08 Temmuz 2013 06:29

Peki bundan sonra ne olacak?

Gezi Parkı direnişinin güzelliğini bizlere yaşatan o güzel yürekli çocukların o güzel yüreklerinden öpüyorum.  İlk bakışta bizi rahatsız eden ama bir o kadar da alıştırıldığımız yeşil alan talanlarından biriydi Gezi Parkının yıkılacak olması. İçimde sürekli beni rahatsız eden “Hep bir yürek olup bu d

Peki bundan sonra ne olacak?
Paylaş
Buket Kurtaran/ Alibeyköy İSTANBUL

Gezi Parkı direnişinin güzelliğini bizlere yaşatan o güzel yürekli çocukların o güzel yüreklerinden öpüyorum.  İlk bakışta bizi rahatsız eden ama bir o kadar da alıştırıldığımız yeşil alan talanlarından biriydi Gezi Parkının yıkılacak olması. İçimde sürekli beni rahatsız eden “Hep bir yürek olup bu düzene karşı gelecek kimse kalmadı” sesleri yükselirken çıkageldi bu çocuklar. İyi ki de geldiler. Bizi zekalarıyla, mizahlarıyla, örgütlenmeleriyle öyle bir silkelediler ki, toplumsal bilinci öyle bir dürttüler ki…. Toprağı, güneşi, suyu, insanlığı uyandırdılar.

Bizi silkelerken iktidarı sarstılar, iktidarı sarsarken dünyayı salladılar. Yankıları Brezilya’nın duvarlarına kadar çarptı ve bunu yaparken tankla, topla, silahla yani silahlı mücadeleyle değil, akıl ve mizahla yaptılar.

Gezi direnişi sırasında beni en çok etkileyen birşeyi anlatmak istiyorum. Tomalar insanların üzerine  su sıkarak ilerliyor, bir yandan gaz bombalarıyla insanlar hedef olarak seçiliyor. Büyük bir hengame , boğazım düğüm düğüm, dibe batmış bir psikoloji. Artık bitti, herkes dağılır, kimse dayanamaz derken hoopppppp mizahi bir slogan patlatıveriyorlar “sık bakalım, sık bakalım....” Yüzlerde bir gülümseme, daha büyük bir umut, daha güçlü bir kenetlenme. Bu müthiş duyguyu birbirimize yaşattığımız için daha çok sevdik birbirimizi. Daha çok anladık karşımızdakini. İnsanlık onuru için, tüm zalimlere karşı Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Ermeni’si veya Rum’u hep birlikte dimdik durduk. Ortak dilimiz “İNSAN” dı.

Bir de diğer taraf vardı ki vah onların hallerine! Yaptıkları zulümler karşılığını bulmaya başlayınca üstüste açıklama yapma gereği duydular. Gözlerindeki tedirginlik, yüzlerindeki o korkak ifade… Anlaşılan o ki tam yerini bulmuştu o koca şamar. Korktular çünkü toprak, su, güneş, İNSAN uyanmış bahar gelmişti. Sonra daha da korktular yaraladılar, daha da korktular sakat bıraktılar, daha da korktular yargıladılar, daha da korktular iftira attılar, daha da korktular yasakladılar, daha da korktular katlettiler. Farkında mısınız? Korktukça ne kadar da küçüldüler.

Bundan sonraki dönemde ne olacağı, ne gibi adımlar atılacağı, bu direniş için, bu zalimlerin iktidarını yıkmak, bu düzeni alaşağı etmek için çok önemli. Benim fikrimce, bu sivil direnişe destek veren tüm sivil toplum kuruluşlarının, partilerin, Taksim Platformu ve bu direnişe katılan örgütlerin bir araya gelerek yeni bir siyasi oluşum için karar almaları ve ivedi bir şekilde adım atmaları gerekir. Sivil bir hareket ile yola çıkmış olabiliriz, fakat ülkemizin seçim sistemi ile  yönetildiği de bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Diğer bir gerçek ise 11 milyon seçmenin sandığa gitmediğidir. Bunlara sisteme karşı tepki oyu da diyebiliriz. Ve ne yazık ki bu seçmenin de tepkisine ses olacak herkesi tek bir çatı altında toplayan bir partimiz yok.  Ümidim, olması yönünde. Olmalı da!

Şimdi her akşam Cengiztopel’deki Gezi forumlarına katılabildiğim kadar katılıyorum. Koşullarımı zorluyorum. Ben iki çocuk annesiyim, aynı zamanda hukuk fakültesinde öğrenciyim, biri henüz bebek, onu arabasına koyup birlikte gidiyoruz.

Çocuklarım henüz küçük, belki bu günleri hatırlamazlar. Ama bir döneme tanıklık ederken, o alanlarda birlikte nefes aldığımızı ve bununla da mutlu olduğumu anlatmak istiyorum. Onlarda, güzel bir ülkenin yaratılmasında hep birlikte hareket etmemizin onurunu duyacaklarından eminim.

ÖNCEKİ HABER

Hiç tereddüt etmeden katıldım

SONRAKİ HABER

Mahallelerde kadınlar ne dedi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...