14 Mayıs 2011 09:28

Çiftçilerin günlerini kutlayacak halleri yok

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) 14 Mayıs “Dünya Çiftçiler Günü” nedeniyle tarımdaki sorunları, hayvancılık ve süt ürünlerinde yaşanan sıkıntıları masaya yatırdı. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar son yıllarda iklim değişikliği, küresel ısınma, gıda güvenliği ve güvencesi konularının sı

Çiftçilerin günlerini kutlayacak halleri yok
Paylaş

ÜRETİCİ BİRLİKLERİ İŞLEVSEL HALE GETİRİLMELİ

Bayraktar, tarımsal üretimin ve verimliliğin artırılması için arazi toplulaştırılması, sulama alanlarının genişletilmesi, teknolojinin kullanımı ve ARGE’nin desteklenmesinin önemli olduğunu vurguladı. Kırsal kalkınmanın önemli olduğunu belirten Bayraktar, tarımda örgütlülüğün güçlendirilmesine ve üretici birliklerinin işlevsel hale getirilmesinin önemine dikkat çekti. Bayraktar, kriz ortamlarında insanların tarıma sığındığını ifade ederek, tarım sektörünün sosyal riskin azalmasına katkı sağladığını söyledi. Tarım Kanununda tarıma bütçeden ayrılacak kaynağın, gayri safi milli hasılanın yüzde birinden az olmaması gerektiğini hatırlatan Bayraktar, “Eğer uygun bir bütçe hazırlansaydı, 2011 yılında tarıma ayrılan 6 milyar, 12 milyar olması gerekirdi” dedi.

SANAYİCİLER İNSAFLI OLMALI

Tarım ürünlerinin fiyatlarındaki artışların maliyetin çok gerisinde kaldığını ifade eden Bayraktar, sanayicilerin özellikle tüketim dönemlerinde gübreye yüzde 40-50’lere varan zamlar yapmasına tepki gösterdi. Sanayicileri insaflı olmaya davet eden Bayraktar, mazot ve gübre desteğinin artırılmasını istedi.

Çiftçilerin alım gücünün her geçen gün düştüğünü ifade eden Bayraktar, hayvancılık ve süt fiyatlarında yaşanan sorunlara da dikkat çekti. Ekonomik bir hayvancılık için 1 litre süt satan üreticinin 1 buçuk litre yem alması gerektiğini belirten Bayraktar, birçok yerde üreticinin bir kilo yem bile alamadığını ifade etti. Sütte krizin ilk sinyallerinin alındığını söyleyen Bayraktar, “Eğer gerekli tedbirler alınmazsa maalesef yeni bir süt hayvanı katliamı kaçınılmaz olacaktır” dedi.

TARIM SEKTÖRÜ KAYIT ALTINA ALINMALI

Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi müdahale kurumlarının kurulması gerektiğini altını çizen Bayraktar, süt piyasasındaki dalgalanmanın önüne geçilmesini ve koruyucu tedbirler alınmasını istedi. Hayvancılığın desteklenmesinin gerekliliğini vurgulayan Bayraktar, ıslah çalışmalarının devamını ve sektörün kayıt altına alınmasının önemli olduğunu söyledi.
İnsanların gıda olmadan yaşayamayacağının altını çizen Bayraktar, “Tarıma gerekli önemi vermeyen ülkeler her zaman sosyal patlamaya hazır riskli ülkelerdir. Savaşların ve toplumsal olayların temelinde de gıda fiyatlarındaki artışların yattığını düşünüyorum” dedi. (Ankara/EVRENSEL)


TÖRENSEL BİR GÜN DEĞİL!

Dünya Çiftçiler Günü’nü kutlama yapılacak törensel bir gün olarak görmediğini dile getiren TEMA Vakfından, “Vakfımız bu anlamlı günü, tarım sektörü ve tarım üreticilerimizin sorunlarının sorgulanması ve kamuoyuna aktarılması için fırsat olarak değerlendirmektedir” açıklaması geldi.
Tarımın, toplumsal ve ekonomik nitelikli bir çok nedenle Türkiye’nin yaşamsal sektörü olduğuna dikkat çekilen açıklamada tarımın sorunlarına yer verildi.
*Türkiye üretmesi gerekeni üretmemektedir: Türkiye tarım arazilerini yeteneğine ve niteliğine göre kullanmamaktadır. Tarım arazilerinin verimliliğini artırmanın ön koşulu, toprağın öncelikle korunması, ıslah edilmesi, toprak koruyucu tarım tekniklerinin uygulanması  ve toprağın niteliğine uygun ürün deseninin geçerli kılınmasıdır. Tarımsal üretim, toplumun gıda, ekonominin ham madde taleplerini karşılayabilecek, dış pazarda rekabet ve üstünlük sağlayacak seviyeye yükseltilmeli ve üretim desenine kavuşturulmalıdır.
*Tarım sektörü gereğince örgütlenememiştir: Kırsal toplum demokratikleşmeli,  üretici demokratik ekonomik nitelikli çağdaş örgütlenmeye kavuşturulmalı ve örgütleri aracılığı ile emeğinin hakkını savunmalı, ürününün piyasalarında yer almalı ve kendi ile ilgili tüm karar süreçlerinde etkinlikle rol almalıdır.
*Destekleme biçimi yanlış: Tarımsal destekleme politikaları, amacından sapmış, sektör dışı kesimlere kaynak aktarma mekanizması haline gelmiştir. Doğrudan gelir desteği, dengesiz bir sosyal yardım özelliği ile uygulanmaktadır. Tarımın gelişmesi ve verimin artmasıyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bunun yerine, doğru üretimi  özendiren, piyasanın fiyat yapısını bozmayan, dış koşullarla uyumlu, üreticiyi korurken tüketicinin fazla bedel ödemesine yol açmayan destekleme politikaları uygulanmalıdır.
*Üretici pazarla bütünleşememiştir: Üretim sonrası ürün katma değerini artıran işleme-değerlendirme yapısı gelişememiştir. Ürününü değeri üzerinden pazarlayamayan çiftçi, artan maliyeti karşılayamaz durumdadır. Tarımın ekonomiyle bütünleşmesi, üreticinin pazar işleme ve değerlendirme süreçlerinde hakkını alması, ürün pazarlama yeteneğinin geliştirilmesi için, pazar alt yapıları oluşturulmalı, pazar eğilimleri sektöre yansıtılmalıdır. Ayrıca üretimi yönlendirecek borsa yapıları gelişmeli, küçük üreticiyi koruyacak pazarlama, kredi ve depo sistemleri kurulmalıdır.

ÖNCEKİ HABER

Madenciliğin kârı şirkete, zararı topluma’

SONRAKİ HABER

Daha iyi olur mu ki hayatımız?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa