19 Haziran 2013 13:56

Bir yas günlüğü

Sevda Aydın


 “Artık dulum. 12 Kasım günü Sylvie öldü.
Çok üzücü.
Bu sene indirimli satışlara
birlikte gidemeyeceğiz.”

İnce bir kitap ‘Dul’. Ancak yaşamının gerisini kaybettiğinin anılarıyla doldurmanın telaşı da var kitapta, becerememenin acısı, öfkesi de. Fransız Yazar Fournier  ‘Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam’la  Prix Femina Ödülü’nü almıştı. Kitabında kendi çocukluğuyla bir baba imgesi yaratan Fournier’in çocukları engelliydi ve kitabında onlara şu mektubu yazmıştı. ‘ Size yine de bir kitap hediye edeceğim. Sizin için yazdığım kitabı. Unutulmamanız için, engelli kartı üzerinde sadece bir fotoğraf olarak kalmamanız için. Hiçbir zaman dile getirmediklerimi yazmak için. Belki de çektiğim acıları.’ Yazarın en büyük acısı olan bu sözleri okumak kolay olmamıştı benim için...

40 YILIN ARDINDAN YOKLUĞUN BOŞLUĞU

Sylvie bir kalp kriziyle hayatından gidiverir. Fournier, bu ani gidişinin ardından hem yaşamdan hem de yazmaktan uzaklaşır. Yaşamla bütün bağlarını koparacak kadar sarsılan yazarı ayakta tutan tek şey hatıralardır artık. Eşiyle birlikte geçen günler onun sığınağı olur.  Kolay değil 40 yıl ve iki engelli çocuk yetiştirmek çok fazla güzelliği, mücadeleyi saklar. Bu yüzden bu kadar sarsılır, doğan her günle bocalar.
Acısını, kederini acıyla dramatize edilmiş bir yerden değil, şiirsel bir öyküyle okutuyor Jean Louis Fournier. Anılar kimi zaman ironi, kimi zaman da bütün bunların yakaladığı bir tınıyla yazılmış.

BİR AŞK MEKTUBU GİBİ

Kitap hakkında bir şey daha söylemek gerek. O da şu ki başından beri anlatmaya çalıştığım ölümün ardından tutulan bu yas günlüğünün, Fournier’in hayatının bu en özel hikayede mizah da okura sürprizlerle görünüyor.
Bir aşk mektubu da olabilecek bu kitapta yazarın günlük yaşama dair izlenimleri ve bir takım sözleri de okuru oldukça etkiliyor. “Bir türlü anlamıyorum, zaten mutlu olan insanlara mutluluk dileriz. Mutlu olan insanın sizin mutluluk dileğinize ne ihtiyacı olsun” sözlerine kim katılmaz ki?
Fournier hatıralarıyla, mutlu anılarıyla ve büyük bir özlemin getirdiği kederle yazdığı aşkını, en mahrem anılarını, zaaflarını, çirkinliğini, güzelliğini her şeyini sığdırıyor bu incecik kitaba. Anlatılanın  merkezinde duran bu büyük aşkı, hatalarıyla, kusurlarıyla en yalın haliyle anılar süslüyor. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et