Bir demir parçası başına dikilerek zincirlenmiş haldeyiz
İlla ki sosyal bir varlık olmamız sebebiyle biz de çeşitli sosyal etkinliklere ihtiyaç duymaktayız. Ancak; nakış sektöründe çalışan işçiler, haftanın 7 gününden sadece pazar günleri çalışmayıp diğer 6 gün boyunca, her gün 12 saat çalıştırılıp verdikleri emeğinin karşılığını alamayıp, bütün sosyal faaliyetlerden uzak kalmaktadırlar. İşverenlerin yılardır süren bu tür çalışma prensiplerine dur diyerek, bizlere yol gösterici olan ve aramızdaki birlik ve beraberliği sağlayan arkadaşlarımıza yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu ağır koşullarda çalıştırılıp aynı zamanda patronların işçilerin maaşlarının belirlenmesi, işçinin yapmış olduğu işin az ya da çok yapılmasıyla her vardiya değişiminde randıman defterine yazılarak belirlenir. Bu nedenlerden dolayı işçiler paydoslarda bile çalışmak zorunda bırakılıyor. Sadece evini geçindirebilmek, çocuklarının istekleri karşısında başını öne eğdirmemek maksadıyla bu şartlara katlanmak zorunda bırakılıyoruz. Cenazelerimizden, hastalarımızdan, düğünlerimizden ailevi sorunlarımızdan ve arkadaş ortamlarımızdan uzak bir hayat yaşıyoruz. Sosyal faaliyet denilince bizler için sadece adını bilip onu uygulamaktan bile bahsedemediğimiz, çok kısa zaman dilimleri içerisinde tek faaliyetimiz ailemizle, çocuklarımızla geçirdiğimiz çok kısa bir zaman dilimidir. Oysa zamanımızın hepsi bir demir parçası başına dikilerek zincirlenmiş bir haldeyiz. Bu işe emek verip hayatının en güzel gençlik yıllarını bu şekil devam ettirmeye mahkum bırakılıp sonra da en ufak bir sorunda çıkartılıp hiç bir işçi hakkından faydalanmayarak kapı önüne atılıp kolaylıkla bırakılabiliyoruz. Ve ne yazık ki bu durum hakkımızı savunacak bir kuruma bağlı bulunmadığımızdan dolayı kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu yıllarda ülke şartları herkesin malumu yerimize de kaçak işçi çalıştırılıp düzeni devam ettirmektedirler.
İşte bu şartlarda 3 bine yakın nakışçı arkadaşımız bu tür şartlarda hayatını devam ettiriyordu ama bu sürecin başlamasıyla adeta bir beyaz kumaşın kapkara oluşu ve sonra alev, alev yanması gibi bir durum oluşmuş bulunmaktadır. Buradan tek isteğimiz kölelikten uzak, hak hukuk çerçevesinde çalışabilmek ve bizleri dikkate alıp da bu sürece destek çıkıp hukuksuzluğa bu tür şartlara vicdanları elvermeyenlere saygılarımızı sunarız. Buna sadece seyirci kalanlar kul hakkının öbür dünyada boyunlarının borcu olup peşlerini bırakmayacaklarını ve asla da parayla da ödeyemeyeceklerini iyi bilsinler.
*Bir Nakış işçisi
Evrensel'i Takip Et