30 Mayıs 2013 07:40

Göründüğü gibi değil

Neden vakıf üniversitesi öğrencisi olduk,  aptal olduğumuz için de değil, zenginlikten ne yapacağımızı şaşırdığımız için de değil. İnsanın yapay rekabeti üzerine kurulmuş bu dünyada biz de sözde rakiplerimize biraz daha fark atmak istedik. Bunun için de her yol mübah değil miydi? Bize böyle öğretilmedi mi?

Göründüğü gibi değil
Paylaş
Sinem Ekinci

En başta şunu kabul etmek gerekir ki tamamen elemeye dayalı olarak gelştirilmiş üniversite sınav sisteminde, bir özel okula burssuz yerleştirilmiş öğrenci grubu, o veya bu sebepten rakiplerinin bir kısmından geri kaldı ve bu açığı kapatmak için, ama birikimle kazanılmış, ama işletme sahibi babasının, bir miktar parasını  gözden çıkarttı. Bunu yaparken de bu birey; zaten köle olduğunun farkında olmadığı bu dünyada, kendi tasmasına birkaç kelepçe daha takarak, tasmanın bir kısmını finansörlerinin bir kısmını ise özel okul sahibi iş adamı patronlarının eline verdi.

ÖĞRENCİYKEN ÇALIŞAN BEYİN İŞÇİLERİYİZ

İşte ben tam da üniversiteyi bıraktığım bu günlerde şunları düşünmekteyim. İnsan bir durumun içindeyken değil, çıkıp sıyrıldığı zaman bazı şeyleri daha farklı bir gözle değerlendirebiliyor. Vakıf üniversitesi öğrencilerinin büyük birkaç çıkmazını kendi kapasitem ve gözlemimce dile getirmek istiyorum. Bizim en büyük çıkmazımız zayıflıklarımızın  başkaları tarafından çok güzel kullanılması ve “güçlü olma vaadi” ile profosyonel bir şekilde bize “umut tüccarlığı” yapılmasıdır.

Bu umut tüccarları bizleri, bu acımasız ve adaletsiz dünya sistemi içinde biraz olsun refaha çıkmamızın tek yolunun, üniversite okuyup sözde rakiplerimize fark atmak olduğuna inandırmışlardır. Oysa gerçek şudur ne kadar çalışırsanız çalışın öyle bir fark atamazsınız. Çünkü bizler henüz öğrenci iken çalışan beyin işçileriyiz. Bir beyin işçisinin bedensel işçiden tek farkı beyninin yıpratılıyor olmasıdır.

Bu durumda aslında biz beyin işçileri kendimiz için değil sistem için çalışırız. Sistemin çarkları arasında birbirimizle rekabet edip dururken büyük birader bizim ne kadar da sevimli enayiler olduğumuzu görür ve gülümser.

ZENGİNİ TOKATLAYAN ZENGİN

Beyninizi kendi sevdiğiniz şey için çalıştırmanız yasaklanmadı mı çoğu zaman. Nedense insanı mutlu eden fiziksel ya da beyin uğraşlarının  para etmediğini ailelerimiz de çok iyi biliyorlar. O yüzden bizim tesadüf bu ya para getiren şeyleri sevebilmemiz için az dualar etmediler mi.

İşte bütün bu durumda en büyük aptallar kendileri beyin işçisi oldukları için, bedensel işçileri küçümseyen ya da beden işçilerini kendilerinden daha aptal olduğunu zannedenlerdir. Birçok üniversite öğrencisi ya da mezunu gibi. Benim altını çizmek istediğim nokta özel okulda dahi okusak, ailemizin zengin olduğunu da zannetsek biz işçi sınıfıyız. Çünkü zengin vardır bir de zengini tokatlayacak zengin vardır. Dünya çapında tekelleşmiş 3 büyük firmadan birisinin sahibi değilseniz, üniversite okuyarak, o büyük büyük firmaların alt basamaklarından başlayıp yukarılara tırmanacağınızı zannetmeyin. Bizim böyle zannetmemizi öyle çok istiyor ki umut tüccarları.

Özel okul öğrencileri ancak ve ancak birlik olarak ve kayıt günü geldiğinde hepiniz ama hepiniz kayıt yenilemeye itiraz ederek pazarlığınızı kendi lehinize çevirebilirsiniz. Bu sizin tek gücünüz. Eylülde birlik olup aynı anda bir ay bile olsa kaydınızı geciktirirseniz, bu durum, umut tüccarı patronlarınızın, kocaman taksitlerinin günü geciktiğinde, gece yataklarında ter atarken, sizin bir güç oldunuzu düşündürtecekdir. Ve belki bu durumda sizin biraz büyüdüğünüzü, ellerinde çırpınan o ergen genç olmadığınızı düşünürler. Kim bilir belki de size korku ile karışık biraz saygı bile duyabilirler.


BİZE PARA ÖDEMELERİ GEREKİR

Bizi çalıştıracak olan iş sahibinin tek amacı minimum para ile maksimum kazanç sağlamak olacak ve bu durum her zaman bizim sınıfımız ile işveren arasındaki “o sıkı pazarlığa”  bakacak. İşte o pazarlık günü geldiğinde tek başınıza kalırsanız, başka birileri o sizin kabul etmediğiniz parayı kabul edecek ya da siz başka birilerinin burun kıvırdığı parayı. O pazarlıktan hiçbir zaman karlı çıkmayacaksınız. Bunun sebebi ise yönetenin değil de sizin sınıftaşınız olan arkadaşlarınızın hala kendini kıymetsiz görmesinden kaynaklanacak.

Gelelim özel okul öğrencilerinin girdikleri çıkmaza; okul ücretlerine her sene yapılan zamlara. Bu zamları öderken şunu düşünün. Esasında beyniniz yıpratıldığı, kullanıldığı için size üste para verilmesi gerekir iken; aksine bize öylesine bir aşağılık duygusu yüklendi ki bunun üzerine seve seve para veriyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Bir değişimin başlangıcı

SONRAKİ HABER

Polisin üniversitede ne işi var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...