylem çağrılarıyla provokasyona zemin hazırlamak, Gezi Parkı ve çevre sini işgal ederek kamusal alan olarak kullanılmasını engellemek gibi suçlamalarda bulundu.

BİR ADET YEŞİL RENK

Fezlekede, gözaltındakilerin üzerinde çıkan şeylerin dökümü de oldukça ilginç. Gözaltına alınan Mustafa Aytaç’ın üzerinden çıkanlar sıralanırken, “Bir adet yeşil renk” ifadesi yer alıyor. Fezlekede dayanışma bayrağı kanıt olarak gösterilirken, güneş gözlükleri, baretler, kasklar da yine suç unsuruymuş gibi fezlekede yer alıyor.  (İstanbul/EVRENSEL)


TAKSİM DAYANIŞMASI ÜYELERİNİN SAVUNMALARI

Mahkemeye sevk edilen Taksim Dayanışması üyelerinin savunmalarıysa şöyleydi:

HDK Yürütme Kurulu Üyesi Ender İmrek; “Benim bu olaylarla ilişkilendirilmem ilginç çünkü ben bir gazeteciyim aynı zamanda bir siyasi parti temsilcisiyim. Ben bu olayları zaman zaman yazıyorum, gittiğim konferanslarda anlatıyorum” dedi. Başbakanın Gezi Parkındaki eylemlerde tepkiyi anlamak yerine germeye çalıştığını söyleyen İmrek, “Türkiye’nin her yerinde yaralananlar ve ölenler oldu, bu hükümetin tasarrufunun bir sonucu” diye konuştu. İmrek Taksim Dayanışmanın doğayı ve çevreyi, insanı savunan açıklamalarına bir gazeteci ve siyasi parti temsilcisi olarak katıldığını dile getirdi.

8 Temmuz günü de Mücella Yapıcı ile birlikte birkaç kişinin darp edilerek gözaltına alındığını görünce bu hukuksuzluğa dayanamayıp “Beni de gözaltına alın” dediğini ifade eden İmrek, emniyette polislerin yaklaşımlarının, zorla parmak izi almak istemelerin, havalandırmadan tuvaletlere kadar birçok durumun insanlık dışı olduğun dile getirdi.

Ender İmrek'in avukatı Yıldız İmrek: 23 yıldır avukatım. Birçok davaya savunmacı olarak katıldım. Diğer şahıslar bakımından da bir direnme yok. Direnme değil diyalog kurulmaya çalışılıyor. Haksız gözaltı yapıldığını izahat ediyor, bu suçsa ben de gözaltına alınayım. Alanda suç işlemediğini söylemesine rağmen karakolda bu suç haline geliyor. Memura direnmenin dışında da sürpriz şekilde üstün gayretlerle 220. madde ekleniyor. Gezi parkı açılmıştır, kamuya aldatıcı beyanda bulunamaz, vatandaşları siz yönetiyorsunuz, hukuk devletinde kamu görevlisi yurttaşına tuzak kuran kamu görevlisi değildir, bazı yurttaşlara açık bazılarına kapalı deselerdi müvekkillerim de kendisine vazife çıkarırdı belki. Arama kararında ne olduğu belirtilmemiş, notlarla ilgili belge dersek eğer belgelerin incelenmesi için özel karar gerekir, ama bu karar olmamasına rağmen belgelere el konuldu. 6 avukat arkadaşımız büyük hukuk desteğiyle enerjimizi ortaya koyarak anlatmaya çalışmamıza rağmen evimiz arandı. Ceza muhakemesinin amacı gerçeğe ulaşmaktır, gerçeği değiştirmek değildir. Müvekkilim tanınan bilinen bir insandır, istenildiğinde ulaşılabilir. Örgüt suçlamasıyla ilgili olarak, suçlu insanın davranışı değildir bu, suçsuz insanın davranışıdır yaşanılanlar. Kendisi gidiyor gözaltı aracına ve orada da gidin sizi almayacağız deniyor ama alınıyor. Serbest bırakılmasına karar verilmesini istiyorum.


Avukat Özcan Karakoç yapılan ev aramasına ilişkin direnme ve polise mukavemet gerekçesiyle ev araması yapıldığının altını çizerek, “Bu suçlamalar olay anında olur biter bununla ilgili ev araması yapılamaz” dedi.

Avukat Ahmet Ergin ise savcılığın müvekkillerini suç örgütü iddiasıyla mahkemeye sevk ettiğin ama buna dair herhangi bir soru  sormadığını dile getirerek “Müvekkillerimizin savunma hakkını ellerinden almış oluyorlar” dedi.

Ali Çerkezoğlu ve Mehmet Sabri Orcan da yaptıkları savunmada meslek örgütü temsilcileri olarak platformun içinde bulunduklarını ve dayanışmanın da bir suç örgütü olmadığın ifade ettiler.


Haluk Ağabeyoğlu: Dayanışma yazan önlük var üzerimde suç delili oldu. Korkunç bir polis saldırısı neticesinde orada kızımı lisesine günlerce gözlükle gönderdim. Orada delil diye konulanlar külliyen gerçekdışı. ,

Ülkemizde bu olaylar taraftar gruplarından halkların kardeşleşmesini yarattı. Karinesi şudur: derbi maçın Üsküp'e alınması. Taraftar grupları döner bıçaklarıyla dalar ya hani gezi direnişi, özgürlüklerine saldırıya karşı birleşimi kardeşliği sağladı. Kardeşliği liglere maçlara taşıyacağız dediler forumlarda taraftar grupları. Bu yüzden firavun iktidarın halktan korkusundan 11 Ağustos'taki maçı yaptırmamak Üsküp'e kaçırmayı amaçlıyor. (Hakim, "burada maç anlatmayın" dedi)

Haluk Ağabeyoğlu avukatı Gülizar Tuncer: Esas tartışmamız gereken suç ve suçlu kavramı neye tekabül ediyor. Kim suç işliyor? Bizim müvekkilerimiz ağaçlara sahip çıktığı için idare mahkeme kararını uygulattığı için demokratik tepkilerini ortaya koyduğu, ifade özgürlüğünü kullandıkları için suçlu oldu. Esas burada suç işleyen devlettir.


TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz: Görevim gereği polise mukavemet etmem söz konusu değil. Çekilen görüntüler var mı bir bakılacaksa görünecektir. Organizasyon yapılırken bu işin problemsiz yapılması için temas kurarım, ama bizim konuşmamıza izin verilmeden bizi çevirdiler. Arkadaşlarımızın gözaltına alındığını gördüm, polislerin yanına gidip beni de alın dedim. Koluma iki polis girip götürdüler.

Süleyman Solmaz'ın avukatı Cem Gök: Burada cezalandırılma yapmak isteniyorsa buna yasalar uygun değildir. Sevk kararında niçin tutuklanmak istenildiğine ilişkin bir şey yazmıyor. Müvekkilimle ilgili sorulan tek şey, gösteriye katılıp katılmadığı. Savcılık aşamasında sorulmayan sorular tutuklama sebebi olarak burada gösteriliyor. Savunma hakkı ihlal edilmiş oluyor. 2911'e muhalefetle ilgili de, daha basın açıklamasının yapılacağı yere giderken derdest ediliyorlar. Gözaltına alınmaları bile bir cezalandırma biçimine dönüşüyor. Bu kişiler göz önünde olan insanlar. Gözaltına alınmaları bile hukuka aykırıyken tutuklamalarının da hukuka uygun olmadığını düşünüyoruz


TKP İstanbul İl Başkanı Kamil Tekerek: 2911'e muhalefet konusunda da polise mukavemet konusunda da böyle bir şey yoktur. Görüntülerle de ortaya konulabilir.

Oraya gitmemin sebebi valinin açıklamasıdır birincisi. Aylardır gezi parkı kapalı insanların hakkı olan bir şey var orada valilik cephesinden de haksızca insanlara saldırı yapıldı ama en sonunda bir şekilde geri adım atmış oldu vali parkı açıyorum diye. Parkın halka açılmış olmasına istinaden oraya gitmek üzere yola çıktım. Sonrasında da polisle karşı karşıya gelmiş oldum.


Kamil Tekerek'in avukatı Ayhan Erdoğan: Ben parkı halkın tasarrufundan men ediyorum diye bir karar alınamaz. Parklara ilişkin karar yoktur. Bir anda o parka girmekle suç işliyorsunuz. Neden? Vali yasakladı. Polisin müvekkilimi çevirmesi suçtur, benim müvekkilim Vali'nin lafına inanmış kabahati budur.


Taksim Dayanışması Sekreteryası ve Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı: Hakkımdaki suçlamayı ilk defa sizden duyuyorum. Ne emniyette ne de savcılıkta bana bu konuda tek bir soru sorulmadı. Benim işim kentte yapılan hukuksuzlukları tespit edip bu konuda kurumuma rapor vermek. Ekmek paramı burdan kazanıyorum. 62 yaşındayım, çalışmak zorundayım, hiç özel mülkiyetim yok. İsteseydim olurdu, istemedim, boğazımdan helal olmayan tek lokma geçmediBeyoğlu civarında deprem olduğunda sahra hastanesi kurulabilecek tek yer gezi parkıdır.Kepçe su ve enerji hatlarımı patlattı. Ben bir ağaca sarıldım. Polis yüzüme gaz sıktı.Burda Tweetler'den bahsediliyor. 62 yaşındayım.Twitter'den Facebook'tan anlamam. Ama Twitter'la ilgili suçlanıyorum. Ilk kez gözaltına alınıyorum

Bu insanlar beni korumak için gözaltına alındı. Üstüm soyularak arandım.Gözaltında genç kızlara tacizi gördüm. 


ÖNCEKİ HABER

Korkmaz yürüyüşüne polis müdahalesi

SONRAKİ HABER

200 işçi greve başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa