Tek servetimiz laptop be Erdoğan!
Başbakan Erdoğan’ın Erzurum’da, Gezi direnişiyle ilgili; “polise emri ben verdim” demesinden “Gezi’deki sosyalistlerin çoğu Bodrum’da yatlarındadırlar” değerlendirmesine kadar epeyce ilgi çekici açıklama yaptı.
Halkın dikkat çektiği taleplerden bir tekini bile görmek istemeyen Başbakan Erdoğan’ın kafayı “faiz lobisi” ve “dış güçlerle” bozmasının ardından sıra sosyalistlere geldi: “Bunlar güya sosyalist. Bu sosyalist geçinenleri arayın. Çoğu Bodrum’da yatlarındadırlar. İstanbul’dan tanırım bunları. Mesele Gezi Parkı değil anlamadın mı diyen var ya bunlar yeri geldiğinde Boğaz’a karşı viskiyi yudumlamasını iyi bilirler.”
Gezi Parkı’nda polis müdahalesinden sonra milyonların sokağa indiği eylemlerde “Bu sistem bozuk”, “Kapitalizmin ne hayrını gördük” diyen, sosyalizme sempati duyan gençler ve elbette açık ve seçik kendisini sosyalist olarak tanımlayanlar da vardı. Başbakan Erdoğan konuşmasında, belki eski solcu bugünün dik âla kapitalistlerini kastediyor... Ancak Gezi Parkı’na inenleri bir anda “Bodrum’daki yatlarda, elinde viskiyle hayal eden” Erdoğan’a gençler, dayanamayıp cevap veriyor:
Bu gençlerden birisi Kıvanç Tos... “Bodrum’da ya da başka bir tatil yöresinde yatın var mı?” diye sorduktan sonra “peki, kaç kamarası var” demeye hazırlanırken Kıvanç, “Ne yatı abi, dalga mı geçiyor” cevabını veriyor. Peki, Gezi Parkı eylemlerine katılan, şu anda da forumlara katılmaya devam eden Kıvanç şimdi ne yapıyor: “Askerden yeni döndüm. İş arıyorum. Direnişten dolayı iş arama biraz ertelendi ama mecburen devam ediyorum. Gezi Parkı’ndaki eylemler sürecinde de gündüz iş başvurusu ya da görüşmeler yaptıktan sonra akşamları parka gidiyordum.”
Kıvanç’ın ‘kat’ı da yokmuş: “Evim de yok. Tek mal varlığım laptop’um. Onun da taksitlerini ödüyorum.”
Peki parktaki izleminleri... Yat anahtarını sallaya sallaya gezen görmüş mü? “Benim gördüğüm insanların çoğu üniversiteli. Okullarda dersler azaldığı bir döneme denk geldiği için oradan katılım yoğundu. Master ve doktorasını yapmakta olanlar vardı. Akademisyenler de vardı. Benim tanıdığım kimsenin yatı yoktu. Benim gördüğüm kesim kesinlikle öyle değildi. İşyerlerine gidip akşamları da forumlara gidiyorlardı.”
Viskiye gelince: “Viski zaten lüks... Askerden yeni döndüm. Viskiye verecek para mı var?”
Ayşe Gezgiç, Yıldız Teknik Üniversite’sinde okul öncesi eğitim bölümünde okuyor. “Ben daha yatı olan görmedim. Yatım olsa orada ne işim olurdu” diyor. Ama şunu da ekliyor: “Keşke yatı olan olsaydı, bir tatil yapardık!” Ayşe’nin 4 kardeşi daha var. Babası çalışıyor. Astım hastası. Hatta bu nedenle Gezi Parkı’na gittiğinde ailesiyle de tartışmış. “Babamla küstüm. İlk 9 gün oradaydım. Astım nedeniyle fenalaştım. Oradayken çok mutluydum. Oradaki insanlarla iletişimden mi desem, o mutluluktan mıdır nedir açlığı bile hissediyordum.”
Peki, Başbakandan bunları duyunca ne hissetti? “Ne bileyim... Başbakan herhalde, kendi seçmen tabanına ‘Gezi Parkı’na gidenlerin işi gücü yok, tuzu kurular, paraları da bol. Onlar sizin gibi geçim derdi falan yaşamaz, tek dertleri ağaç’ izlenimi vermek istiyor. Oysa öyle değil. Oradaki insanlar orta halli. Çok fazla da öğrenci var.”
BODRUM’A HİÇ GİTMEDİM!
Hakan Köstek’in de maalesef Bodrum’da yatı yok. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Matematik Mühendisliği mezunu. İş arıyor. Üniversite bitmiş, gelecek kaygısı iliklerine işlemiş. Bodrum bahsi açılmışken, Hakan baştan kötü haberleri veriyor: “Hayatım boyunca Bodrum’a gitmedim. Başbakan bizi herhalde oğluyla karıştırıyor. Matematik Mühendisliğini bitirdim. İş arıyorum. Gelecek kaygım var. Kendisinin bahsettiği gibi bir durum yok.”
Başbakan Erdoğan’ın kendisine muhalif olan herkesin, birileri tarafından desteklediğini düşündüğünü belirten Hakan, “Oysa bizim arkamızda kim olabilir? Ben bir sosyalistim. Kendisini destekleyen sermaye gruplarını biliyoruz. Bu sermayeyi nasıl kazandıklarını da biliyoruz. Benim Gezi Parkı eylemlerinde tanıdığım herkes benim gibi. Durumu iyi olan, Başbakan’ın dediği gibi zengin olan bir tanıdığım yok ve tanık da olmadım” diyor.
HERKES VAR
Gezi eylemlerine katılan başka bir isim Ayça Canlı... Ayça çalışıyor. Gündüz işte akşam direnişte... Şimdi de forumlara katılıyor. Bodrum’daki yatlarını soruyoruz... Açık etmiyor: “Ben yatı olan duymadım. Ama Gezi’de her ekonomik düzeyden, her eğitim kesiminden insan vardı. Belki yatı olanlar da vardır aralarında. Ama Gezi’dekilere sadece böyle lanse etmek doğru değil.”
BAŞBAKAN TATİLDE VE YATTA!
Başbakan Tayyip Erdoğan, Bodrum’un ve yatların yabancısı değil. Daha geçen yaz bizzat kendisi ve ailesi Bodrum’da tatildeydi. Eşi Emine Erdoğan, kızı, damadı ve torunu ile 2 Temmuz akşamı Bodrum’daki süper lüks Rixos Otel’e gitti. Otelin sahibine ait Moon Star adlı yatın, otelin bulunduğu koyda demirlediği ve Erdoğan ile ailesinin iki günlük mavi yolculuğa çıktığı bilgileri aynı tarihlerde basına yansımıştı.
BİLAL’İN GEMİCİKLERİ
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın gemicikleri uzun süre gündemde kalmıştı. Erdoğan, oğlunun gemi almasıyla ilgili yaptığı açıklamada “Gemi var, gemicik” demişti. Oğul Bilal’se üstüne bir gemi daha almıştı. Hem de ilkini katlayacak boyutlarda.
Peki şimdi ne yapıyor Ayça? “Çalışıyorum, burada olmamız gerektiğini düşünüyorum. Mesela dün Trans Onur Yürüyüşündeydim. Gezi Parkı süreci herkesin aynı şekilde düşündüğünü gösterdi bize. Hayatından mutsuz olan bu kadar çok insan olduğunun farkında değildik. Daha fazla kişi olduğumuz gördük. Forumlarda konuşuyoruz bunu. Her kesimden insan var. Ama Başbakan hâlâ bizi anlamaktan çok uzak. Her konuşmasında insanları tekrar meydanlara yığıyor.”
Bilal Erdoğan’ın yüzde 99 hissesine sahip olduğu MB Denizcilik adına alınan ikinci geminin fiyatı 10.5 milyon dolar. 170 metre uzunluğunda ve 23 metre genişliğindeki Eternal Confidence (Sonsuz Güven) isimli gemi, İstanbul Liman Başkanlığı tarafından “Sakarya” adıyla tescillenmişti. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et