Süpürge üniversitelerde uçtu
14. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, Kızılırmak Sineması ve Goethe Institut’de gerçekleşen etkinliklerine bu yıl üniversiteleri de ekledi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Ankara Üniversitesinde yapılan etkinliklerde öğrenciler yönetmenler, eleştirmenler ve yazarlarla bir araya geldiler.U&c
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve ODTÜ Kadın Çalısmaları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldız Ecevit, etkinliklerin öğrenciye kolay ulaşmasının ve ücretsiz olmasının önemine dikkat çekti. Kadın sorunsalını problem haline getirmeyi ve kadın konusunda duyarlılık yaratmayı amaçladıklarını belirten Ecevit, “böyle etkinliklerle, kadın konusunun üniversitelerde konuşulması için daha rahat ortamlar hazırlamış oluruz” dedi.
‘KADIN BİLİM İNSANLARINA İHTİYAÇ VAR’
Prof. Dr. Mehmet Ecevit de festival kapsamında “Toplumsal Cinsiyet ve İktidar” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Ecevit, erkek bilim insanının diğer konularda toplumsal gerçekliğe yakın çalışmalar yapsalar da konu kadın olunca yanlı davrandıklarını, bu durumun kadın bilim insanına ihtiyacı artırdığını söyledi.
ÖĞRENCİLERE FİLM VE SÖYLEŞİ ŞENLİĞİ
Belgesel fotoğrafların ağırlıklı olduğu “Mücadelede Kadın” isimli sergiyle başlayan ODTÜ’deki festivalin ilk günü, “Kadın Berberi” film gösterimi ve Prof. Dr. Faruk Gençöz ile film üzerine söyleşiyle devam etti. “İktidarın sahibinde kendini iktidar kılacak güç yoktur” diyen Gençöz, alttakilerin onu iktidar kıldığını savundu. İnsanların filmlerde hayal dünyasında kalıp gülmeyi tercih ettiğine değinen Gençöz, gerçek hayatta benzer olaylar olsa rahatsız olacaklarına dikkat çekti.
Oya Baydar ve Melek Ulugay da ODTÜ’de öğrencilerle buluştular. Türkiye’deki sol hareketi birbirlerinin gözünden anlattıkları “Bir Dönem İki Kadın” kitabıyla aynı ismi taşıyan ekinliğin ardından oyuncu Derya Alabora, öğrencilerle bir söyleşi gerçekleştirdi. Kadınların yaşadıkları zor şeylere rağmen hayatlarına devam edebilmeleriyle ilgili örneklerin oyunculuğuna etkilerinden bahseden Alabora, “İfadesiz bir surat duyguları en iyi anlatıyor. Sözün ve hareketlerin bittiği yer. Belki de bu birbirimizin hayatlarını anlamamız için bir başlangıç olabilir” dedi. Ticari filmlerde oynamak yerine, derdi olan filmleri tercih ettiğini ifade eden Alabora, iktidar duygusunu sahneye ilk çıktığında herkesin onu alkışlamasının insanın üstünde yarattığı ürkütücü etkiye benzetti. (Ankara EVRENSEL)
‘İKTİDAR NE ZAMAN ZALİMLİĞE DÖNÜŞÜR?’
Festivalin son gününde öğrencilerle buluşan Ece Temelkuran ise “Nerede gücüm iktidara dönüşüyor ve ne zaman bu iktidar zalimliğe dönüşüyor bunları algılamalıyız” dedi. Erkekler arasındaki iş birliğinin bozulmasının kadın cinayeti ya da çocuk şiddeti olarak görünür hale geldiğini söyleyen Temelkuran, “Kadına şiddet gibi konular arttığı için Türkiye’nin muhafazakarlaştığını söylüyorlar. Ama bence daha ikiyüzlüleşiyor” diye konuştu.
Newroz’da Diyarbakır alanlarında 1 milyon kişinin olduğunu, ama bunun haberlere yansımadığını belirten Temelkuran, “Ben Kürtlere olan eleştirilerimi Diyarbakır’da söylüyorum. Diğer konuları İstanbul, Ankara, İzmir’de konuşuyorum. Çok yıpratılmış insanlardan bahsediyoruz. Küçücük alan içinde kadınlar, liseliler ve çocuklar, ellerinde biber gazı, yüzlerinde maskelerle bekleyen polislerle karşı karşıya. Polis o biber gazını sıkacak, insanlar da tabii ki taş atacak” dedi.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
