04 Temmuz 2013 12:36

Bir rivayete göre Gezi Parkı sonsuzmuş

Gezi Parkı ile ilgili 20 günde dünya kadar fotoğraf çekildi, şarkılar bestelendi, yazılar yazıldı, kitapları bile çıktı, tabi bunların hepsi iyi midir nitelikli midir zaman geçtikçe anlayacağız.Gezi Parkı’nı konu alan açık hava sergileri mahallelerde ve semtlerde açılırken Galatea Art Sergi Salonu’nda d

Paylaş

Ezgi Görgü

Gezi Parkı’nı konu alan açık hava sergileri mahallelerde ve semtlerde açılırken Galatea Art Sergi Salonu’nda da karma bir sergi açıldı. Hayatlarına fotoğrafla yön verenler kadrajlarını Gezi’ye yöneltmişken ortaya çıkanlar direnişi parkın içinden ve dışından belgelemeye çalışmışlar. Halkın yaşam tarzına yönelik müdahale arttıkça kendi “yaşama sanatı”nı ortaya koyan gençler artık şu rivayete inanıyor; “Gezi Parkı sonsuzmuş...”

Özgürlüğe, bireysel alanlara yapılan kısıtlamalar insanları bir araya getirdi diyor Suna Köseoğlu Karlıova. “O anı belgelemek bizim için, fotoğrafçılar için çok önemliydi.” diye de ekliyor.

Karşıtlıklar her daim ilgi konusu fotoğrafçılar için. Gezi Parkı da zengin bir yelpaze sundu fotoğrafçılara. Ali Öz’ün fotoğraflarında yer alan pankartın arkasındaki çocuk, Türkiye gerçeğini gösterir biçimde yanık ama savaşa hazır olan meydan, mücadelenin de bitmediğini gösteriyor gibi.

İnternet ve cep telefonları direnişi yaymakta büyük katkısı olan araçlardı, medyanın 4. kuvvet olarak bilindiği günümüzde artık internet üzerinden yapılan canlı yayınlar, direnişi yaşayan twetler, mesajlar, blog yazıları ve daha birçok araç halkın elinde büyük bir güce dönüştü 20 günde.

ŞAHİT OLUNACAKSA FOTOĞRAFLA DA OLUYOR

Yusuf Aslan da “Dünya tarihinde önemli bir olay, fotoğraflarla yazmaya, tanıklık etmeye çalıştık” diyor.

“Fotoğrafik bir yapımız olduğu için biz ilk günden beri çekmeye başladık, görsellik önemli ve belgelemek derdimiz” diyor ve ekliyor Cengiz Karlıova “Olayların etkisiyle internetin önemi bir kez daha fark ediliyor. Ne kadar özgün, yaratıcı olduğu, doğru kullanıldığı zaman ortaya çıkıyor.”

İbrahim Göksungur ise bütün hava koşullarında vardım diyor ki direnişin gaz hali, su hali vardı malumunuz. “Çok zengindi, çok önemli günler, görsel olarak da çok renkli oldu ve elimden geldiğince bütün süreci belgelemeye çalıştım” diyor.

Berkay Gülüm, 30 Mayıs’ tan beri izliyorum diyerek spontane gelişen olayların büyük bir halk direnişine döndüğünü vurguluyor. Çektiği fotoğrafla ilgili Küçükyalı’ da tencere tavalarla sokağa çıkan insanları çektiğini söyleyerek, “Çok önemli bir sergi. Bir şeylere şahit olunacaksa fotoğrafla oluyor. Sansür ortamında böyle bir sergi önemli” sergiyle ilgili düşüncelerini aktarıyor.
Fotoğraf sergisine ilgi yoğunken, ziyaretçiler arasında yazar Emrah Serbes, çArşı taraftarları, tiyatro ve sinema oyuncusu Arzu Gamze Kılınç ile Muhammed Uzuner de vardı. (İstanbul/EVRENSEL)

Fotoğraf: Ahmet Hadroviç

ÖNCEKİ HABER

Çiçek anayasa için liderler turuna çıkıyor

SONRAKİ HABER

Eller toplumsal barış için kalktı