13 Haziran 2013 10:17

‘Hükümet direnişi bölmeye çalışıyor’

SDP’nin çağrısıyla bir araya gelen emek örgütleri, siyasi partiler ve kitle örgütleri, geçtiğimiz Salı günü hem Gezi Parkı hem de SDP’ye yönelik yapılan polis saldırısına tepki gösterdi.Bugün, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan SDP Genel Başkan

‘Hükümet direnişi bölmeye çalışıyor’
Paylaş

Bugün, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, SDP’ye yönelik tavrın direnişe yönelik yürütülen manipülasyon ve karalama kampanyasının bir perdesi olduğuna dikkat çekti.

Başbakanın direnişin başından itibaren, direnişi ayrıştırmaya yönelik, “Marjinaller”, “Çapulcular” ifadelerini kullandığını hatırlatan Turan, “Partimizin binası basılıp, parti üyesi olan ve olmayan pek çok arkadaşımızın gözaltına alındığı saldırı polis ve devlet güçleri tarafından hızla, “Samimi gençler- provokatörler” yaftası altında direnişin bölünmesinin bir aracı haline getirilmiştir” dedi.

SDP’nin uzun yıllardır devletin saldırılarına maruz kaldığını vurgulayan Turan, “SDP korku cumhuriyetine geçit vermeyecektir. Artık Türkiye'de farklı bir siyasi atmosfer kuruldu. Bu ülkeyi yönetenlerin, yönetimde tek başına olmadığı yeni bir siyasi atmosfer ortaya çıktı” dedi. Başbakanın son olarak dün yaptığı açıklamada, yine maddi zararlardan bahsettiğini söyleyen Turan, başbakanın oluşan maddi zararın değil, insan hayatını konuşması gerektiğine vurgu yaptı.

AKP MİTİNGLERİ ZAYIFLIĞIN GÖSTERGESİ

Toplantıya katılan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de, BDP ve HDK olarak SDP’ye yönelik saldırıyı kınadıklarını belirterek, “Bu ülkede devlet şiddeti hiçbir zaman yargılanmadı. Ama kendini savunanların mücadelesi olay oldu ve yargılandılar. Biz bunu Kürdistan’da çok yaşadık” diye konuştu.

İktidarın Gezi Parkı direnişçilerinin taleplerini anlamak yerine biber gazı ve copla müdahale etiğini belirten Tuncel, “Polis saldırmadıkça gördükki orda olay çıkmıyor” diye devam etti.

Başbakanın açıklamalarının  aksine Gezi Parkı direnişinin sadece çevre sorununa indirgenebilecek bir direniş olmadığını belirten Tuncel, “Bu hareket politik bir harekettir. Ekoloji politikası bundan sonraki yaşamımızı, toplum yaşantısını belirler. Bu yüzden toplumsal bir harekettir” diye ekledi. 

Başbakanın son açıklamalarıyla da direnişin esas özünü kavramadığının ortaya koyduğunu söyleyen Tuncel, bu yüzden hala çözüme uzak davrandığını dile getirdi. Hükümet yetkililerinin ve valinin “Marjinal grupları temizleyeceğiz” yönündeki açıklamalarına da tepki gösteren Tuncel, “Velev ki marjinaliz. Bu marjinallere işkence yapma, öldürme, tutuklama hakkını verir mi?​” diye sordu Tuncel gelinen noktada Başbakanın ülkeyi yönetemediğinin de ortaya çıktığını vurgulayarak, “Yüzde 50 oy almış bir partinin bir milyonu Kazlıçeşme’ye toplayacağını söylemesi gücünü değil, zayıflığını gösterir” dedi.

TOPLUM PSİKOLOJİSİNDE TRAVMA YARATACAK

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Eyüp Muhcu ise, halkın yaşam alanı ve Gezi Parkı’na sahip çıkmaları karşısında siyasi partilerin ve kitle örgütlerinin kayıtsız kalamayacağını vurguladı. Gezi direnişinin toplumun farklı kesimlerinin bir araya getirerek iktidarın karalama kampanyasının hedefi olduğunu dile getiren Muhcu, “Toplumun demokratik kesimlerinin taleplerini itibarsızlaştırmak girişiminde bulunmakla hükümet marjinal tavır sergiliyor” dedi. 

Referandum kararına da değinen Muhçu, “Referandum derken direnişi şiddetle bastırmanın hazırlığının yapılması da hükümetin niyetini net olarak gösteriyor” diye ekledi.

TTB Merkez Konsey Üyesi Hüseyin Demirdizen de, hekim örgütü olarak yaşanan polis saldırısının yaratacağı travmanın ileriki süreçte toplum psikolojisinde yapacağı etkiden endişeli olduklarını ifade etti. Gezi direnişinin farklı kesimleri bir araya getiren gerçek bir barış hareketi olduğunu vurgulayan Demirdizen, “Bu direniş insanların temel hak ve özgürlükler çerçevesinde yaşam hakkını, demokrasinin sadece seçim sandıklarıyla sınırlı olmadığını gösteriyor. Bütün ayrıştırıcı politikalara rağmen dayanışma duygusundan bir şey eksilmedi” dedi. Demirdizen, bu nedenle iktidarın atması gereken esas adımın toplumu değil, direnişteki insanların acil taleplerinin karşılanması olduğunu belirtti.

ORTAK MÜCADELE VURGUSU

SDP’ye yönelik saldırıyı kınadıklarını belirten DİSK İstanbul Temsilcisi Önder Atay, geçmiş dönemde DİSK’in de aynı saldırı politikalarının hedef olduğunu söyledi. AKP’nin saldırılarına devam edeceğini ifade eden Atay, “Bu yüzden DİSK olarak esas çağrımız hükümete değil birlikte mücadele edeceğimiz halkadır” diye konuştu.

KESK İstanbul Şubeler Temsilcisi Mustafa Turgut da, hükümetin gezi parkı direnişine yönelik saldırılarıyla toplumsal hareketlere gözdağı vermek istediğini kaydetti.KESK’in de  KCK VE DHKP-C operasyonlarıyla aynı saldırıları hedefi haline getirildiğini belirten Turgut, “Biz toplumun bütün kesimleriyle birlikte bu saldırılara birlikte karşı durmalıyız” dedi.

EMEP Genel Başkan Yardımcısı ve HDK Yürütme Kurulu üyesi Ender İmrek ise, devletin Türkiye’deki emek ve demokrasi güçlerinin yağma ve talana karşı verdiği mücadeleyi bastırmak istediğini ifade etti. Gezi direnişiyle Türkiye’deki emek ve halk hareketinin önünün alınamaz olduğunun ortaya konduğunu vurgulayan İmrek, tüm emekçilere ve halklara seslenerek demokrasi mücadelesi ve Türkiye’nin geleceği açısından ayrıştırıcı politikalara itibar etmemeleri çağrısı yaptı.

Toplantıda ESP Genel Başkan Yardımcısı Çiçek Otlu ve EHP Genel Başkanı Sibel Uzun da konuşurken, Taksim Dayanışması bileşenlerinin direnişçilere ve SDP’ye yönelik polis saldırısına da tepki gösteren deklarasyonu okundu. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kürdistan konferansına destek açıklaması

SONRAKİ HABER

Almanya’da emekliler geçim derdinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa