02 Haziran 2013 09:06

Senden büyük halk var!

Polisin Gezi Parkı’ndaki vahşi saldırısından sonra Türkiye’nin dört bir yanında sokakları dolduran halk, hükümete geri adım attırdı.Polisin vahşi saldırısından sonra Taksim’e akan on binler polise ve hükümete geri adım attırdı. Biber gazı ve tazyikli suyla müdahale, çok sayıda göz altı ve yaralıya rağmen

Senden büyük halk var!
Paylaş

Polisin vahşi saldırısından sonra Taksim’e akan on binler polise ve hükümete geri adım attırdı. Biber gazı ve tazyikli suyla müdahale, çok sayıda göz altı ve yaralıya rağmen iki günlük direniş sonucunda, polis Taksim Meydanından çekilmek zorunda kaldı. Birçok ilde çatışmalar gün boyunca devam ederken, bazı illerde de polis geri çekilerek alanı direnişçilere bıraktı. Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşmada üslubunu bir ölçüde değiştirdiği hissedilirken Topçu Kışlası projesindeki ısrarını sürdürdü. Cumhurbaşkanı Gül de Başbakan Erdoğan’ı arayarak yaşananlara ilişkin kaygılarını dile getirdi. İçişleri Bakanı Muammer Güler ise yaptığı açıklamada, “orantısız güç” kullanan polisler hakkında inceleme başlatılacağını ifade etti. Önceki gün Taksim Gezi Parkında yaşanan polis saldırısı, bardağı taşıran son damla oldu. Hükümetin halkı dikkate almayan, “Ben yaptım, oldu” anlayışına karşı biriken öfke ülkenin her yanında sokaklara taştı. Ve halk hükümete geri adım attırdı.

HALK TAKSİM’DE!

Geçtiğimiz gün sabah saatlerinde yaşanan polis saldırında çok sayıda kişi yaralanmış ve göz altına alınmıştı. Ancak saldırının, artık iktidara bile “biraz fazla gaz kullanılmış olabilir” dedirten boyutu, toplumun büyük kesiminin tepkisini çekti. On binler Taksim’e aktı. Solcusundan ulusalcısına, ‘sosyalist’inden İslamcısına farklı siyasal görüşlerden emekçi, aydın ve sanatçılar İstiklal Caddesinde buluştu. Gün boyunca süren çatışmalar sonucu polis Taksim Meydanından çekilirken halk meydana girdi. Polisin çekilirken gaz bombası atmayı sürdürmesi dikkat çekti. Ayrıca helikopterle yapılan müdahalede Taksim Meydanı’na gaz bombaları atıldı. İlk defa bir eylem ya da mitinge helikopterle gaz bombası atıldığı görüldü. Eylemler sonrasında resmi rakamlara göre sadece Taksim’deki eylemlerde 12 yaralı 63 gazete var. Gerçek rakamların bunun çok daha üstü olduğu tahmin ediliyor. Türkiye genelinde ise yaralı sayısının 100’e yakın göz altıların ise yüzlerce olduğu ifade ediliyor.

SANDIK DEMOKRASİSİ!

Başbakan Erdoğan ise Gezi Parkı eylemlerine ilişkin açıklama yaptı. Demokrasinin ve tepkinin sadece sandıkta olabileceğini iddia etti. Bu yaklaşımla bütün eylemleri yasadışı ilan eden Erdoğan’ın, diğer yandan süngüsünün düştüğü görüldü. Topçu Kışlası’ndan vazgeçmeyen Erdoğan, eylemlerin bitirilmesini ‘rica’ etti.   Başbakan Erdoğan, “Biber gazı araştırılıyor, burada bir yanlış var eyvallah ama yeri geldiğinde kurallara göre onu da kullanacağız” dedi. “Demokrasiler milletin oylarıyla azınlığın iş başına geldiği iktidarlar değildir. Çoğunluğun iş başına geldiği iktidarlardır. Türkiye’de parlamenter sistem tıkır tıkır işliyor” diyen Erdoğan, bunun dışındaki eylem, ifade ve gösterilerin demokrasiye aykırı olduğunu, azınlığın çoğunluğu baskı altına alma girişimleri olduğunu iddia etti. “Hiç kimsenin ağaçları kesiliyor bahanesiyle yola çıkıp Türkiye’yi germe hakkı yoktur” dedi. Gezi Parkı’ndaki direnişin “5-6 ağaç meselesi” olmadığını söyleyen Erdoğan, “Tam aksine olay Gezi Parkı’ndan çıkarılarak şu anda gelindiği nokta ideolojiktir. Nedir bu ideoloji; acaba biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni alabilir miyiz, acaba biz... Ana Muhalefetin Genel Başkanı, ‘Hükümet istifa, polisini oradan çek’ diyor. Polis orada dün vardı, bugün de olacak, yarın da olacak. Taksim Meydanı aşırı uçların cirit attığı yer olamaz” diye konuştu.

ÜSLUP DEĞİŞTİ

Gezi Parkı’ndaki polisin uygulamalara tepki gösteren ülkeleri de eleştiren Erdoğan, “Bize tavsiyede bulananlar önce kendi ülkelerine baksınlar. Olay aşırılığa kaçınca bizde bunun karşısındayız. Burada bir aşırılık söz konusudur. Bütün görüntüler incelenecek ve atılması gereken adımlar atılacaktır” dedi. Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Gezi Parkı’nda AVM yapılacağını söylemesine rağmen bu sefer geri adım atarak, kesin bir karar olmadığını açıkladı. Bir yandan Gezi Parkı ve AKM’nin yıkılması gerektiğini söyleyen Erdoğan’ın diğer yandan süngüsünün düştüğü görüldü. Geçtiğimiz günlerde eylemcilere meydan okuyan üslup yerini ricaya bıraktı: “Ben bu eylemlerin derhal sona erdirilmesini, eylemcilerden rica ediyorum”. (HABER MERKEZİ)


GÜL’DEN TAKSİM AÇIKLAMASI

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Taksim’deki polis saldırısına ilişkin yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’la görüştüğünü belirtirken şunları söyledi: “Demokratik bir toplumda tepkiler istismara mahal vermeyecek şekilde kurallara uyarak, sağduyu ve sükunet ile verilebilmeli; buna mukabil yönetenler de farklı düşüncelere ve kaygılara kulak vermek için daha çok çaba sarf etmelidir. Bu sabah başta Sayın Başbakan olmak üzere ilgili hükümet ve devlet yetkilileri ile görüşerek bu hususları kendileriyle de paylaştım. Sükunetin sağlanması ve konunun yeniden bizlere yakışır bir şekilde tartışılarak neticelendirilmesi için herkesin üzerine düşeni ivedilikle yapacağına inanıyorum.”

TOMA'LARA MI GÜVENİYORSUN?

BAŞBAKAN Recep Erdoğan'ın "Birisinin burnu kanarsa sorumlusu CHP olacaktır" açıklamasına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle cevap verdi: "Neye dayanarak bunu söylüyor? Polisine güvenerek mi söylüyor? TOMA'lara güvenerek mi bunu söylüyor? Devletin görevi yurttaşın güvenliğini sağlamaktır. Devletin görevi, eylem yapan yurttaşın hakkını korumaktır. Ağacına sahip çıkanın üzerine biber gazıyla mı gidilir? Polisle mi gidilir? Panzerle mi gidilir? Recep Tayyip Erdoğan'ın bu milletin yakasından düşmesi lazım." Kılıçdaroğlu ev CHP Milletvekilleri de polis çekildikten sonra Taksim'e geçti.

EMEP: MEN DAKKA DUKKA

EMEK Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da yaptığı açıklamada, tepkilerin hükümetin politikalarına karşı yükselen bir isyan olduğunu söylerken, “Erdoğan’ın ‘Tamamı kendisini Müslüman olarak nitelendirilen ama demir yumruğunu kendi kardeşlerinin kafasına indiren modern Firavunlar’ dediği Arap diktatörlerinden hiçbir farkı yoktur. Türkiye halklarının da, diktatörlerini deviren Arap halkları kadar mücadele deneyimi vardır. Başbakan Erdoğan’ın Beşşar Esad’a söylediği gibi, ‘Ya Erdoğan, men dakka dukka’... Yani, eden bulur!” diye konuştu.


ÖFKE DÖRT BİR YANDA

STANBUL’daki saldırı ülke genelinde de yankı buldu. Tencere ve tavalarla gece saatlerinde evlerinden sokaklara inen halk dört bir yanı “Hükümet istifa” sloganlarıyla inletti. 1996 yılındaki Susurluk kazasıyla gözler önüne serilen devlet-mafya-polis üçgenine tepki olarak yapılan “1 dakika karanlık” eylemlerini hatırlatın ışık söndürme eylemleri yapıldı.
Tüm Türkiye adeta Taksim oldu. Öyle ki Manisa’dan Ankara’ya, Hatay’dan Van’a ve İstanbul’un ilçelerine kadar pek çok yerde halk gece gündüz demeden sokağa çıktı. Diyarbakır ve Van başta olmak üzere bölge illeri de saldırılara sessiz kalmadı. Kendilerinin de sık sık deneyimlediği polis terörüne ve hükümete tepki gösterdi.
-‘Hükümet istifa’ sloganlarını atan Hataylılara, polis biber gazı, tazyikli su ve TOMA’larla müdahale etti. Binlerce insan sokaklara döküldü. Yapılan eylemde AKP’nin Suriye politikalarına tepki ön plana çıktı.
- İzmir’de, önceki gece başlayan eylemler sabaha kadar sürdü. 10 bin kişi Gündoğdu Meydanı’nda toplandı. Ardından halk, Basmane Meydanı’ndaki AKP Konak İlçe Binası önüne yürüdü. Polis ise müdahale etti.  Alsancak’taki çatışma sabaha kadar sürdü. Aralarında gazetemiz Muhabiri Metehan Ud’un da bulunduğu 96 kişiyi gözaltına aldı.
- Ankara'da sabaha kadar süren çatışmalarda polis aralarında tiyatro sanatçılarının da bulunduğu yaklaşık 70 kişiyi gözaltına aldı. Çatışmalarda çok sayıda kişi yaralandı. Polis müdahalesinden önce sokak lambalarının kapatılması dikkat çekti. Gündüz saatlerinde de çatışmalar devam ederken binlerce kişi Başbakanlık binasına doğru yürüyüşe geçti. Büyük bir 'polis ordusu' Başbakanlığı koruma altına almaya çalışıyor.
- ODTÜ’lü öğrenciler de ayaktaydı. Yüzüncü Yıl mahallesinde Akay Kavşağı’nda yapılan eyleme, polis müdahale etti. Gözaltını görüntülemek isteyen Gazetemiz Muhabiri Gökhan Uysal polis tarafından darp edildi. Cop ve yumrukla muhabirimize müdahale eden çevik kuvvet, küfür ederek de sözlü tacizde bulundu. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde yurtta kalan öğrenciler ellerinde tencere ve tavalarla yurt önünde toplandı ve sabaha kadar eylem gerçekleştirdi. Ayrıca, CHP, İşçi Partisi ve MHP Güvenpark’ta birlikte eylem gerçekleştirdi.
- Kayseri’de de Anayurt mahallesinde eylem yapıldı. 50 kişiyle başlayan eyleme kısa sürede bini aşkın kişi katıldı. Polis müdahalesi sonucu 9 kişi gözaltına alındı.
- Eskişehir’deki protestolara da polis saldırdı. 120 kişi gözaltına alınırken onlarca kişi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Yaralılar arasında iki de avukat bulunuyor. Dersim, Kocaeli, Mersin, Muğla’da da eylemler gerçekleşti.


- Gezi Parkı’na girmeyi başaran halkın üzerine helikopterlerden yoğun bir şekilde biber gazı atıldı.
- ABD’deki gösteride bir araya gelen Türkiyelilerin arasına Basketbolcu Mehmet Okur da katıldı. ‘Demokrasiyi savun’ ‘Mazlumlara karşı şiddeti durdur’ gibi pankartlar taşıyan insanlar, Türkiye’deki direnişe selam yolladı.
- Koç Üniversitesi Rektörü, hafta sonunda yapılacak sınavlar konusunda öğrencilere e-posta gönderdi. İstanbul’daki olağanüstü duruma dikkat çeken rektör, hafta sonu yapılacak sınavlara katılamayan öğrencilerin sağlık raporu almadan da telafi sınavlarına gireceklerini belirtti. Ayrıca Yeditepe, Bilgi ve Bahçeşehir Üniversiteleri de hafta sonu gerçekleşecek sınavları ertelediğini duyurdu.
- Sanatçılar da hem alandan hem sosyal ortamdan gösterilere büyük destek verdi. Duman grubu son birkaç gündür süren polis şiddetini protesto etmek için bir şarkı besteledi. ‘Eyvallah’ isimli şarkı kısa sürede binlerce kişi tarafından dinlendi.
- Özellikle Cihangir çevresi başta olmak üzere İstiklal, Fulya, Harbiye, Kurtuluş’ta halk önceki gece protestoculara kapılarını açtı. Taksimde polis müdahalesiyle binalara çekilen kalabalık, sabaha kadar açık tutulan işyerlerinde sabahladı.
-  Amerikalı Filozof Noam Chomsky ve İngiliz Felsefeci Stephen Mumford da yaptıkları açıklamalarla Türkiye halkına selam yolladı. Chomsky, “Devlet otoritelerinin İstanbul’un merkezi Taksim’de barışçıl gösterilere karşı acımasız tedbirlere basvurmasını kınayan, temel insan haklarını koruyan Af Örgütu ve diğer protestolara katılıyorum” dedi.
-  Sanatçılar Girişimi, yayınladığı sert mesajla yaşananları müdahaleyi protesto etti: “Sömürücü neoliberal soygunculuğun Türkiye’deki uzantıları efendileriyle birlikte defolup gidecektir.”
-  Bulundukları şehirlerde sanatçılar, dizi setlerini de erteleyerek gösterilere katıldı. ‘Salih Kuşu’ ve ‘Benim İçin Üzülme’ isimli diziler dün iş başı yapmadı.
- Oyuncu Ayçin İnci, Antakya’da müdahaleyi püskürten halkın polise “5 dakika içinde ya dağılırsınız ya da dağıtırız” şeklinde uyarıda bulunduğunu twitter adresinden paylaştı.
-  Hopa Parkı’nda toplanan yüzlerce kişi, hükümet aleyhine sloganlar attı.
-  Ünlü Hollywood Yıldızı Bruce Willis, Twitter adresinden “Herkes bildirsin... Türkiye’de basın çalışmıyor... İnsanlar sokaklarda ölüyor? Türkiye acı çekiyor! Tweet atın lütfen...” sözleriyle yaşananlara duyarsız kalmadı.
-  Beşiktaş’lı Oyuncu Manuel Fernandes, Galatasaraylı Didier Drogba, Yekta Kurtuluş, Felipe Melo ve Dany Nounkeu Twitter adreslerinden Taksim’deki eylemcilere selam yollayarak destek sundu.
-  İstanbul’a diğer illerden polis desteği geldi. Uçaklarla polislerin ve gaz bombası gibi malzemelerinin İstanbul’a taşındığı belirtildi.
- Emniyet gösterilere tüm gücüyle saldırdığı sırada, bir polisten gelen öneri dikkat çekti: “TOMA ve panzerlerin egzozuna ıslak bez sokulursa motorları duruyor. Camları beyaz boyayla boyanırsa tamamen etkisiz kalıyorlar. İnsanlar TOMA’ları yumruklayarak güçlerini harcamasınlar, söyleyin. Arkadaki polisler eylemcilerin TOMA’ya taş atarak güçlerinin bitmesini bekler hep.”
-  Emniyet-Sen İstanbul Şubesi de, saldırgan polislere şu uyarıyı yaptı: “Meslektaşlarımızı uyarıyoruz. Zor kullanmayı aşan müdahalelerden kaçının. Emri verenler arkanızda durmaz!”
-  Redhack de milletvekillerinin cep telefon listelerini yayınlayarak mücadeleye desteğini sürdürdü. Redhack’in açıklaması şöyle: “Özel hayata kesinlikle bir müdahalemiz yok, zaten ‘milletin’ vekilinin ‘milletten başka’ ne özel hayati olabilir ki? Zaten o sebeple ‘zor’ değil mi vekil olmak? ”

ÖNCEKİ HABER

Nakış işçisinden grev motifi

SONRAKİ HABER

Kadınlar gerçek bir eşitlik için mücadele ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...