9 Haziran 2013 10:53

İşçilerin gazetesi Evrensel aracılığıyla çağrımızdır

GAMAK’tan bir grup işçi

Hatta biz tepkileri arttırınca da fabrika bahçesinde bulunan polis şefleriyle görüşerek, dışarda bize destek olmak için bekleyen EMEP Ümraniye ve Sancaktepe ilçe yönetici ve üyelerine yönelik olarak isim vererek “arkadaşlar rica ediyorum bazı işçi arkadaşları Emek Partisi kışkırtıyor” diyorlar. 10-15 metre uzağa gidin diyerek polisin dolduruşuna geldiler. Emek Partisi kışkırtıyor dedirten polisin ta kendisiydi. Gerisi şube başkanının kuruntusudur. 1989-1990 dan bu yana GAMAK işçileri Emek Partisi’ni çok iyi tanıyor. Üstelik EMEP’li bir işçi arkadaşımız Hacı Patlar işten atıldı. Bu 1990 grevimizin en kara lekesidir. Emek Partisi ve Evrensel gazetesi hep onurlu işler yaptılar. En zor anlarımızda bizim yanımızda oldular bizi aydınlattılar. Yeri geldiğinde sendikal bürokrasinin iç yüzünü, onun ihanetini, sendikal rekabetten dolayı işçilerin sendikalara olan güvensizliğinin sendikal harekete verdiği zararın yol açtığı tahribatın sonuçları üzerinden hep birlik vurgusundan başka bir şey düşünmediler. Kapı önünde güvenlikçilerimizle cebelleştiler. Bize ulaşmak için servislerimizin içine girdiler. AKP hükümetinin ve sermayenin işçi düşmanı politikalarının tüm vahşiliğini gözlerimizin önüne serdiler. Çelik-İş bu olumlu ve onurlu tutumu sahiplenme yerine hala bazı arkadaşlarımızı kastederek “Falan işçi Ümraniye’de lokantası var. Öteki işçi araba satıyor. O işçi ek iş yapıyor. Zaten fabrikadan ayrılmanın yoluna bakan işçiler var. Onlar hep patronu yuhluyor, protesto ediyor. Yazıklar olsun onlara” diyerek imzaladıkları, hem de arkamızdan bizden habersizce imzaladıkları sözleşmeyi savunmaya çalıştılar.
Defalarca “Sendika istifa” sloganı atan arkadaşlarımızın hiç biri ek iş yapan ve işten ayrılmayı düşünen değil, 1990 yılından buyana 6 dönemdir sendikamızın kapalı kapılar ardından patronla el ele kol kola imzaladıkları sözleşmelere öfke duyan arkadaşlarımızdır. Hak kayıplarına, sosyal hakların ortadan kaldırılmasına karşı öfkesini dile getirmek bu suçlamaları gerektirmiyor. Sabah erkenden polisi fabrikaya çağırmak sendikacıların işi olamaz. Sendikalar masasının maşası sendikacıda olamaz. Aidatlarımızla orda olanlar bize iftira atamaz, bizi suçlayamazlar.
Ayrıca Türk Metal Sendikası ve sendikamızın bu tavrı da MESS’in saldırılarına davetiye çıkarmıştır. Oysa biz en az 500 işçi bu grevi aylarca sürdürmeyi umut ediyorduk. El altında 250 işçiyi arkadaşımızı yıllarca sadece ücret sendikacılığının bilinci verilerek temiz inançları sömürülerek cemaat, tarikat ilişkileri üzerinden örgütleyip onları fabrika içine sokmaya çalışanlar, ikilik yaratmaya çalışanları asla affetmeyeceğiz.  Biz GAMAK işçileri olarak Evrensel Gazetesi aracılığı ile şu çağrıyı yapıyoruz. “Tüm metal işçileri hiçbir sendika ve konfederasyon ayırt etmeden hepiniz bizim sınıf kardeşimizsiniz. Sözleşmemizin üç yıl olmasından utanç duyuyoruz. Hepinizden özür dileriz. Biz 1990 yılı grevindeki kayıplarımızı telafi etmek ve sizlere onurlu ve iş güvencesini garantiye alan bir TİS örneği bırakmak istedik. Bunu başaramadık. Er ya da geç daha mücadeleci bir sendikayı tercih edeceğiz. Çelik-İş sendikası bürokratlarını kendi başlarına bırakacağının sözünü veriyoruz. Son sözümüz Evrensel Gazetesi bizim gazetemiz. Ona sahip çıkalım sonsuz şükranlarımızı sunalım. Dostumuzu düşmanımızı iyi tanıyalım.

Evrensel'i Takip Et