19 Haziran 2013 10:07

Taşeron işçiler kölelik değil kadro istiyor

Dersim’de taşeron işçileri, taşeron işçi komitesi tarafından düzenlenen, “Kölelik değil kadro, insanca yaşanacak ücret, güvenli gelecek, iş güvencesi, kölece çalışmaya hayır!” başlıklı kurultayda buluştu. Kurultaya FEDAŞ, SGK, Huzur Evi, Belediye, Devlet Hastanesi ve Kara yollarında çalışan taşeron i

Taşeron işçiler kölelik değil kadro istiyor
Paylaş

Kurultaya 15-16 haziran direnişinde yitirilen işçi sınıfı üyeleri adına saygı duruşuyla başlandı. Divan adına açılış konuşmasını yapan Mazlum Doğan kurultay kararının da alındığı toplantıya değinerek “Aldığımız kararların bugüne kadar uygulanması gereken kısmını uygulamaya çalıştık. Bugün buradan daha ileri kararlarla çıkmamız için, kürsüyü daha aktif kullanmalıyız” dedi.

ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ GASBEDİLİYOR

Kurultayda konuşan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yar. Doç. Özgür Müftüoğlu, 15-16 haziran direnişlerine değinerek “43 yıl öncesini halen anmak bana hüzün veriyor. O dönem de işçi sınıfının örgütlenme özgürlüğü engellenmek istendi. Ama tepkilerle geri çekildi. Sonra ‘80 darbesi ile işçi sınıfı susturulmak istendi. Ama o güne kadar işçi sınıfının verdiği mücadeleler bunu engelledi” diye konuştu. Bugünkü koşullarda da işçi sınıfının örgütlenme özgürlüğünün ve haklarının gasbedilmeye çalışıldığını vurgulayan Müftüoğlu, şunları söyledi; “Taşeron dediğimizde, esnek güvencesiz çalışan, fazla çalışan ama mesai alamayan, düşük ücrete mahkum edilen iş gücü aklımıza geliyor.”

AKP hükümeti ile birlikte artan taşeronlaşmaya ve esnek çalışmaya değinen Müftüoğlu taşeronluğun amaçlarından birini “Bölmek en iyi yönetme ve en iyi denetim sağlama biçimidir. Kamu hizmetlerini dağıtamazsın, başka yere yollayamazsın. Bu durumda bunları içerden bölmek gerekir. Bunun için de işleri ayıralım dediler ve ‘Esas olan iş ve olmayan iş’ diye ayrıma gidildi” sözleriyle dile getirdi. Taşeronun süresiz yapılan sözleşmelerle iş güvencesinin elinden alındığına değinen Müftüoğlu, insanın havaya suya olduğu kadar yarın ne yapacağının güvencesine de ihtiyacı olduğunu söyledi. Müftüoğlu konuşmasında taşeronlaşmanın diğer ülkelerdeki dağılımına ve bu durumun getirdiği yoksullaşmaya, güvencesizliğe, iş sağlığının yok olmasına ve artan iş kazalarına da değindi.

BİRLİKTE MÜCADELE

Tüm bu hak gasplarına karşı mücadelenin birlikte mücadeleden geçtiğini Müftüoğlu, “Verilen hizmet bir bütündür. Hastanedeki temizlik işçisi güvencesizse, o hastanedeki diğer çalışanlarda güvencesizdir.” sözleriyle dile getirdi. Hükümetin taşeronlaşma ile amacının ‘esas iş’ ‘esas olmayan iş’ ayrımını ortadan kaldırıp bütün işi taşerona devretmek olduğunu belirten Müftüoğlu bunun için örgütlü bir mücadelenin şart olduğunu belirtti.


Yaklaşık on beş gün önce işten atılan ve direnerek kazanan FEDAŞ işçileri direniş deneyimlerini paylaştılar. “Bir hafta öncesine kadar taşeron firmayla çalışıyorduk. Daha sonra 27 işçinin işine son verilmesiyle hepimiz direnişe geçtik.” diyen işçiler, ilk görüşmelerde patron burnundan kıl aldırmazken, örgütlü ve kararlı duruşlarının kazanımla direnişi sonuçlandırdığını belirttiler. Birlik ve dayanışmanın önemine değinen işçiler bunu “Patronlar bizim birlik ve kararlı olduğumuzu görünce en nihayetinde tüm taleplerimizi kabul etmek zorunda kaldı.” sözleriyle anlattılar.

Pertek Belediyesine bağlı Feribotta çalışan Abidin Çeliker örgütlenmek için sendika yetkililerinin de katıldığı piknik, gezi gibi sosyal etkinlikler düzenlenebileceğini belirtti. Belediye başkanlarının kendilerine gidip örgütlenin sendikalı olun dediğini belirten Çeliker, bu durumu “Türkiye’de hiçbir işveren bunu yapmaz” sözleriyle ifade etti.  

Kara yolu işçileri ise Özgür Müftüoğlu’ya “Yargıtay kabul etse de iş güvencemiz kabul edilmiyor. Ne yapmak gerekir” sorusunu yöneltti.

EN BÜYÜK SORUN ÖRGÜTLENMEK

Ağız diş sağlığında çalışan taşeron bir işçi ise en büyük sorunlarının örgütlenmek olduğunu belirterek, isteklerini “8-10 kişiyiz; ama bu on kişiyi ikna edip bir araya getiremiyoruz sendikalı olmak için. Endişeleri var ekmek derdi var çocuk yetiştiriyorlar, anlaşılabilir. Bu sorunları çözmek için sendikalı arkadaşların sık sık bizi ziyaret edip arkadaşlarımızla konuşmalarını istiyorum. Sendikalı olmak istiyorum ben” sözleriyle dile getirdi.

Huzurevinde çalışan Cemile Ataş taşeron çalışmanın zorluklarına değinerek, taşeron işçilerin her işe koşturulduğunu dile getirerek tepkisini şu sözlerle ifade etti; “Huzurevinde 20 kişiye bir kişi bakıyor. Bakanlar diyor bunlar ne yapıyor, ama çalışma koşulları öyle kolay değil. Rehabilitasyon merkezi de öyle; bir engelli ile çalışmak zor. Taşeron işçilerin haklarını öğrenmesi için küçük bir el kitapçığı iyi olur.”

AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞIYORUZ

4 yıllık lisans mezunu olan, dışarıda temizlikte ve her türlü alanda çalışabileceğini söyleyen Hüseyin Ataş ise Tunceli Belediyesinde çalışıyor. Taşeron işçilerin endişelerinde haklı olduğunu belirten Ataş hiçbir güvencelerinin olmadığını söylüyor. On yıldır aynı şartlarda çalıştığını belirten Ataş, “Bugün kadrolu işçiler için bile geçinmek zor iken, onların aldığı ücretle kendi asgari ücretimi karşılaştırınca, gerçekten açlık sınırının altında çalışıyoruz biz” dedi.

Dev Sağlık iş İl Temsilcisi Ali Ekrem ise örgütlenme önündeki engellere değinerek, “Bizim sendikalaşmamız kabul edilirken yemekhane çalışanlarının sendika üyelikleri, hizmet satın alıyoruz bahanesi gösterilerek kabul edilmiyor” diye belirtti. Ekrem taşeron çalışma koşullarını, “Kadrolularla aynı işi yapsak da aynı ücreti alamıyoruz” sözleriyle dile getirdi. Yol İş- İşyeri Temsilcisi Bedri Kırmızıtoprak ise kara yolları taşeronlarının çalışma koşullarını “Bizlerle aynı işi yapmalarına rağmen bizim yarımız kadar ücret alamıyorlardı, yıllık izinleri, mesaileri yoktu. Sosyal hiçbir haktan yararlanamıyorlardı” sözleriyle ifade etti.

YARGI TARAFSIZDIR DİYEMİYORUZ

Son olarak söz alan Özgür Müftüoğlu yöneltilen sorulara cevap verdi. Müftüoğlu mahkeme kararlarının uygulanmamasına dair “Yargı tarafsızdır diyemiyoruz artık. Bu nedenle yargı sürecinde toplumsal baskı uygulamak gerekiyor. Kaldı ki lehimize alınan kararlar bile uygulanmayabiliyor. Bu nedenle yargı sürecinde de sonrasında da örgütlü mücadele gerekiyor” dedi. Müftüoğlu dünyayı emekçilerin şekillendirdiğini belirterek, işçi sınıfının mücadelesinin haklılığına değindi.

Kurultayda işçilerin öne çıkan temel talepleri kadrolu ve insanca çalışma koşulları oldu. Birlik ve mücadelenin öneminin FEDAŞ direnişi üzerinden anlatıldığı toplantı da bu mücadelenin yolunu çizmek adına bir sonuç deklarasyonu yayımlandı.


KURULTAY SONUÇ DEKLARASYONU

*Taksim/Gezi  Direnişi ve buradan ülke sathına yayılan eylemler  üç ağaç meselesi değil , demokrasi ve özgürlükler meselesidir. Emeğin özgürleşmesidir.  Halk gücünü görmüştür. Taşeron çalışanlar bu güce katkı sunmak için mücadele içinde olacaklardır.
*Örgütsüz iş yerlerine ulaşılacak, örgütlenme çalışmalarına hız verilecektir. Sendikacılardan gerekli yardım alınacaktır.
*Oluşturduğumuz geçici komite ile birlikte ihtiyaç olan yeni ve kalıcı bir komite oluşturulacaktır. Bu komite çalışmaları ve mücadeleyi iş yerleri temsilcileri ile birlikte örecek ve yayacak bir komite olacaktır.
*Eşit işe eşit ücret, güvenceli ve kadrolu çalışma, fazla çalışmaların kaldırılması ya da mesailerin ödenmesi gibi taleplerimiz için örgütlenme çalışması yürütülecek ve ilgililerle görüşmeler yapılacaktır.
*Hükümetin çalışanları bölerek karşı karşıya getirme politikalarına karşı taşeron çalışanlar diğer çalışanlar ile dayanışma içinde olacaklardır. Sendikalar platformuna düzenli olarak temsilcilerini gönderecek, süreci beraber öreceklerdir.
*İşçi güvenliği için gerekli tespitler yapılarak ilgililer ile önleyici tedbirlerin alınması sağlanacaktır.
*Özelleştirme ve taşeronlaştırma çalışmalarına karşı etkin bir mücadele verilecektir.
*Taşeron çalışanların talepleri için yükselttikleri ses, barış ve çevre mücadelesi ile birleştirilecektir.
*FEDAŞ/Aksa grevi öğreticidir. Hak alma ve saldırıları geri püskürtmek için bu yolda ilerleme ruhuyla hareket edilecektir.
*Taşeron haklarının yer aldığı bir broşür oluşturulacak ve tüm taşeron işçilerine dağıtılacaktır.
*Diğer illerde çalışan taşeron işçilerle mücadele birleştirilmeye çalışılacaktır.
*İş güvencesinden kaynaklı olarak sendikaya üye olamayan çalışanlara yönelik eğitim çalışması yapılacaktır.
*İşçileri bölen yasal düzenlemelere karşı birlikte mücadele geliştirilecektir.
*Dayanışma ve tartışma ortamı için piknik vs. sosyal etkinlikler düzenlenecektir. (Dersim/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Erciş’in 250 bin ağacı Mecliste

SONRAKİ HABER

Tarımı köylünün elinden almak gerek!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa