12 Haziran 2013 15:08

‘Sonunda hep meydan kazanır’

The Guardian yazarı Simon Jenkins, Türkiye’de yaşananları temel alarak, ‘siyasî liderler neden meydanlardan korkar?’ sorusuna yanıt aradı. Jenkins, “Bir meydanın ordusu yoktur. Oy veremez. Gidecek yeri de yoktur. Boş bir alandır. Ancak meydanlar iktidara muhalif bir işgali davet eder” sözleriyle başlayan yazısını “İşte Taksim de

‘Sonunda hep meydan kazanır’
Paylaş

 

Londra’da eski Başbakan Margaret Thatcher döneminde pek çok eyleme sahne olan Trafalgar Meydanı’nın uzun yıllardır siyasi eylemlere kapalı olduğunu yazan Jenkins, “Trafalgar sadece Belediye Başkanı’nı pohpohlayacak şovlar ve ticari gösteriler için kullanılıyor. Erdoğan bunu tüm kalbiyle onaylayacaktır” yorumunu yaptı.

Jenkins, “Erdoğan Taksim’i boşaltarak alışveriş merkezini kurabilir. Tıpkı Thatcher’ın, istediği vergileri koymak için Trafalgar’daki eylemleri dağıtması gibi” dedi ve yazısını şu sözlerle bitirdi: “Ama unutmayın bu Thatcher’a hiçbir iyilik getirmedi. Sonunda Meydan kazandı.”


‘ERDOĞAN İKTİDAR SARHOŞU’ FINANCIAL

Times’ın yorum sayfalarında yayımlanan David Gardner imzalı yazı “Erdoğan kendi partisini izlemeli, Taksim’i değil” başlığını taşıyordu.

“Erdoğan bu ulusal öfkeyi kendisini hedef alan bir komplo olarak değerlendiriyor olsa da, duruma göre farklı kozlar kullanmayı da bilen bir siyasetçi” diyen Gardner, bir yandan Gezi Parkı eylemcileriyle görüşmeye hazırlanan Erdoğan’ın öte yandan kendi yandaşlarını İstanbul ve Ankara’da düzenlenecek mitinglerle sokağa dökmeye hazırlandığını aktardı. Gardner, “Erdoğan, bir cumhuriyetin başbakanı. Oylarını arttırarak üç seçim kazandı. Eğer kendisini Tanrı’nın Türkiye’ye ve Müslümanlara bir lütfu olarak görüyorsa, bu yine de onu Hüsnü Mübarek ya da Çin’in komünist liderleri gibi bir siyasetçi yapmaz” dedi. 10 yılın ardından Erdoğan’ın iktidar sarhoşluğunda olduğunu yazan David Gardner, “Erdoğan kendisini Atatürk’le bir tutuyor. Atatürk muhteşem bir komutandı. Erdoğan ise, artık son savaşını veren bir komutana benziyor. Taraftarlarına, ‘büyük resmi görme’ çağrısı yapıyor, ama asıl kendisi hikayenin ana fikrini kaçırmış durumda” yorumunu yaptı. Erdoğan’ın bundan sonraki hedefinin başkanlık olduğunu yazan Gardner, AKP içindeki dengelerin Erdoğan için büyük önem taşıyacağını belirtti.


‘PUTİN’İN KİTABINDAN ÇIKMIŞ GİBİ’

INDEPENDENT gazetesinde yer alan analiz, “Müdahale bekleniyordu, beklendiği kadar da ağırdı” sözleriyle başladı. Yazıyı kaleme alan Luke Harding, dün yaşananları özetledikten sonra “Erdoğan’ın tepkisi, bir başka otoriter liderin tutumunu hatırlattı: Vladimir Putin. İzlediği kutuplaştırma taktiği, Putin’in ders kitabından çıkmış gibi” değerlendirmesini yaptı. Harding, “Protestocularla konuşmak yerine, onları komplo kurmakla suçladı. Muhalif gazetecilerin pek çoğu hapiste. Erdoğan dün uluslararası basını da kınadı. Partisi içinde Twitter’ı yasaklamaktan bile bahsedenler oldu” dedi. “Erdoğan da Putin gibi 10 yıldır iktidarda. Farkı ise, Putin’in tersine, iktidarının demokratik bir dayanağı var. 2011 seçimlerini kazanmasından bu yana, toplumu ‘İslamileştirme’ projesi yürütüyor” diye yazan Harding, yazısının sonunda “Dün Taksim Meydanı gaz bulutu altındayken Erdoğan Türkiye’de protesto hareketinin sona erdiğini söyledi. Çok yanılıyor. Ülkenin sivil toplum hareketi bundan böyle sindirilemez” ifadelerine yer verdi.

‘PROTESTOLARI CİDDİYE ALMADI’

INDEPENDENT gazetesinin yorum yazısında, “Erdoğan sert ve yanlış oynuyor” değerlendirmesi yapıldı. “Türkiye’deki protestolarla Arap Baharı arasında herhangi bir benzerlik varsa o da iktidarı beklenmedik şekilde sorgulanmaya başlanan bir liderin ölçüsüz tepkisi” sözleriyle başlayan yazı şu saptamayı yaptı: “Kendi ifadesiyle, protestoculara karşı ‘anlayacakları dilden’ konuşmak Erdoğan’a kendi tabanında prim sağlayabilir ama bu kısa ömürlü olacaktır. Çevreci bir hareketin ülkenin düşmanları tarafından gasp edildiğini savunmak da gerginliği azaltıcı bir tutum değil. Sert tepki ve muhalefeti ‘halk düşmanı’ ilan etmek, köşeye sıkışmış liderlerin geleneksel savunma mekanizmasıdır ve genellikle geri teper. Sadık bir siyasî tabanı olan Erdoğan İstanbul’da başlayan protestoları ciddiye almadı. Bu, pişmanlık duyacağı bir karar olabilir.”

 


İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: BARIŞÇIL ÇÖZÜME DARBE

TAKSİM’deki protestolara polisin sert müdahalesi İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) tepkisine neden oldu. Örgüt, polisin sert müdahalesini sorunun barışçıl yollardan çözümüne darbe olarak nitelendirdi. Açıklamada, “Türkiye hükümetinin kararı ile Taksim Meydanı’ndaki barışçıl protestoculara karşın binlerce çevik kuvvet polisinin göz yaşartıcı gaz ile müdahalesi hükümet ile protestocular arasında barışçıl bir diyalog çabalarını da ortadan kaldırmıştır” sözlerine yer verildi. HRW’nin Türkiye masasına bakan Emma Sinclair-Webb, protestocuların çoğunlukla barışçıl kişilerden oluştuğunu ifade etti ve “Başbakanın sabah yapmış olduğu konuşma göz yaşartıcı gazına yeşil ışık yakmaktı” dedi.

BEYAZ SARAY: KAYGIYLA İZLİYORUZ

ABD yönetimi, Taksim’de yaşanan olaylarla ilgili açıklama yaptı. Beyaz Saray Sözcüsü Caitlin Hayden, ABD yönetiminin Türkiye’deki olayları kaygıyla izlediğini, barışçıl protestoları da içeren ifade ve toplanma özgürlüğünü desteklemeye devam ettiklerini bildirdi. Açıklamada, Türkiye’nin uzun süreli huzur ve güvenliğinin ifade, toplanma, örgütlenme gibi temel özgürlüklerin sağlanması ve bağımsız bir medyayla garanti altına alınabileceği kaydedildi. Türkiye’nin ABD’nin çok yakın bir dostu ve müttefiki olduğu hatırlatılan açıklamada, “Türk yetkililerin bu özgürlüklerin yanında olmasını bekliyoruz” ifadelerine yer verildi.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI GÖSTERİLMELİ

GEZİ Parkı eylemleri Birleşmiş Milletlerin de (BM) gündeminde yer aldı. New York’taki BM Genel Merkezinde günlük basın toplantısı düzenleyen BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un Sözcüsü Martin Nesirky, Ban’ın konu ile ilgili yaptığı açıklamayı şöyle özetledi: “Genel Sekreter sükunet çağrısı yapıyor. Farklılıklara diyalog yoluyla yaklaşmanın önemini vurguluyor. Demokratik devletin temel ilkelerinden olan gösteri hakkı ve ifade özgürlüğüne saygı gösterilmeli. Protestolar barışçıl olmalı” dedi.

FRANSA: ‘ÖLÇÜLÜ OLMAYA’ ÇAĞIRDI

DIŞİŞLERİ Bakanı Laurent Fabius, dün sabah katıldığı bir televizyon programında Türkiye konusunda kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Fabius, Fransa’nın Türkiye hükümetini bir kez daha olayları yatıştırmaya ve ölçülü olmaya çağırdığını söyledi. Fabius, “Olayları demokratik şekilde yatıştırmak gerekiyor” ifadelerini kullandı. Türkiye hükümetinin olayları yatıştırmak yerine “çürümesine” oynadığı izlenimi verdiği görüşünü dile getiren Fabius, “Demokrasilerde diyalog gerekir” dedi. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

‘AKP mitingleri gerilimi artırabilir’

SONRAKİ HABER

İsyancılar Şii köyüne saldırdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...