14 Mayıs 2011 08:31

‘İzin verdim, git evlen’

Klasik dönemin ardından Batı karşısında üstünlüğünü kaybeden Osmanlı Devleti, gerileme ve çöküş sürecini durdurabilmek için XVIII. yüzyıldan itibaren değişim sürecine girdi. Toplumda görülen siyasi, sosyal, ekonomik vb. yönlerdeki gelişme ve değişmelerden, toplumun bir parçası olan kadın d

‘İzin verdim, git evlen’
Paylaş

Klasik dönemin ardından Batı karşısında üstünlüğünü kaybeden Osmanlı Devleti, gerileme ve çöküş sürecini durdurabilmek için XVIII. yüzyıldan itibaren değişim sürecine girdi. Toplumda görülen siyasi, sosyal, ekonomik vb. yönlerdeki gelişme ve değişmelerden, toplumun bir parçası olan kadın da kendisine düşen payı aldı elbette. Bu dönemde kadının statüsü üzerinde tartışmalar da başlamıştı. Klasik Osmanlı aile yapısının da değişmesi günün şartları gereği bir zorunluluktu. 1839 tarihinde yayınlanan Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nda kadınlar ve aile hayatı ile ilgili olarak bir hüküm yok ise de Tanzimat bürokratları daha ilk anda bazı tenbih fermanlarıyla aile hayatını düzenleme çabasına girmişlerdir. Bu fermanlar, evlenme olayını düzenlemeye olumsuz etkisi olan gelenekleri kaldırmayı amaçlamaktaydı. Buna göre Mayıs 1844 tarihli fermanda, kız çocuklarının kendi hür iradeleriyle evlenebilmeleri ve başlık gibi ödemelerin yapılmaması emredilmişti. Evlenememe konusunda ise Koca İli meclisinden yapılan bir başvuru üzerine Meclis-i Ahkâm-ı Adliye’de tartışılarak evliliğe ilişkin ferman çıkarılmıştır. Buna göre, bazı kentlerde ailelerin kızlarının 30 yaşına gelmeden evlenmelerine engel olmaları ve genç dul kadınlar ailelerinin istekleri olmadıkça yeni bir evliliğe teşebbüs edememeleri üzerine, kadınların veli izni olmasa da şeran bir engel olmadığı sürece Kadıların izni ile evlenebilmelerini sağlanabiliyordu. 1850 yılında kız çocuklarının zorla evlendirilmesinden ileri gelen, kız kaçırma gibi adetlerin önlenmesi için şiddetli cezalar içeren iki irade daha çıkarılmıştır. Aile kurumuna yönelik düzenlemeleri içeren süreç nihayet Medeni Kanun’un öncüsü sayılan kısa ömürlü ve tam uygulanmayan bir kanun olan 1917 tarihli “Hukuk-u Aile” kararnamesine kadar uzanmıştır. Tanzimat döneminde Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında bir komisyon da toplum yapısını düzenlemek için Mecelle’yi hazırlamıştır (1869–1876). Ancak Mecelle içerisinde aile hukukuna ve dolayısıyla evlenmeye dair hükümlere yer verilmemişti. Aile hukuku konusu, daha çok fıkıh ve fetva kitapları ile imparatorluk içerisinde yer alan farklı din mensuplarının kendi dini hukuklarına bırakılmıştı. 1881 ta-rihli bir nizamname ile evlenecek Müslümanların Şeriye mahkemesinden, gayrimüslimlerin ise kendi dini reislerinden izinname almaları şartı getirilmiştir.

ÖNCEKİ HABER

Mizah İstanbul’un gerginliğini aldı

SONRAKİ HABER

Kim samimi, kim değil göreceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...