Taksim ve Tahrir arasındaki ortak nokta: Özgürlüğe olan açlık
Taksim Gezi Parkında nelere şahit oldunuz? Şahit olduğunuz atmosfere ilişkin neler söyleyebilirsiniz?
Devasa bir kalabalığın demokratik haklarını geri alabilmek için nasıl kararlı olduğunu gördüm. Kimi açıklamaların aksine, oradakilerin çoğunluğu herhangi bir politik örgüte üye değil. Bu spontane (kendiliğinden) gelişen bir ayaklanma. Gösteriler tamamen barışçıl. Çevreye zarar vermek isteyenleri yine gençlerin durdurduğunu gördüm. Bu benim için olumlu bir durum.
Tahrir ve Taksim Meydanları arasında kimi benzerlikler olduğu söyleniyor. Sizce benzerlikler veya farklılıklar neler?
Temel benzerlik, alanlardaki atmosfer. İnsanlar gayet barışçıl bir şekilde haklarını istiyor. Aynı Tahrir’deki gibi insanlar kendiliğinden sabaha karşı meydanları temizlemeye başlıyorlar. Temel farklılık ise Tahrir Meydanındaki gösterilerin daha örgütlü olması. 6 Nisan Gençlik Hareketi Tahrir için hazırlandı ve ne istediklerini biliyordu. Taksim’de ise bu durumdan daha azı var. Tekrar söylemek gerekirse, kendiliğinden gelişen bir tablo. Taksim ve Tahrir’deki insanların ortak noktası demokrasi ve özgürlüğe olan açlığıydı.
Başbakan Erdoğan göstericiler için ‘çapulcu’ ifadelerini kullanıyor. Mübarek de buna benzer açıklamalar yapmış mıydı?
Bazı diktatörler, örneğin Mübarek gibi, Erdoğan’ın da benzer açıklamalar da bulunması şaşkınlık verici. Onlar protestocuları ‘terörist’, ‘çapulcu’ ve ‘dış güçlerin adamları’ olarak niteliyor. Eğer Erdoğan böyle düşünüyorsa, ne olduğunu tamamı ile kavrayamadığındandır.
ARAP BAHARI’NDAN TÜRKİYE’YE MESAJ
Hükümet halkın taleplerini duymazlıktan geliyor. Sizce bu ne kadar sürdürülebilir?
Dünya artık değişiyor. İnsanlar artık çoğunluğun, dini liderlerin veya diktatörlerin emirlerini kabul etmiyor. Arap Baharından doğan bu mesaj şimdi Türkiye’de veriliyor. Parlamentoda çoğunluğa sahip olman, diğer kesimleri görmezden gelebileceğin anlamına gelmez. Türkiye’de şu an olanlar, kendi gizli gündemlerini hayata geçirmek için çoğunluğu suistimal eden tüm diğer hükümetlere bir uyarıdır.
Türkiye’nin 60’tan fazla şehrinde gösteriler olmasına rağmen ana akım medya protestoları görmezden geldi. Bunun hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Medyadaki sessizliği görünce şok oldum. Bu sansür ya da otosansür, Türkiye demokrasisinde çok yanlış şeyler olduğunun bir işaretidir. Eğer sen yüz binlerce insanın sokaklardaki gösterilerini görmüyorsan, gazeteci olarak nitelenmeyi hak etmiyorsun.
Mısır’da işçiler greve giderken bir yandan da kitlesel protestolar gerçekleşti. Türkiye’de ise ilk önce protestolar, sonrasında grev kararları alındı. Sizce, sonraki süreç açısından grevlerin nasıl bir etkisi olur?
Geçen hafta İstanbul’a gelmeden önce Belgrad’daydım. 2000 yılında Sırbistan’da yapılan genel bir grev sonucu Miloseviç istifa etmek zorunda kalmıştı. Mısır’da ise dengenin bozulması yönünde daha kitlesel gösteriler oldu. Ben Erdoğan’ı Mübarek veya Miloseviç’le kıyaslamak istemiyorum. Erdoğan seçilmiş bir başbakan ve en azından Türkiye’de güzel işler de yaptı. Fakat şimdi geri bir adım atmanın ve halkı dinlemenin zamanıdır.
Mısır halkının Erdoğan’a bakışı nasıl?
Erdoğan Mısır’da bir kahraman. Devrimden sonra Mısır’a geldi. Çoğu Müslüman Kardeşler üyesi, ülkeye geldiğine sevindi ancak laik bir devletin önemli olduğunu söylemesine kızdı. Yani çoğu Müslüman Kardeşler taraftarı ona tapıyor diyebiliriz. Şimdi, Türkiye’deki bu zalim politikaları, basının sessizliğini ve Erdoğan’ın olanlara karşı tepkilerini görünce şok oldular.
Taksim’deki gelişmelerle ilgili Müslüman Kardeşler ne diyor?
Müslüman Kardeşler, Taksim’deki göstericileri suçluyor. MK, başarılı bir İslamcı hükümetin devrilmek istendiğini düşünüyor. Eminim ki onlar, Mursi’ye karşı Mısır’daki gösterileri nasıl bir komplo olarak görüyorsa, Türkiye’deki gösterileri de İslamcı bir hükümete karşı batı komplosu olarak görüyor. Bu elbette inanılmaz. Taksim, MK için çoğunluğun diktatörlüğünü kabul etmeyen insanlardan bir uyarıdır.
MISIR HALKI TAKSİM’İ DESTEKLİYOR
MISIR halkının Türkiye’deki gelişmelere bakışı nasıl?
Çoğu aktivist Türkiye’deki protestocuları destekliyor. Onlar ortak talepleri olduğuna inanıyor: özgürlük ve demokrasi. Mısır’dakiler, Mursi ve hükümetine bir uyarı olarak Türkiye’yi izliyor. Mısır’da Müslüman Kardeşler de temel özgürlükler üzerinde çelişkiler yaratarak çoğunluğunu kötüye kullanıyor. Demokratik kitle örgütleri üzerindeki baskı bir örnektir. İkinci olarak, Türkiye’de -ılımlı olsa bile- İslamcı bir hükümetin halkın tepkisiyle İslami bir ajandayı yürürlüğe koyamamasını ilham verici olarak buluyorlar. Bu yüzden çoğu Mısırlı Türkiye’de olanları oldukça olumlu buluyor.
Evrensel'i Takip Et