29 Mayıs 2013 04:17

'Ekvador'da baskı altındayız'

Özlem Temena

Bu kapsamda Türkiye’ye gelen Ekvador İnsan Hakları Temsilcisi Luis Angel Saavedra ile, -Ekvador’da insan hakları ve ifade özgürlüğünü konuştuk. Saavedra, Ekvador’da süren tutuklama furyası ile ilgili olarak “Dernekler ve sendikalar tutuklularının serbest bırakılmasıyla uğraştıkları için kendi işlerini yapamaz hale geldiler” dedi.

Türkiye’deki ifade özgürlüğünü de değerlendiren Saavedra ülkemizin emperyalizmin çıkarlarına bağlı olduğunu söyledi. 2003 yılında Türkiye’de bulunan insan hakları temsilcisi bu süre zarfındaki gözlemlerini gazetemize anlattı.

Rafael Correa’nın 2008’de iktidara gelmesinin ardından Ekvador’da ifade ve insan hakları alanında neler değişti?
2008 yılında Correa anayasayı değiştirerek bize ne kadar otoriter olduğunu gösterdi. Ekonomik ve sosyal alanda insan hakları geriye gitti. Hak ve özgürlükler daha da geriye gitti. İfade özgürlüğü negatif olarak etkilendi. Bütün gücü elinde tutarak ifade özgürlüğünü bastırdı. Ekvador’da ifade özgürlüğü şu sıralar çok fazla baskı altında, her ses bastırılıyor. Birçok dernek ve sendika yöneticileri tutuklandı. Dernekler ve sendikalar tutuklularının serbest bırakılmasıyla uğraştıkları için kendi işlerini yapamaz hale geldiler. Siyasi gösteriler yasaklandı. Bunun yanında ekonomik ve sosyal anlamda bir çok gelişme de yaşandı. Neoliberal politikalarla birlikte ülkenin ekonomisi değişti. Aslında bir model değişimi yaşandı Ekvador’da. Üretim modellerimiz değişti. Ülkede yaşanan değişim tümden bir değişimdi. Yerel halklar da son dönemlerde sürdürdükleri kimlik mücadelesinde öne çıktılar. Aynı zamanda bir çok baskı yaşadılar. Yerel halklar zaten kalkınma problemleri yaşıyorlar. Toplum içinde şehirlerde varlar fakat çoğu köylüler. Bunun yanında verdikleri bir kimlik mücadeleleri var. Onların kültürel kimliklerini tanıyarak yerlileri  tanıdıklarına ikna etmeye çalıştılar. Danslarını, müziklerinin tanımasını yeterli sayılmasını istediler. Yerlilerin sadece folklorik olarak korunması fikri ortaya çıktı.

Bu konu üzerinde hâlâ çalışıyoruz. 3 Martta düzenlenecek olan çevre eylemi öncesinde, polis bir eve baskın yaptı ve 10 genci tutukladı. Ve tabii terör suçlamasıyla. Zaten öncesinde eylem terörize edilmeye çalışılıyordu. Televizyonlardan, gazetelerden eylemle ilgili haberler duyuyorduk. Çünkü büyük bir eylem planlanıyordu. Toplumun tüm kesimleri bir araya gelmişti. Birleşmiş bir toplum görüntüsü vardı. Eylem öncesi her yerde grafitiler vardı. Barışçıl bir gösteri olacaktı. Ama bu eylemi kriminalize etmeye çalıştılar. Biz bu tutuklamaları kınayan bir bildirge yayımladık. Bildirimizde bu tutuklamaları kınadık. Fakat bir sene içeride sabotaj suçlamasıyla tutuldular. Ama şu anda özgürler. Buna benzer bir olay şimdilerde lise öğrencileri için yaşandı.

LİSE ÖĞRENCİLERİ TERÖRLE SUÇLANDI

Ekvador’da hükümet lise yasasını değiştirdi. Üniversiteye sınavsız geçiş hakkını gençlerin elinden aldı. Üniversiteye giriş çok zorlaştı. Bunu protesto eden gençler her zaman müdahaleyle karşılaştı. Bazı protestolar sırasında gençler bazı dükkanların camlarını kırdılar ve daha sonrasında bu lise öğrencileri terörizm suçlamasıyla karşılaştı. Hatta dinledikleri müzikler bile suç delili oldu. Her cumartesi Correa Ekvador’da halk konuşması yapar. Bu konuşmalarında da bu gençleri suçlamaya devam etti.

Peki Ekvador’da İnsan Hakları Örgütleri ne yapıyor baskılar karşısında?
Bizde hak ve ifade özgürlüğünü anlatmaya çalışıyoruz. Lise ve üniversitelerde bununla ilgili dersler veriyoruz. İnsanlara haklarını anlatmaya çalışıyoruz.


EKVADOR'DA BİR EYLEMDEN FOTOĞRAF: PANKARTTA 'CORREACI DEĞİLSEK TERÖRİSTİZ' YAZIYOR


FIDH YENİ BAŞKANINI SEÇTİ

İranlı İnsan Hakları Savunucusu ve Avukat Karim Lahidji, FIDH başkanı seçildi. Karim Lahidji, Tunuslu İnsan Hakları Savunucusu Souheyr Belhassen’in 6 yıldan beri yürüttüğü başkanlık görevini devraldı. Karim Lahidji’nin kazandığı seçimle birlikte FIDH tarihinde ilk kez bir İranlı tarafından yönetilecek.

Karim Lahidji seçimlerden sonra yaptığı konuşmada,  ‘İlk mesajım dünyada keyfi olarak tutuklu olan bütün insan hakları savunucularına, bu arkadaşlarımızın keyfi tutukluluk durumunun sona ermesine ve serbest bırakılmalarına, onların iade-i itibar ve şartsız tahliyelerine kadar mücadelemizi devam ettireceğiz.” Dedi. Konuşmasında Türkiye Hükümetinin siyasi tutukluları serbest bırakmasını söyleyen  Lahidji ‘Keyfi olarak tutuklanan ve uzun süredir tutuklu yargılanan gazetecileri, avukatları ve sendikacıları serbest bırakın” dedi.  (İstanbul/EVRENSEL)