Taşeron işçiler birlikte mücadele edecek
Kurultaya Buca, Bayraklı, Bornova Belediyesi taşeron işçileri ile İZSU, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Büyük Şehir Park Bahçeler ve Çevre Sağlığından taşeron işçiler katıldı. Kurultayın açılış konuşmasını yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi İşyeri Komitesinden Özgür Arslan işyerlerinde 250 işçi ile yaptıkları toplantıların ardından 35 işçi temsilcisi ve 8 yürütme kurulu üyesi seçtiklerini anlatarak, “Komiteler sayesinde arkadaşlarımızın sorunlarını daha iyi görüyoruz. Sendika üyeliğinde de 500’ü geçtik. Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş sendikası ile Bakanlığa başvurduk yetki bekliyoruz. En önemli talebimiz iş güvencesi. Diğerleri de ücretten vergi alınmaması ve işten atmaların yasaklanması” dedi.
‘EN ZOR İŞLER TAŞERON İŞÇİLERE’
Kurultay Komitesi adına söz alan Park Bahçe İşçisi Arif Yıldız, taşeron işçiler olarak mücadele deneyimlerini tartışmak üzere bir araya geldiklerini belirtti. Hükümet’in taşeron uygulaması ile işçilerin kazanılmış haklarını yok ederken kaynakları yandaşlara aktardığını ifade eden Yıldız, “Bize asıl işçi değilsiniz diyorlar ancak en tehlikeli ve zor işlerde çalıştırılan taşeronlar oluyor. Üçer beşer iş cinayetlerine kurban edilen biziz. Taşeronlaştırma kadrolu işçileri de tehdit etmektedir. Sendikalar işin ciddiyetini anlamış görünmüyor ama taşeronlaştırma sendikal örgütlülüğü bitiriyor. Taşeron işçiler artık kurultaylarla, mitinglerle, sendikalaşma mücadeleleri ile sesini yükseltiyor” dedi.
Bayraklı Belediyesi Taşeron İşçisi Kızılcan Sönmez, Dokuz Eylül’dekine benzer bir mücadele vermeye çalıştıklarını belirterek, “Arkadaşlarda bir beklenti var, ‘birileri yapsın’ şeklinde. Bilinçsiz bir sınıf yaratılmaya çalışılıyor. Gezi Parkı’nda on genç bir ağaca sarılarak ‘Bu ülke bizim’ dediler. Bize düşen yanımızdaki arkadaşları bilgilendirmek. Tek yumruk olma zamanı bizde” dedi.
Bornova Belediyesinden Ulaş isimli işçi, başkan adayının vaatleriyle seçim dönemini geçirdiklerini belirterek, “Komiteler oluşturduk. İzin hakkımız yoktu, elde ettik. Yıllık mesailerimiz verilmiyor. Üzerimizde baskılar var özellikle siyasilerin baskıları” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi İşyeri Komitesi Üyesi Serpil Altıncelep de, mücadeleyi örgütlü bir şekilde devam ettirdiklerini belirterek, “İşveren daha önce bizi dikkate almıyordu, artık alıyor. 1999’dan beri çalışıyorum hâlâ joker elemanım. Meslek hastalıklarım dolayısı ile bana, ‘Malulen emekli ol’ diyorlar. Mücadele etmek için emekli olmayacağım. İşyerinde etnik, dini hiçbir ayrımcılığa girmeden hakkımızı birlikte aramalıyız” dedi. Kurultay’ın kapanış konuşmasını yapan Kurultay Komitesi Üyesi ve Dokuz Eylül Hastanesi İşçisi Adem Sarıçoban, Kurultaydan çıkan sonuçları aktardı.
ALINAN KARARLAR
Kurultayda, taşeronlaştırmaya karşı birlikte mücadele yürütmek, sendikalarda ve sendika ayrımı yapmadan örgütlenmek, Kurultay Komitesinin aynı zamanda taşeronlaştırmaya karşı mücadele komitesi olarak çalışması, Park Bahçe ve Dokuz Eylül işçilerinin deneyimleri doğrultusunda işyerlerinde komiteler kurma, bir bülten hazırlayarak kurultayın kararlarını ve mücadelenin nasıl örgütleneceğini diğer işçilerle paylaşma ve daha geniş toplantılar düzenleme gibi kararlar alındı.
‘DENEY VE TECRÜBELERİ PAYLAŞALIM’
Can Bahadır(Genel-İş 3 No’lu Şube YK. Üyesi): 2000’li yılların başında İzelman işçileri bu mücadeleyi vermiş ve sendikalı olmuştu. 10 yılı aşkın süredir TİS çerçevesinde çalışıyor. Ancak İZELMAN da bir taşerondur. Bu süreçte sendikalar yeniden kendini gözden geçirmeli. Taşerona karşı mücadeleyi yeniden başlatmak gerekiyor. Evimize, semtimize götürmeli, mücadeleyi birlikte büyütmeliyiz. Gezi Parkı direnişi herkeste bir silkinme meydana getirdi.
Kemal Köroğlu (Genel-İş 2 No’lu Şube YK. Üyesi): Benim iş güvencem, Çiğli’de, Aliağa’da, Hastanelerde taşeron bittiği zaman vardır. Bütün mücadele eden taşeron işçilerin yanında oluruz. Deney ve tecrübelerimizi aktarmaya hazırız. Amacımız taşeron işçileri yan yana getirmek. Olmazsa olmazımız işyeri komiteleridir. İşçinin öz örgütü sendikadır.
Murat Ulaş (Park Bahçe İşçisi): Arkadaşlarım Büyükşehir’in önünde çadır kurup direnirken cesaret edip yanlarına gidememiştim. Sonradan biz de bunları hissettik. Biz dik durursak sendika bizden habersiz bir şey yapamaz.
Deniz Çakmak (Bornova Belediyesi): Buca Belediyesinde taşerona karşı mücadele ettiğimiz için işten atıldık. 2.5 yıldır TİS’ten faydalanıyorum daha bir sendika toplantısı görmedik. Kadrolular pasif durumda. Gençler mücadeleye hız katacaktır.
Eren Bilgen (İZSU): 20 yıldır taşeronun olduğu bir yerde çalışıyoruz. 3 yıldır örgütlüyüz. İş ne zaman biterse eve gidiyorduk. Bunun bir ücret karşılığı yoktu. Şimdi 8 saat çalışıyoruz. İnsan gibi çalışıyor ve muamele görüyoruz. TİS’i işyerlerinde tartışıyoruz. İşçinin söz hakkının olmadığı yerde sorunlar olacaktır.
Ergin Erkan(Dokuz Eylül): Sadece kendi işyerimizdeki birlikteliklerle olmuyor. Bence İşçi Temsilcileri Birliğini oluşturmak lazım, bu amaçla dernek kurulabilir.
‘TAŞERON İŞÇİLERE MÜJDE’ YALANI Kurultay’da, “Taşeronlaştırma ve Taşeron Çalışma Düzeni” başlıklı bir sunum yapan Eğitim Sen Uzmanı Dr. Erkan Aydoğanoğlu, taşeronun Fransızcadaki kelime anlamının “Pis iş” olduğunu, etimolojik kökeninin de “hayvanca çalışma” anlamına geldiğini ifade etti.
Taşeronda asıl işveren ve alt işverenin söz konusu olduğunu ancak TOKİ gibi bazı kurumlarda 7 tane zincirleme taşeron firmanın bulunduğunu ifade ederek, “En altta kalan taşeron işçinin canı çıkmaktadır” dedi. Meclise gelecek yasadan bahseden Aydoğanoğlu, “ ‘Taşeron işçiye müjde’ diyorlar, alakası yok. Tam tersine koşulları daha da ağırlaştıracaklar. 2 bine yakın taşeron şirketin yüzde 80’i AKP’li. Taşerondan beslenenler taşeronu çözemezler. Bakan Çelik ‘Taşerona karşıyız’ diyor, kendi Bakanlığında taşeron işçi çalıştırıyor” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et