13 Haziran 2013 11:31

Katilleri efsaneleştirerek yaşamak

AKP Hükümeti iktidarda gücünü artırdıkça gerçek yüzünü göstermeye devam ediyor. Her geçen gün mevcut zihniyetin kendi karakterini gösteren işaretlerle karşılaşıyoruz.Kürt sorununun çözüme evrimle noktasında açığa çıkan umutlar, AKP gericiliğinin karakteri açığa

Katilleri efsaneleştirerek yaşamak
Paylaş
Ergin Doğru

AKP Hükümeti iktidarda gücünü artırdıkça gerçek yüzünü göstermeye devam ediyor. Her geçen gün mevcut zihniyetin kendi karakterini gösteren işaretlerle karşılaşıyoruz.
Kürt sorununun çözüme evrimle noktasında açığa çıkan umutlar, AKP gericiliğinin karakteri açığa çıktıkça kırılmaya başlıyor. Padişahlık özlemi içerisindeki Tayyip Erdoğan’ın dediğim dedik, istediğime hakaret ederim yaklaşımı sadece karakterini göstermekle kalmıyor, geliştirilmeye çalışılan sürecide zorluyor.
Padişah özentisi Tayyip ve ekibinin son pervasızlığı ise doğanın katli anlamına gelen boğaza yapılacak 3. köprü ile açığa çıktı. Doğayı katleden AKP ‘liler köprüye de bir katilin adını verdiler. Yavuz Sultan Selim adı verilen üçüncü köprü şimdiden Aleviler açısından “yezit” köprüsü olarak anılacaktır.
Gerçekleştirdiği katliam ile Alevi düşmanı olarak bilinen bir kişinin adının 3. köprüye verilmesi kararı devlet zihniyetinin değişmediğini bir kez daha gösterdi.
Aslında yabancısı olmadığımız bu yaklaşım yeni değil. Geçmişten bu yana inkarcı, imhacı zihniyet sahipleri, psikolojik savaşın bu kirli yöntemini uyguluyorlar.
İsimleri katliamlarla anılan kişilerin isminin Türkiye’de ve bölgedeki okul, kışla, viyadük, caddelere vb. yerlere verilmesi özel psikolojik harp yöntemidir, toplumsal barış yerine katliamcılarla övünülerek düşman arama-yaratma zihniyetinin sürdüğü görülüyor.
Şöyle bir düşündüğünüzde Muğlalı ismi katliamın yapıldığı Van’a konulmuştu, Dersim 38 cellatlarının ismi Dersim’de her köşeye verilmiştir. Alevilerin yaşadığı mahallelere Yavuz Selim isimleri konulmuştur.
Adeta katillerin isimleri her fırsatta mağdurların gözüne sokulmaktadır. İlk bakışta basit bir uygulama gibi gözükse de aslında psikolojik harbin rutin uygulamaları ile yüz yüzeyiz. Tüm bu uygulamalar ile katliam mağdurlarına verilmek istenen mesaj yönetenlere, resmi ideolojiye biat edin, yoksa geçmişteki gibi her zaman katledilirsiniz demektir.
Köprüye Yavuz Selim ismini veren zihniyet, kendi karakterini gösterirken aslında Alevileri de tehdit ediyor. Zira AKP, bu ülkenin önemli bir toplumsal kesimi olan Alevilerin celladı olan Yavuz ismini vererek gerçek bir toplumsal barıştan yana olmadığını göstermiştir.
Alevilerin ibadet evi olan cemevlerine “cümbüş evi” diyen, insanların bireysel yaşamını yönetmeye çalışan, Ebu Suud gibi katliam fetvacılarını öven, onun gibi fetvalar çıkaran  zihniyet bilmelidir ki Aleviler artık bu tehditlere boyun eğmeyecektir.
Katilleri efsaneleştirerek yaşamayı dayatanlar kaybetmeye mahkumdur. Demokratik bir gelecek, geçmişin acıları kaşınarak sağlanamaz.
Yeni süreç örülmeye çalışılırken her fırsatta yaralayıcı ve zehirli dil kullananların, katillerin adı ile Alevileri tehdit edenlerin başarılı olması mümkün değildir. Samimiyet gösterilecekse başta Yavuz Selim olmak üzere tüm katillerin isimleri verildiği yerlerden silinmelidir.
 

ÖNCEKİ HABER

İTÜ’lü hocalardan Gezi’ye destek

SONRAKİ HABER

Adana’da halklar, oyunlara gelmeyecektir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa