12 Mayıs 2011 05:20

DOĞA ŞİMDİLİK SESSİZ!

Eti Gümüş fabrikasındaki set patlamasıyla ilgili başta SES, TMMOB, çevre mühendisleri ve çevreciler ile köylülerin kurduğu platformun çağrısıyla, Kütahya merkezden yola çıktıkOn beş, yirmi dakika sonra vardığımız Köprüören Köyünde köylü kadınlar eylem için toplanmıştı. Ald

DOĞA ŞİMDİLİK SESSİZ!
Paylaş
Nilay Çatal / Can Deniz Eraldemir

On beş, yirmi dakika sonra vardığımız Köprüören Köyünde köylü kadınlar eylem için toplanmıştı. Aldıkları karar üzerine hepsi siyah giyinmişlerdi. Bizleri kucaklayarak karşılayan köylü kadınlar nasılsınız bile demeden, başlarına gelen felaketleri anlatmaya başladılar: “Uyku bile uyuyamıyoruz, kulağımız hep açık, pencerelerde, kurbağaların seslerinde… Seslerinin kesilmesi korkusunu yaşıyoruz.”

SU İÇEN VALİ!

Anlaşılıyor ki ‘bir gram bile siyanür sızmadı’ yönlü açıklamalar köylüleri rahatlatmamış. Hatta valinin iki bardak su içmesi bile pek etki etmemiş. Biz bile bir süre sonra boğazımızda yanma hissettik. Üstüne üstlük köylü kadınlardan sık sık hayvanlarının hastalanma belirtileri gösterdiklerini duyduk. Yaşlı bir teyze, “eski belgeleri önümüze koydular, sanki biz bilmiyormuşuz gibi” diyerek tepkisini dile getiriyor.

Bu arada baraj işçisi olduklarını söyleyen üç kişi de yanımıza geldi. İçlerinden birisi, “Fabrikaya eylem için gelmeyin, her şey kontrol altına alınmıştır, illa görmek istiyorsanız beş kişi seçin onlar görsün” dedikten sonra basın mensuplarını göstererek “Yalnız onlar gelmesin, kaos yaratıyor, bizi birbirimize kırdırıyorlar” diyorlar. Bu söz tartışmanın fitilini ateşliyor. Uzun süren tartışmaların sonunda, temsilci gönderilmesinin yanı sıra basın açıklamasının da yapılması kararlaştırılıyor. Fakat köy muhtarının SES için, “siz halka siyasi propaganda yapıyorsunuz gelmeyin!”  demesi yüzünden SES basın açıklamasına katılmıyor.

Seçilen beş kadın Eti Gümüş aracına binerken, baraj işçileri de jandarma araçına binerek uzaklaşıyorlar. Biz de köylülerin desteği ve kendi imkanlarımızla fabrikaya doğru yola koyuluyoruz.

TESİSİN BİR ADIM ÖTESİ TARLALAR

Köyün hemen dışında tarlalar başlıyor.  Tarlalar ile Eti Gümüş’ün tesisleri arasında ise sadece bir asfalt yol var. Köylü kadınlar tarlalarını göstererek, pancar, buğday ve hayvancılıkla geçindiklerini söylüyorlar. Patlamadan sonra kendi demeleriye buraya  siyanürlü baraj suyu sızmış. Delil olarak da yoldaki  çamuru ve tarların kenarında birikmiş küçük göletleri gösteriyorlar. Buna karşı, Eti Gümüş’ün aldığı önlem ise bahçelere toprak atılması ve gölcüklerin borular yardımıyla, su motoru kullanarak fabrikanın en dışında olan birinci set barajına aktarılmaya çalışılması olmuş. Birinci set barajı zaten patlamanın yaşandığı baraj. Onun içinde birinci set barajının içindeki suyu yapım aşamasındaki  beşinci sete aktarıyorlarmış. Bunu da Eti Gümüş’e vardığımızda yetkililer söylüyor.

Eti Gümüş Fabrikası Jandarma ekibi ile çevrilmiş. ‘Dikkat! Bu alana girmek tehlikeli ve yasaktır’  yazılı kapının arkasında bir barikat kurulmuş. Barikatın arkasında sarı ve beyaz kasketlieriyle mühendisler ve baraj işçileri var.

ÇALIŞANLARIN DİŞLERİ NİYE ÇÜRÜK?

Köylü kadınlardan birisinin,‘Kütahya ölmesin’ dövizini kaldırmasıyla köylü kadınlar ve köylüler  onun etrafında toplandılar. Sonra fabrikada çalışan işçilerden birisinin eşi, “çalışanların dişlerine bakın, hepsi çürük” dedi. Bu siyanürün belirtilerinden birisi… Bir diğer köylü kadın ise,  “eğer tehlike yoksa patronlardan birisi dışarıya çıksın ve açıklasın, neden sadece  bekletiliyoruz” diyerek tarlalardaki su birikintilerini gösteriyor. Aynı kadın “buralar bizim canımız, bu toprakların pancarını, buğdayını yiyoruz, canımızdan, toprağımızdan ayırmayın bizi; kapatın Eti Gümüş’ü” dedikten sonra, hep birlikte ‘Eti Gümüş kapatılsın’ sloganları atılmaya başlanıyor.

TAHLİLİ KİM YAPTI?

Eti Gümüş’te çalışan bir işçinin, “Bu çalışmalar yıllardır devam eden çalışmalar valilik ve ilgili uzmanlar sağlamlaştırma çalışmasını hızlandırıyo” demesi üzerin eköylüler hep birlikte kandırılmaya çalışıldıklarını söyleyorlar. “Suya tahlil yaptık ve temiz çıktığını söylüyorlar, ama altında hiçbir kurumun imzası yok” diyerek tahlillere de güvenmediklerini ifade ediyorlar. (Kütahya/EVRENSEL)


Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu, siyanür cehennemine dönme riski bulunan Kütahya’ya giderek hem bölge halkına destek oldu hem de olan biteni yerinde gözlemledi. Platform tarafından yapılan açıklamada bölgeye yaptıkları ziyarette karşılaştıkları ilk duygunun bölge halkının yaşadığı büyük korku olduğu belirtildi. Siyanür tehlikesinin daha önce birçok kereler yaşanmış olduğunu öğrendiklerini açıklayan Platform bileşenleri, halkın ne yetkililerin ne de şirketinhalkın derdini anlaymaya yanaşmadığını söylediler.

Platformun bölgeye ilişkin gözlemleri şöyle: *Tesis kurulduğu günden bu yana çok ciddi çevre sorunlarını da artırarak bu günlere kadar gelmiş. *Tesisin verdiği en büyük zararların başında taban suyuna verdiği zarar geliyor. *Tesis saniyede taban suyundan 300 litre su çekiyor. Çektiği suyu ise gümüş elde etmek için siyanürle ayrıştırdığı malzemeleri yıkadıktan sonra atık havuzlarında bekletiyor. *Yeraltı suları çekildiği için taban boşaldığı için çökmeler başlamış. Köylülerin arazilerinde çökmeler ortaya çıkmış ve köylü ne yapacağını dahi bilmiyor. Başlangıçta 4-5 metreden su alınırken şu an taban suyu 80 metrelere inmiş. *Geçmişte yaşanan bir önemli diğer çevre sorunu ise balık ölümleri olmuş. Yağmurlar fazla yağdığı zaman tesis bölgesinden gelen sular Felen Çayına karıştığı için yağmurlu günlerde ciddi balık ölümleri yaşanmış. *Bölgede en sık gözlemlenenbir diğer iç burkucu çevre sorunu ise kuş ölümleri olmuş. Bölgede beslenen kuşların daha yiyecekleri yer yemez gözlerinin önünde öldüklerine tanık oluyorlarmış. *Bir köylünün koyunları o bölgede otlama sonucu ölmüş. Köylü bunu şirkette dile getirince köylünün koyunlarını çok yüksek fiyata satın alarak gömmüşler. *Köylüler daha önce koyunların, balıkların, kuşların başına gelen ölümlerin kendi başlarına gelmesinden korkuyorlar. *Tesislerde akrabaları çalışan köylüler, akraba baskısı, aile baskısı ve devlet baskısı üçgeniyle korkuları arasına sıkışmış durumdalar. *Yetkililer her türlü yöntem ikullanarak işçiler ile köylüleri karşı karşıya getiriyorlar. Platform ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, tesisin hemen kapatılmasını, atık havuzunun teknik kontrol altına alınmasını ve bölgenin zehirden kurtarılmasını talep etti. (Kütahya/EVRENSEL)


SİYANÜR DAVASINA DEVAM EDİLDİ

Siyanürden zehirlendiklerini söyleyen Uşak Eşme köylülerinin 4 yıl önce açtığı dava önceki gün görüldü. Bölgede altın arama faaliyeti yürüten Kanadalı Eurogold’a bağlı Tüprag Madencilik şirketi ile köylüleri karşı karşıya getiren olay 2006’da meydana geldi. 26-28 Haziran 2006’da 1000’e yakın kişi hastanelere akın etti. Zehirlenmelerin siyanürlü altın işletmesinden kaynaklandığı yönündeki iddialar üzerine İzmir Tabip Odası ve Kimya Mühendisleri Odası temsilcilerinin bulunduğu bir heyet Eşme’de gönüllülerden kan örnekleri aldı. Ancak heyetin incelemeleri “yetkisiz” oldukları gerekçesi ile Valilik ve Eşme Kaymakamlığı’nca engellendi, kan örneklerine polis el koydu. El konulan örnekler geri verilmeyince yeni gönüllülerden alınan örneklerde normalin 40 katı kadar fazla siyanür tespit edilerek zehirlenmelerin siyanürden kaynaklandığı belirlenince köylülerden 4’ü şirket aleyhine tazminat davası açtı.

Mahkeme ise bilirkişiye başvurmadan davayı kapattı. Ancak karar Yargıtay’da bozuldu. Eşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında ise Kütahya’da meydana gelen çökme ile ortaya çıkan görüntüler de dava dosyasına konuldu. Bilirkişi raporunun sonucu beklenmesi için dava 7 Haziran’a ertelendi.

Eşme Ziraat Odası Başkanı Erdoğan Aydın madene yakın köylerde hayvan ölümlerinin sürdüğünü, geçen yıl 168 koyunun telef olduğunu, domates ve fasulyede 2 yıldır verim alamadıklarını söyledi. İnay Köyü’nden Sait Akçay ise 2 yıl önce köyde kısa süre içinde 557 kuzunun telef olduğunu tespit ettiklerini anlattı.


KANDIRMAYIN ARTIK BİZİ

Abdurrahman Yavaş (Köy Azası): Eti Gümüş işletmesinin yukarısı 500 metre ilerisinde taş ocağı var. Dinamitler patlatılarak taş kırılmktadır ve bu dinamitler fabrikanın 25 metre aşağısındaki fabrikada üretilmektedir. Eti Gümüş malzemesini yumuşatmak için bu dinamitlerden faydalanıyor. Fabrika barajlarınn 8 şiddetinde depreme dayanıklı olduğu söylüyorlar. Barajın patlama sebebi deprem mi, yağmur mu yoksa bu patlayıcılar mı?  

Kemal Tunç (Aliköy Belediye Başkanı):  Kaymakamlık olayı büyüttü, korkulacak bir şey yok. Burada 800 kişi istihdam ediliyor. Ben emekçilerin yanındayım ve bu insanların işsiz kalmaması için fabrika kapatılmamalıdır. Siz basın mensupları olayı büyütüyorsunuz, gelmenize gerek yok.  

Halil Özdemir (Mühendis, Üretim Şefi): ‘Üretimimizi durdurduk. En güçlü set, 1. set. 8 şiddetinde depreme dayanıklı. Devlet  bizi koruyor, panik olmaya gerek yok.  

Hasan Özdemir (Emekli): Bize yaşam alanı bırakın, kandırmayın artık bizi.


İLK DEĞİL SON DA OLMAYACAK

EGEÇEP tarafından yapılan açıklamada Bölgenin siyanürlü atığın yaratacağı bir çevre felaketi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi. EGEÇEP Dönem Sözcüsü Burçak Karaman Uysal tarafından yapılan açıklamada, üretim kapasitesi plansız bir şekilde artırılarak atık barajlarının yük yoğunluğunun artırıldığı vurgualandı. Bir maden kazasından sonra ne miktarda ve hangi tip siyanürün doğaya yayıldığını analiz etmenin güç olduğunu söyleyen Karaman Uysal, belirsizliklerle dolu kazanın sonuçlarının siyasilerin ve yetkililerin açıklamalarına bakılırsa daha da büyüyecek gibi göründüğünü ifade etti. Bu kazanın ilk olmadığı son da olmayacağını kaydeden Karaman Uysal, “felaketin başta Bergama’da olmak üzere diğer maden tesislerinde yaşanacak muhtemel felaketlerin habercisi olduğu bilinmelidir” dedi. Bergama’da hukuksuz bir şekilde sürdürülen kapasite artırımlarına yönelik dava süreçlerinin sürdüğü ibilgisini veren Karaman Uysal,Hükümeti hukuksuzluğun arkasına sığınarak sürdürmeye çalıştığı altın ve gümüş madenciliği ısrarından ve yağma ve talan politikalarından vazgeçmeye çağırdı. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Demiryolu çalışanları Ankara’ya yürüyor

SONRAKİ HABER

Abdullah Levent Tüzel’e destek artıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa