27 Haziran 2013 03:49

Demokratik adımlara niyeti yok

Akil İnsanlar Heyeti, 7 bölgede hazırladıkları raporu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sundu. Toplantıda konuşulanlar ise demokratik adımların atılmasını bekleyen halkı hayal kırıklığına uğratacak cinsten. Buna göre Erdoğan seçim barajının düşürülmesi, anadilde eğitim gibi konularda adım atmayı düşünmüyor. Gezi Parkı

Demokratik adımlara niyeti yok
Paylaş

ZÜBEYDE TEKER: RAPOR OLUMLU ERDOĞAN OLUMSUZ

7 bölgede hazırlanan raporların özetlerinin bölge heyetleri başkanları tarafından aktarıldığı toplantıda, raporun olumlu; fakat Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının rapor kadar olumlu olmadığı belirtildi. Toplantıya katılan akil insanlar heyetinde yer alan Zübeyde Teker, sunulan raporlarda eşit yurttaşlık temelinde barış talebinde ortak bir talebin oluştuğunu gördüklerini söyledi. Teker, raporlarda özetle "Seçim barajının indirilmesi, baraj yapımlarının durdurulması, Kürt coğrafyasında değiştirilen coğrafi isimlerin iadesi, TMK'nin kaldırılması, siyasi tutsakların ve hasta tutsakların serbest bırakılması" gibi Kürt sorununun demokratik çözümü noktasında 7 bölgenin de önerileri olduğunu söyledi. Sürecin sağlıklı yürümesi açısından bir an önce güven arttırıcı önlemlerin atılması noktasında da görüşlerin dile getirildiğini belirten Teker, toplantının sonucunda da toplantıda söz verilmediği için Başbakan Erdoğan'ın danışmanına "Toplum bu süreçte talebi maksimum demokrasidir" dediğini söyledi.

CELALETTİN CAN: SİLAHLAR SUSTU SIRA SİYASETTE

Öte yandan heyettin içinde yer alan Celalettin Can'ın toplantıda söz aldığı ve raporların eksilikler barındırmasına rağmen Kürt sorununun demokratik çözümünde olumlu sayılabilecek eğilimler taşıdığını ifade ettiği öğrenildi. Can'ın toplantıda Başbakan Erdoğan'a "Siz geçişlerin sadece yüzde 10-15 oranı sağlandı diyorsunuz ama kamuoyu geçişlerin bittiğini düşünüyor. Silahlar sustu şimdi sıra siyasette. KCK tutuklularının, hasta tutsakların serbest bırakılması gerekir. Koruculuk muhakkak kaldırılmalıdır. Barajların ve karakolların yapımları durdurulmalıdır. İnsansız hava uçaklarının çatışmaların olmadığı bölgelerde hareketliliği son bulmalıdır. Ama bu uçuşlar Kandil'e neden yapılıyor. Öcalan'ın koşulları sağlıklı, güvenlikli ve dünyayı izleyebilecek bir duruma kavuşturulmalıdır" dediği öğrenildi.
 

'ANADİLLE İLGİLİ ÇALIMA YOK', 'BARAJIN DÜŞÜRÜLMESİ İSTİKRARI BOZAR'

Başbakan Erdoğan'ın karşılıklı olarak Can ile diyaloga girdiği ve söyledikleri konulara cevaplar verdiği belirtildi. Öcalan'ın koşullarına ilişkin Erdağan'ın "Yeni bir oda verdik. Daha ne yapalım" dediği kaydedilirken, koruculuk alımı konusunda basına yansıyanların doğru olmadığını söylediğini ve yeni korucu alımlarının kesinlikle yapılmadığını ifade ettiği belirtildi. Erdoğan'ın anadilde eğitim ile ilgili öneriler karşısında "Anadille ilgili çalışmamız yok. Seçmeli dersler var. Üniversite de var" cevabını verdiği kaydedilirken, seçim barajının kaldırılması noktasında ise "Ülkenin istikrarı açısında böyle bir durum olamaz" dediği bildirildi.

'KARAKOL YAPIMLARINA DEVAM'

Can'ın konuşması sırasında karakol yapımlarının durdurulması talebine karşılık Başbakan'ın "Karakol yapmaya devam edeceğiz. Sınır güveliği için de gereklidir" dediği belirtildi. Bölgede devam eden baraj inşaatlarına da devam edeceklerini söyleyen Erdoğan'ın basına yansıyan yeni yargı reformları ile ilgili olarak ise "Reform çalışmalarımız devam ediyor; ama basına yansıdığı gibi bir paket yok" dediği öğrenildi. Erdoğan'ın KCK davası tutsakların ve hasta tutsakların bırakılması yönünde Celalattin Can'ın sunduğu öneriler hakkında değerlendirme yapmadığı öğrenilirken, Erdoğan'ın bu söylemlerinin kaygıları da arttırdığı dile getirildi.

Toplantıda ayrıca Can'ın "Tarafların birbirine eşdeğer saygısı ve barış dili olması gerektiği noktasında sorun var" söylemine ise Başbakan Erdoğan'ın "Bunu bana diyeceğine elinde silah dili tutanlara söyle" dediği öğrenildi.

TOPLUMA SERT KONUŞMAK GEREKİYORMUŞ!

Buluşmada Kadir İnanır'la Erdoğan arasındaki 'Gezi' diyalogu da basına yansıdı. Buna göre Erdoğan, “Burada çok yumuşak konuşuyorsunuz, her zaman böyle konuşsanız” diyen İnanır’a, “Buradaki sohbet toplantısı, biz bizeyiz. Ama dışarıda topluma konuşmak ayrı. Sen Kadir İnanır’sın, filmlerindeki rolün ile buradaki durumun aynı mı?​” diye yanıt verdi. Erdoğan, bu toplantıda da Gezi direnişini uluslararası komplolara bağlamayı sürdürdü.


HÜLYA KOÇYİĞİT: Halkla yaptığımız görüşmelerde sadece bir kesimin sorunlu olmadığını, toplumda çeşitli kesimlerin farklı sorunları olduğunu, tüm bunların da daha ileri bir demokrasiyle aşılabileceğini gördük. Raporumuzda da bunun gibi dilek ve önerilerimizi dile getirdik. Elbette ki, hepimizin toplumsal bir barışa ihtiyacı var. Bu nedenle birbirimizi anlamak, birbirimizle diyalog kurmak, birbirimizle daha çok görüşmek ve daha çok insan hikayeleri dinlemeye ihtiyacımız var. Başbakan eleştirileri ve önerileri aldı. Bütün bunların değerlendirileceğini söyledi. Bugüne kadar 2 aydır yaptığımız görüşmelerde halkın nelerden endişe duyduğunu, nasıl yaklaştığını anlattık. Tüm bunların hepsine vakıf olduğunu, bizden aldığı raporlar neticesinde bütün bunları bir bütün haline getirip topluma açıklayacağını belirtti. Bildiğiniz gibi Marmara Bölgesi Türkiye'nin adeta bir özeti. Dolayısıyla burada her şehirden insan yaşıyor. Çoğunlukla da göç etmiş insanlar yaşıyor. Bölünme korkusu elbette ki çok şiddetli var. Neyin karşılığında bu barış yapılıyor soruları var. Toplumsal barışı Başbakan da istiyor, bu ülkede yaşayan herkes istiyor. Bence bugün en büyük ihtiyacımız toplumsal barıştır. Bunun için de hepimizin aynı dilekte olması lazım. Birbirimizi anlamaya çalışmamız lazım. Toplum, toplumsal barışı bekliyor ve talep ediyor. Bunun için eşitlik, adalet ve hukukun üstünlüğünü talep ediyor. Dolayısıyla siyaset ve dolayısıyla iktidar da buna cevap vermek durumundadır."


FUAT KEYMAN: "Genel havanın artık silahların bırakılma sürecinin bittiği ve demokratik reform sürecine geçme üzerineydi" ifadeleriyle özetledi. Sürecin hala birinci aşamada olduğunu belirten Keyman, Başbakan Erdoğan'a çözüm sürecinin ikinci aşamasıyla ilgili soruların sorulduğunu ifade etti. Keyman, toplantın ardından şunları dile getirdi: Bence bu günün en önemli sonucu ikinci aşamaya hala geçmediğimiz, hala birinci aşamada olduğumuzdur. PKK'nın çekilme sürecinde olduğu. O yüzden bu konu önemliydi. Başbakan raporları dinledi. Raporların ortak noktası tabii ki demokratik reform süreci, yeni anayasaya dair toplumun beklentileriydi. Hepsini not aldı. Süreci, birinci aşamada silahların bırakılması ikinci aşamada demokratik reform süreci olarak görüyordum. Ama hakikaten bugünden çıkan temel nokta daha birinci aşamadayız. PKK'nın çekilme süreci beklediğimizden daha düşük oranda devam ediyor. İkinci sürece belki Eylül veya Ekim ayında geçilebilir." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Mimar Sinan’da Ethem için durdular

SONRAKİ HABER

THY’nin grev kırıcılığı belgelendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...